Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, başvuru sonrası gazetecilere yaptığı açıklamada, düzenlemenin, yaklaşık 40 maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğunu savundu.
Öztürk, söz konusu kanun maddelerinin "yok hükmünde" olduğunun tespiti, yürürlüğünün durdurulması ve iptali talebiyle Anayasa Mahkemesine başvurduklarını belirterek, "Toplam 46 maddeden oluşan bu yasanın, aşağı yukarı 40 maddesinin iptali için başvurmak zorunda kalındığını düşünürsek, getirilmek istenen yasanın hukukun evrensel ilkelerine, Anayasa'ya ne kadar aykırı olduğu açıktır" dedi.
Bir hukuk işleminin, çok ağır bir sakatlık ile malul olması durumunda, yok hükmünde sayılacağını savunan Öztürk, bir yasama işleminin yok sayılabilmesinin ancak çok ağır hukuk ve şiddetli gasp halinde söz konusu olacağını söyledi.
Düzenlemede çok büyük bir yetki gasbının söz konusu olduğunu iddia eden Öztürk, "Dava konusu yaptığımız somut olayda kanunla yargısal denetimi etkisiz bırakacak düzenleme tipik ve ağır bir yetki gasbı olup, bunun yaptırımı yokluk olmalıdır" diye konuştu.
Öztürk, kanun onaylandıktan sonra Anayasa Mahkemesinin vereceği bir iptal kararının geriye dönük işlemeyeceğini vurgulayarak, bu nedenle "yok hükmünde" sayılmasını istediklerini anlattı.
Düzenlemeyle "HSYK'da çalışan personelin, işlerine son verileceğini" öne süren Öztürk, kanunla böyle bir düzenleme yapmanın mümkün olmadığını savundu.
HSYK yapısı ve buna ilişkin çıkarılacak kanunların mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik mesleğinin teminatına göre düzenlenmesi gerektiğini dile getiren Öztürk, yapılan düzenlemenin bu çerçevede olmadığını iddia etti.
Bunun İstanbul merkezli operasyon nedeniyle yargıya müdahale olduğunu öne süren Öztürk, şunları kaydetti:
"Anayasa Mahkemesinin tarihi görevi vardır, vereceği tarihsel kararla yargıyı Tayyip Bey'in elinden kurtarmaktır, Anayasa Mahkemesinin görevi budur. Tayyip Bey kendisini ve yandaşlarını, yolsuzluğa karışanları, bakanlarını kurtarmak için bu yasayı çıkarmıştır. Anayasa Mahkemesinin yargıyı kurtarmak için öncelikle yok hükmünde, sonra da iptal kararı vermesini diliyoruz. Bu karar verilmediği zaman, hepimiz biliyoruz ki yasayla yapılmak istenen değişiklikler gerçekleşmiş olacak, yolsuzluk soruşturmasının doğru şekilde yürütülmesini sağlayan savcılar ve hakimler istenmeyen kişiler olarak görevlerinden alınmış olacak ve ayarlanmış hakim ve savcılarla yolsuzluk soruşturması örtülecektir."
-"Anayasa Mahkemesi, benzer bir davaya bakmış"
Öztürk, yasanın Cumhurbaşkanı onayı olmadan Anayasa Mahkemesine götürülmesinin daha önce başka bir örneği bulunup bulunmadığının sorulması üzerine, bunun çok önemli olmadığını savunarak, taleplerinin düzenlemenin yok hükmünde sayılmasıyla birlikte, iptali ve yürürlüğünün durdurulmasını kapsadığını anımsattı.
Burada amacın önemli olduğunu, şeklin önem taşımadığını aktaran Öztürk, Anayasa Mahkemesine konuyu anlattıklarını, ne yapılmak istendiğinin ortada olduğunu söyledi.
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek ise başvuru şeklinin daha önce örnekleri bulunduğunu ifade ederek, "Yüksek Mahkeme, Sayın Cumhurbaşkanı'nın onayına gitmeden açılan bir davaya bakmış ve bir içtihat oluşturmuş, bizim başvurumuzun esasında o da var. Böyle bir durumda Cumhurbaşkanı'nın onayı gerekmiyor. Anayasa Mahkemesinin, Meclis iradesinin oluşmasıyla dava açılması mümkündür şeklinde bir kararı bulunuyor" dedi.