Abdülhamid'in torunları İstanbul'u istiyor!
250 varis... İstanbul’un yarısı Sultan Abdülhamit’in torunları, İstanbul’da değeri milyar dolarlarla ifade edilen birçok mülkün kendilerine dedelerinden miras kaldığını öne sürdü ve hukuk mücadelesi başlattı.
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-02-19 23:10:48
Sultan Abdülhamit’in torunları, İstanbul’da değeri milyar dolarlarla ifade edilen birçok mülkün kendilerine dedelerinden miras kaldığını öne sürdü ve hukuk mücadelesi başlattı. Miras davasını, hanedan üyelerinden Osman Mayatepek ve varislerin vekilliğini üstlenen Avukat Meral Akkuş, RS FM’de değerlendirdi.
Osmanlı İmparatorluğu’nun 34’üncü padişahı Sultan Abdülhamit’in 250 torunu, dedelerinden miras kaldığını öne sürdükleri onlarca değerli mülk ve arazi için hukuk mücadelesi başlattı. Talep edilen yerlerin arasında Kabataş Meydanı, Galatasaray Adası ve Dolmabahçe’de 30 dönüm bostan gibi değeri milyar dolarlar ifade edilebilecek yerler var.
Milliyet gazetesinin haberine göre mahkeme, 250 akraba için geçen Aralık’ta yapılan duruşmada, kararını 27 Mart 2014’te açıklayacağını söyledi. Eğer İstanbul 12. Sulh Hukuk Mahkemesi, verasetleri kabul ederse miras davasının önü açılacak. Varislerin istediği mülklerin bazıları ise şöyle: Galatasaray Adası, Sultanhamam’daki İzmirli Hanı, Eyüp’te 18 dönümlük Bahariye Kışlası, Bakırköy’de 70 dönüm arazi ve Veliefendi çayırı, Dolmabahçe’de 30 dönüm bostan, Beşiktaş Serencebey’de 2 dönüm bağ, Ihlamur’da 3 dönüm arsa, İstanbul Horhor’da konak ve 5 dönüm arsası, Arnavutköy Akıntı Burnu’nda gazino ve müştemilatı, Ortaköy’de Dalyan mahallesi ve Ali Saip Paşa Yalısı ile müştemilatı, Paşabahçe İrcirli Köyü’nde 40 dönüm arazi ve şişe fabrikası, Beykoz’da 40 dönüm bostan, üç bahçe, 6 tarla, 2 çayır, 3 arsa, 1 bağ, 1 dükkan ve yalısıyla Tokat çiftliği, Yalnız Servi çiftliği, Abraham Paşa’dan alınan 38 dönüm arazi ve üzerindeki müştemilat...
“Atilla Güner’le Akşam Postası”na konuk olan hanedan üyelerinden Osman Mayatepek ve Abdülhamit’in bir kısım varisinin vekilliğini üstlenen Avukat Meral Akkuş, miras davasının detaylarını anlattı.
“MECLİS DAHA ÖNCE ‘PAY ALAMAZSINIZ’ DEMİŞTİ”
Avukat Meral Akkuş, hukuki mücadelenin yasal olarak 2010 yılında başladığını söyledi. Daha önce başlamamasının da bazı nedenleri olduğunu ifade eden Akkuş, bunun nedenlerini şöyle açıkladı: “1924 yılında çıkartılan bir kanunla padişah malları kamulaştırıldığı için padişahların üzerine herhangi bir mal kalmamıştı zaten. Aynı zamanda 1945 yılında padişah mirasçıları mallardan pay isteyince meclis bu konuda ‘kamulaştırılan mallardan herhangi bir pay alamazsınız şeklinde’ bir yorum yaparak bu yolu kapattı. Ama tabi Abdülhamit 1918 yılında öldü. Bu yasa da 1924 yılında çıktı.”
“MECLİS YORUMU HUKUKA AYKIRI”
Padişah mirasçılarının zaten bu yasa çıkmadan önce mirasçılık sıfatına haiz olduklarını belirten Meral Akkuş, malların da bunun üzerine kendilerine miras yoluyla intikal ettiğini söyledi. Akkuş, sözlerine şöyle devam etti: “Dolayısıyla esasen bu kanun müvekkillerimizi veya bu tarihten önce olan padişah mirasçılarına etki etmediği düşüncesiyle biz zaten bu hukuki mücadeleye başladık. Meclisin 1945 yılında yaptığı yorum zaten yanlış ve hukuka aykırı. Çok sayıda mirasçı olduğu için, 2010 yılından beri mirasçıların isimleri ve kimlik bilgileri toplanıyor. Kimin ne sıfatla, neden kaynaklı mirasçılık sıfatına haiz oldukları konusunda araştırmalar yapılıyor. Uzun bir yargılama süreci, 27 Mart’ta duruşması var. Herhangi bir dosyanın gönderilmesini veya nihai bir karar çıkmasını bekliyoruz.”
“MALLAR SULTANIN DEĞİL TACIN VE TAHTIN MALI”
Hanedan üyelerinden Osman Mayatepek ise “hukuk çerçevesinde böyle bir davanın ne kadar geçerli ve mantıklı olduğunu bilemem, bunun cevabını ancak bir hukukçu verebilir” diyor ve şöyle devam ediyor: “Yalnız şu var; hepimiz, tüm hanedan 3 Mart 1924 senesinde sürgüne gönderilmişti. O tarihte geçirilen bir kanun vardı. Yanlış hatırlamıyorsam, 413 sayılı kanundu. Bu kanun, padişah malları ile ilgili herhangi bir talepte bulunulmasını engelliyordu. Bilahare 1949 senesinde Millet Meclisi bir yorum kararı çıkardı. Bunda da tabiri caizse bir yerde bu takibi daha da engellemeye yönelik bir karardı. Zaten benim bildiğim kadarı bütün mallar Hazine-i Hassa’ya, bugünkü tabirle maliyeye ait. Şunu demek istiyorum, bunlar sultanın kendisinin değil tacın ve tahtın malı. Dolayısıyla, devletin malı.”
BENZER BİR DAVA YUNANİSTAN’DA KAZANILMIŞTI
Benzer bir emsal karar Yunan Kralı Venizelos’un ailesi için çıkmıştı. Venizelos’un malları kamulaştırılınca mirasçıları, tıpkı Abdülhamit’in torunları gibi miras talep etti. Yunan hükümeti ödeme yapmayınca konu AİHM’e gitti ve 18 milyon dolarlık ödeme tablosu çıkarıldı. Venizelos’un varisleri bu parayı Yunan hükümetinden tahsil etti.
Kaynak: rsfmradio.com
Haber Ara