Başkent Bangui'deki merkez camisine sığınan Müslümanların hükümetin ve Sangaris operasyonuna katılan Fransız askerlerinin kendilerini hedef alan katliam ve vahşete kayıtsız kaldığını belirtti.
Sebze pazarında çalışan Messaoud adlı kişi, bölgedeki AA muhabirine yaşadıklarını anlattı.
Messaoud, Müslümanları hedef alan cinayet ve vahşetin başkentin birçok mahallesinde sıradan hale geldiğini vurguladı. Hıristiyanların oluşturduğu anti-balaka grubunun evleri yağmaladığını, Müslümanları öldürdüğünü ve canlı canlı yaktıklarını, etlerini parçaladıklarını belirten Messaoud, hükümetin tamamen kayıtsız kaldığı bu vahşetin her gün yaşandığına dikkati çekti.
Messaoud, saldırganların sınır tanımadığını, camileri de yağmaladıklarını ve Kur'an-ı Kerim'i yaktıklarını söyledi.
Sudan kökenli, Orta Afrika'da doğup büyüyen Messaoud, ülkedeki Müslümanların güvenli olmadığı için sonunda ülkeyi terk edebileceğini belirtti.
Messaoud, 'Hıristiyanlar bizi ülkeden kovmaya giderek daha kararlı hale geliyor. Hükümet kayıtsız kalmaya devam ederse ve harekete geçmezse hedeflerine ulaşacaklar' dedi.
Aynı düşünceleri paylaşan Messaoud'un Sudan kökenli bir arkadaşı da, 'Kısa süre önce erkek kardeşlerimden ikisini kaybettim, anti-balakalar evimde bana saldırdı. Herşeyi yağmaladılar. En kötüsü de kutsal yerlerimize saldırmaları. Birçok camiyi yağmaladılar. Müslümanlar asla kiliselere dokunmadı. Bizi korumak ve her gün karşılaştığımız vahşeti önlemek için hiçbir şey yapmayan hükümeti ve Sangaris'i suçluyorum' diye konuştu.
Adının açıklanmasını istemeyen bu kişi, Orta Afrika Cumhuriyeti'nin ikiye bölündüğünü savuna, 'Krizin başlamasından bu yana Orta Afrika Cumhuriyeti'nde iki kısım var. Birinde anti-balakalar ve Sangaris, diğerinde Müslümanlar. Fransız güçleri daha çok bizi ölümle ve yok etmekle tehdit eden anti-balakaların yanında. Bu askerler genellikle bizi umursamıyor' ifadesini kullandı.
