TYB Konferans Salonu'ndaki açılış dersinde konuşan İsen, Türkiye'nin kültür ve sanat alanında ilerlemesi için yerel yönetimlere büyük görevler düştüğünü söyledi.
Yerel yönetimlerin altyapı çalışmalarını büyük ölçüde tamamladığını belirten İsen, "Şimdi üst yapı çalışmalarıyla ilgili bir evreye giriyoruz. Bu üst yapı çalışmaları konusunda kimin ne, nasıl yapacağı noktasında açıkçası elde bilgiler yok. Eğer bu noktada birtakım entelektüel muhitler, bu alanla ilgili ciddi STK'lar devreye girip bu açmazları giderebilecek yeni yaklaşımlar ortaya çıkaramazsa ben eminim bir sürü para ve emek boşa harcanacak. Çünkü dediğim gibi bir yol haritası yok bu çerçevede" dedi.
İsen, özellikle organizasyon kabiliyeti olan beşeri sermayenin, bütün dünyada en dikkate değer kıymet olduğuna işaret ederek, "Biz bu kültürel anlamdaki beşeri sermayemizi ne kadar geliştirebilirsek, ne kadar takviye edebilirsek, ne kadar arzu edilen bir çerçeveye taşıyabilirsek bu coğrafyanın imkanlarını kullanma noktasında o kadar büyük avantajlar elde ederiz" diye konuştu.
Batı düşüncesinin, kültürünün kendisine mahsus bütün mitolojiyi, kültürel imkanlarını sahne sanatlarında kullandığına ve söyleyebileceği yeni bir şey olmadığına dikkat çeken İsen, Türkiye'nin ise insanlara yeni şeyler söyleyebilecek kaynakları bulunduğunu ifade etti.
Türkiye'de devlet-sanat ilişkisinin ve devlet-kültür ilişkisinin yeniden masaya yatırılması gerektiğine değinen İsen, şunları söyledi:
"Bugünkü haliyle bu terazi bu sıkleti artık çekmiyor. Ben çok kısa bir süre içinde devlet-sanat ilişkilerinin kazanacağı yeni konumu da üç aşağı beş yukarı görebiliyorum. Buralarda daha çok bir sivil inisiyatifle ve proje bazlı çalışmalarla bu işlerin yürüyeceği düşüncesindeyim ama buna da hazır olmak lazım. Ben şimdi mesela açıkça sorayım: Farz edelim ki bir yeni modelleme üzerinde duruyor Bakanlık, bu çerçevede siz bir yıl sahnede kalabilecek hangi oyunu önerebilirsiniz Devlet Tiyatrolarında? Yahut hangi müzik grubunuz var, bununla hangi faaliyetlerde bulunabilirsiniz? İstanbul Kültür Sanat Vakfı, yıllardan beri işte Türkiye'de belli bir bakış açısıyla bir sanat anlayışını telkin ediyor, icra ediyor. Buna karşılık sizin ifa edebileceğiniz, icra edebileceğiniz ne tür etkinlikleriniz var? Bunlara hazır olmak ve bu konuda cevaplar üretmek gerekir açıkçası.
Bu alanlarda yapılacak pek çok iş vardır. Yazarlar Birliği gibi kuruluşlara bu anlamda ciddi ihtiyaçlar vardır. Bu yeni dönemde kültürel bazlı bir belediyecilik anlayışı Türkiye'de ister istemez gündeme gelecektir. Buralara önerebileceğiniz yeni kültür programları ne olabilir? Türkiye'de eskiden beri yapılagelen belediyelerin düzenlediği kültür faaliyetleri var. Çeşitli isimlerle anılan festivaller var. Bu festivaller yine eski şekliyle devam ediyor. Açılışına bir mehter takımı koyarak, kapanışına bir ilahi grubu koyarak güya kendilerine göre yeniden dizayn edilmiş bir yapı ama o arabesk görüntüyü de aynı şekilde taşıyarak. Buralara kalıcı yeni modellemeler önermek lazım."
-Dersler 10 hafta sürecek
TYB Şeref Başkanı Mehmet Doğan da Yazar Okulu'na gösterilen ilginin mutluluk verici olduğunu ifade ederek, yazarlığın sadece edebiyat alanıyla ilgili bir iş olmadığını vurguladı.
TYB Başkanı Hicabi Kırlangıç ise gelenekselleşen Yazar Okulu'nun artık bir marka haline geldiğini belirterek, "Yazar Okulu'nun toplam hedefi gençlerimizin ülkemize, çevremize, coğrafyamıza, dünyamıza duyarlılıklarının arttırılması, kendilerini ifade bakımından daha özgüvenli hale gelmeleri, iletişim hızının bu baş döndürücü gelişmesi karşısında özbilinç sahibi olarak bu iletişimden yararlanabilmeleri ve geleceğin dünyasını kendileri için kurma yolunda daha bilinçli ve güvenli bir hareket gerçekleştirmeleri" dedi.
Yazar Okulu'nda dersler salı, çarşamba, perşembe ve cuma günleri 18.30-20.00 ve cumartesi 13.00-17.00 saatlerinde gerçekleştirilecek.
Yeni dönemde Yazar Okulu'nun Koordinatörlüğünü Doç. Dr. Musa Kazım Arıcan yapacak. Verilecek dersler arasında "Sanat ve Tenkit", "Din ve Düşünce", "Felsefe ile Düşünmek", "Toplum ve İdeoloji", "Yazarlığa Giriş", "Metin Oluşturma Teknikleri" bulunuyor.
Yönlendirme derslerinde ise günümüzün tanınmış yazarlarının yanında önemli yönetici ve ilim adamları da yer alacak. 10 hafta sürecek ve sınırlı sayıda kontenjanı bulunan Yazar Okulu'nun kayıtları devam ediyor.