Kocabaş, yaptığı yazılı açıklamada, Birleşmiş Milletler'in (BM) 2014 yılını "Uluslararası Aile Çiftliği Yılı" ilan ettiğini hatırlatarak, aile çiftliklerinin tarım ve kırsal kalkınma açasından taşıdığı önemi işaret etti.
Türkiye'nin 1950'li yıllarından itibaren köylerden kente göç vermeye başladığına değinen Kocabaş, bunun da hem tarımsal üretim hem de kent yaşamı açasından önemli sorunları beraberinde getirdiğini ifade eti.
Kocabaş, bu sorunların temelinde geçmişte tarım politikalarında yapılan yanlışların, büyük tarım çiftliklerinin ve şirket tarımının özendirilmesine karşın aile çiftçiliklerinin ihmal edilmesinin yattığını savunarak, şunları kaydetti:
"Kırsal bölgelerde var olan küçük aile işletmeleri zayıfladı, neredeyse yok olma noktasına geldi. Aile tarımının önemini yeterince kavrayamadık. Oysa aile çiftçiliği, geleneksel gıda ürünlerinin üretilmesine, korunmasına, dengeli ve sağlıklı beslenmeye imkân sağlıyor. Aile çiftçiliği ile uğraşan çiftçilerimiz, yerel ticaretin gelişmesine, ailecek yapılan tarım nedeniyle istihdam yaratılmasına, gelir kaynaklarının arttırılmasına ve çeşitlendirilmesine fayda sağlıyor. Ayrıca, çevreyi, doğal kaynakları ve bioçeşitliliği koruyan aile çiftçiliğinin sürdürülebilir tarım için önemli bir güvence olduğunu biliyoruz."
- ABD ve Avrupa örneği
Dev tarım şirketleriyle övülen ABD'de bile tarımda, özellikle de hayvancılıkta büyük şirketlerin payının yaklaşık yüzde 3, Avrupa Birliği ülkelerinde ise yüzde 2 seviyesinde olduğuna dikkati çeken Kocabaş, şu görüşleri dile getirdi:
"Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde 500 milyon insan çiftçilikle uğraşırken, kalkınmakta olan ülkelerin çoğunda tarımsal üretiminin yüzde 80'ni aile çiftçiliği sayesinde gerçekleşiyor. Köylerimiz hızla boşalıyor. Genç nüfus yeterli kazancın olmadığı düşüncesiyle tarımdan kopuyor. Aile çiftçiliğine gereken önemi verirsek, kırdan kente göç sorununu çözmede önemli bir adım atmış oluruz."