Vural, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmanın, "AK Parti'nin son gelişmeler karşısında siyasi yozlaşma yaşadığını ortaya çıkardığını" iddia etti. Vural, Erdoğan'ın "yalan söylemeyi, iftira atmayı, kutuplaştırmayı, ötekileştirmeyi" siyasetin rutini haline getirdiğini ileri sürdü.
İktidarın, rüşvet ve yolsuzluğun mağduriyetini oynamaya başladığını savunan Vural, "Rüşvet ve yolsuzluk batağına batanlar mağdur olur mu? Bunun mağduru milletimizdir. Başbakan, asrın yolsuzluğunu paralel yapı masalıyla örtüyor" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın, Türkiye'deki bütün kötülüklerin sebebi paralel yapıymış gibi değerlendirdiğini, gerçeklerden uzaklaştığını ve para gördüğünü iddia eden Vural, şöyle devam etti:
"Buna göre dış politikada attığı yanlış adımların arkasında da paralel yapı var, Ermenistan ile protokol imzalatan da paralel yapı, Esad ile tatil yaptıran sonra Esad'ı baş düşman ilan eden de paralel yapı, Öcalan ile masaya oturtan, Barzani'yi kırmızı halılarla ağırlatan da paralel yapı, Irak'ta Müslümanları katleden ABD askerleri için dua eden de paralel yapı... Aslında Başbakanlık makamında oturan Erdoğan değil, bostan korkuluğu.
Bir karikatür üzerinden yorum yapıyor. Adama sorarlar, 'sen bostan korkuluğu musun?' Mülakatla adam alınması için kanun çıkaran sen değil misin? Her şeyi, herkesi suçluyor. Bunları söyleyen 'sağlam irade dünya lideri...' Adama sorarlar, 'Bütün bunları paralel yapı yaptı diyerek onları suçluyorsun...' Bu, çürük irade, kokuşmuş irade. Böyle dünya lideri mi olur? Burnunun ucunu göremiyorsun?
Televizyon kanalının alt yazısına bile 'Alo Fatih' hattına sarılarak müdahale eden Başbakan. Paralel yapı yalanına sarılarak yeni mağduriyetler peşinde koşan, zavallı duruma düşmüştür.
Aynı Erdoğan daha önce, 'Hizmet iyi ki zamanında insan yetiştirdi. Kardeşlerimizin desteğini görmezden gelemeyiz' diyordu. Bu sözleri şimdi nereye koyacağız? Yalandan kim ölmüş, herkesi suçluyor.
Savcılar sana dokununca mı paralel oldular. Gezi'de övgüler dizdiğin bu davanın savcıları nasıl oldu da 17 Aralık sonrası vatan haini haline geldi?
'Darbelerle mücadele ediyoruz' diye milletin oyunu alan, sonra sıkılmadan 'orduya kumpas kuruldu' diyerek bu davaların mizansen olduğunu söyleyen sen değil misin?
2010 referandumunda 'Darbe düzeni ile hesaplaşılacak. HSYK bağımsız olacak' diyen sonra da 'hata yapmışız HSYK'nın yapısı değişecek' diyen sen değil misin?
Şimdi, '17 Aralık darbe girişimi çök' diyor. Kimi kandırıyorsun? 17 Aralık sonrasında yargı ve emniyette estirilen terörle aslında devlet çökertilmek isteniyor. Başbakan'ın, Bilal'i kurtarmak için hukuk devletini, demokrasiyi çökertmeyi göze aldığı karanlık bir süreçtir.
Bunlar için helal haram yok. 'Amaca ulaşmak için her yol meşrudur' diyorlar. Başbakan'a sesleniyorum: Yolsuzluk ve rüşveti ölümüne savunan biri için helal haram var mıdır? Ayakkabı kutularındaki milyon dolarları görmezden gelenler için helal haram var mıdır? Haram para aklama çetesinin uçağı ile Umre'ye gidenler için helal haram var mıdır? Hazine arazilerine villa dikenler için, elindeki kamu gücünü kullanarak devletin arazilerini evlatlarının şirketlerine vakıflarına peşkeş çektirenler için helal haram var mıdır? Boyunca para kasalarıyla dolar banyosu yapanlar için helal haram var mıdır? İş adamlarından haraç alanlar için helal haram var mıdır?"
Oktay Vural, Başbakan Erdoğan'ın yolsuzluk iddialarına ilişkin bir yanıt vermediğini, bu iddialarla ilgili soru soranları da azarlayıp, tehdit ettiğini öne sürdü.
Vural ayrıca, Erdoğan'ın, Doğu ve Güneydoğu'da, '30 Mart sonrası özerkliğimizi ilan edeceğiz" diyenlere karşı ses çıkarmadığını savundu.
-"Parlamentonun saygınlığına darbedir"
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, internet düzenlemesi ile ilgili yasayı onaylamasını eleştiren Vural, "Yaygın şekilde eleştirilen, vatandaşın özgürlüklerine gem vuran, haberleşme özgürlüğünü sansürleyen, fişlemenin önünü açan böyle bir yasanın onaylanması bir hukuk devleti için uygun olmamıştır" dedi.
Gül'ün, yasayı onaylamasının ardından yaptığı açıklamada, yasada itiraz edilen hususlarla ilgili düşüncesini hükümetle paylaştığını ve düzeltilmesini istediğini ifade ettiğini belirten Vural, "Sayın Cumhurbaşkanı itiraz ettiği konuları, maddeleri veto ederek TBMM'ye göndermeliydi. Çünkü size gelen yasanın arkasında TBMM iradesi var. Bu yasa, hükümetin fermanı ile olmuş değildir. Bu iradeyi dikkate almayıp da Bakan aracılığıyla, önergeler yoluyla değişiklik yapmak, parlamentonun saygınlığına darbedir. Sizin muhatabınız Meclis olmalıdır" diye konuştu.
Yasanın bu haliyle özgürlükleri kısıtladığını savunan Vural, partilerin bir araya gelip, sektör temsilcilerini de dinleyerek yeni bir düzenleme hazırlamaları gerektiğini, MHP olarak buna hazır olduklarını ifade etti.