Amos, BM Güvenlik Konseyi'nde düzenlenen Suriye'deki insani duruma ilişkin kapalı toplantının ardından gazetecilere açıklama yaptı.
BM Güvenlik Konseyi'nin geçen yıl ekim ayında Suriye'ye insani yardım ulaştırılması ve sivillerin korunmasını temin etmek için bağlayıcılığı olmayan başkanlık bildirisi kabul ettiğini hatırlatan Amos, buna rağmen sahadaki durumun daha da kötüleştiğini vurguladı.
"Suriye'de siviller ateş altında ve sosyal doku lime lime oldu" ifadelerini kullanan Amos, insani yardım görevlilerinin çalışma koşullarının her zamankinden daha güç durumda olduğunu kaydederek, "Ekimden bu yana 15 yardım görevlisi hayatını kaybetti" dedi.
BMGK'nın uyarısından bu yana geçen 4 ayda çatışmalardaki tüm tarafların uluslararası insancıl hukuku ısrarlı ve açık bir şekilde ihlal etmeye devam ettiğini anlatan Amos, "Taraflar sivilleri koruma sorumluluklarını yerine getirmiyor. Sahada bir savaşın sürdüğünü biliyoruz ancak savaşın da kuralları olur" diye konuştu.
-"Vahşeti tarifte kelimeler yetersiz"
Basın toplantısında Humus'ta yapılan tahliyeler ve yardımları da anlatan Amos, şunları söyledi:
"Humus'taki çalışmalar, bölgedeki şartlar göz önüne alındığında bir başarıdır. Ancak yardım ulaştırma süreci çok sınırlı ve son derece yavaş ilerliyor. Yeteri kadar noktaya ulaşamıyoruz. Kuşatma altında 250 bin insan var ama biz uzun çabalar sonucu sadece bin 400'ünü tahliye edebildik. Humus'la ilgili 14 ay önce uyarı yapmıştım. Başka bin 400 kişi için 14 ay daha bekleyemeyiz. Suriye genelinde ihtiyaç içinde milyonlarca insan var. BMGK'dan çatışan taraflar üzerinde nüfuzlarını kullanmalarını ve insani yardım ulaştırılması için çatışmalara ara verilmesi, yardım görevlilerine sürekli giriş izni verilmesi ve görevlilere ateş edilmemesini temin etmelerini istedim."
"Suriye'deki vahşeti tasvir etmek için kelimeler yetersiz kalıyor" ifadesini kullanan Amos, BM'nin bu acıları sonlandırmak için üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiğini vurguladı.
-"Güçlü bir BMGK kararı istiyoruz"
BMGK toplantısının ardından gazetecilere açıklama yapan ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Samantha Power da Suriye'de kuşatma altındaki bölgelerin yüzde 80'inin rejimin kontrolünde olduğunu belirterek, ekimdeki başkanlık bildirisine rağmen herhangi bir gelişme sağlanamadığını söyledi.
BMGK'nın bu durumu değiştirmek için kararlı adım atması gerektiğini kaydeden Power, Ürdün, Lüksemburg ve Avustralya tarafından sunulan BMGK karar tasarısını desteklediklerini ifade ederek, "BMGK, sahadaki duruma ilişkin gerçek bir değişiklik sağlayabilecek bir metni kabul etmeli" dedi.
BMGK karar tasarısı üzerinde üyelerin müzakerelerinin sürdüğünü anlatan Power, "Yetersiz bir tasarının kabul edilmesindense hiç kabul edilmemesi daha iyi olur. Kabul edilecek bir karar metninin birşeyleri değiştirmesini istiyoruz. Mümkün olabilecek en sert metnin kabul edilmesi için çalışıyoruz" diye konuştu.
-Müzakereler sürüyor
Geçen hafta BMGK'nın tüm üyelerine Ürdün, Lüksemburg ve Avustralya tarafından sunulan tasarıda, kentlerdeki kuşatmanın kaldırılması, rejim tarafından gerçekleştirilen hava saldırılarının sonlandırılması, okul ve hastanelerin asker ve silahtan arındırılması, insani yardımlara izin verilmesi çağrısı yapılıyor.
BMGK'nın veto yetkisi olan üyeleri Rusya ve Çin, tasarıya Suriye'ye bir askeri müdahaleye kapı aralayabileceği gerekçesiyle olumsuz yaklaşıyor.
BMGK'nın diğer daimi üyeleri ile tasarının sunucusu olan ülkeler, Rusya ve Çin'i ikna etmek için metin üzerinde değerlendirmelerini sürdürüyor.
Öte yandan Rusya'nın da kendi hazırladığı BMGK karar tasarısı metnini veto yetkisi olan BMGK üyesi ülkelere sunduğu belirtildi.
Diplomatik kaynaklar, tarafların iki metin üzerinde de değerlendirmelerde bulunduğunu bildirdi.