Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik himayesinde, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) ve Cem Vakfınca düzenlenen etkinlikte, Kerbela'da kaldıkları son gece, otelde cem yapan Alevi ve Bektaşiler, daha sonra Yezid'in ordusundan Hz. Ali'nin safına geçen ve hayatını kaybeden Hür Şehid'in türbesini gördü.
Ardından Kufe'ye geçen grup, burada Hz. Ali'nin, aynı zamanda şehit olması sonrasında yıkandığı ve kefenlendiği evini ziyaret edip, evin yanında bulunan Kufe Mescidi'ni gezdi.
Gruba rehberlik yapan araştırmacı yazar Cafer Bendiderya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Hz. Ali'nin evi hakkında bilgi verdi.
Kufe'de bir tarafta hükümet konağı, diğer tarafta tarihin en eski camilerinden biri olan Kufe Mescidi'nin bulunduğunu belirterek, buranın Hz. Ali'nin kefenlendiği ve eliyle kazdığı su kuyusunun bulunduğu yer olduğunu anlattı.
Su kuyusunun üstünün kısa süre önce kapatıldığını ancak kuyu suyunun boruyla dışarıya verildiğini belirten Bendiderya, Hz. Ali'nin mescide bahçeden geçerek gittiğini söyledi. Bendiderya, Hz. Ali'nin ramazan ayında, Kufe Mescidi'nde namaz kıldığı sırada şehit edildiğini anımsattı.
Grup, Hz. Ali Mescidi olarak da bilinen yerde, Müslim bin Akil, sahabelerden Hani bin Urve'nin türbelerini de ziyaret etti. Mescid hakkında buranın yöneticisi de kafiledekileri bilgilendirdi.
Alevi İslam Din Hizmetleri Başkan Yardımcısı Gazi Karababa, anlattıkları bu topraklara gelmeyi hayal etmediklerini söyledi.
Buralara gelip bunu kelimelere dökmenin zor olduğunu vurgulayan Karababa, "Bizim için ruhani bir duygu, içsel bir duygu.
Bu ayak basmak bambaşka, bu duygu bambaşka, yaşamak lazımmış. Yaşadığımız için de Cenabı Allah'a şükrediyoruz ki bizlere buraları gösterdi. Bir daha gelmeyi inşallah nasip eyler" dedi.
-Büyükelçiden ziyaret
Daha sonra otele geçen Alevi dedeleri ve Bektaşi babalarını, Türkiye'nin Bağdat Büyükelçisi Faruk Kaymakçı da ziyaret etti.
Kaymakçı, gruba hitaben yaptığı konuşmada, 5 aydır Bağdat'ta görevde bulunduğunu belirterek, "Sizlerin Necef'e, Kerbela'ya, Kufe'ye geleceğinizi duyunca çok sevindik" dedi.
Türkiye ile Irak'ın ilişkilerinin sadece siyasi ya da ekonomik olmadığını ifade eden Kaymakçı, insan ilişkilerine de çok önem verdiklerine işaret etti.
Kaymakçı, Türk heyetinin buralara gelmiş olmasının dost ve kardeş olarak görülen Irak'a verilen çok önemli bir destek olduğuna işaret etti.
Türkiye'nin kardeş, dost, birlik elinin yine dost ve kardeş ülke Irak'a bu şekilde uzatılmış olduğunu vurgulayan Kaymakçı, "Bizler sizleri burada daha sık görmek istiyoruz. Aynı şekilde sizlerin Iraklı kardeşlerimizi, Iraklı muhatap dernekleri ülkemizdeki etkinliklere davet etmenizi istiyoruz. Çünkü Irak, zor bir dönemden geçiyor ve Irak'ın gelişmesinde, kalkınmasında, istikrarında belki de en fazla katkıda bulunacak ülke Türkiye" diye konuştu.
Iraklıların da Türkleri kendilerine yakın gördüğünü vurgulayan Kaymakçı, buraya gelinmiş olmanın bile önemli bir mesaj olduğuna işaret etti.
Kaymakçı, "Buraya gelip bir birlik, kardeşlik, dostluk mesajı verdiğiniz için çok önemli bir kapı açtınız" dedi.
Türkiye Cumhuriyeti'nin, tüm vatandaşlarının arkasında olduğunu vurgulayan Kaymakçı, ziyareti düzen Kültür ve Turizm Bakanlığına, TÜRSAB'a, emeği olan vakıf ve derneklere teşekkür etti.
-Cumhuriyet tarihinde ilk
Yolculuk hakkında bilgi veren TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi Nebil Çelebi, Cumhuriyet tarihinde böyle bir gezinin ilk olduğunu belirterek, buna öncülük etmekten TÜRSAB olarak onur duyduklarını kaydetti.
Gezinin gayet iyi geçtiğini vurgulayan Çelebi, bundan sonraki günlerin de böyle geçmesini dilediğini bildirdi. Çelebi, bu gezinin ilk olduğunu ancak devamının gelmesini beklediğini dile getirerek, Bakan Çelik ve TÜRSAB'ın desteğiyle mayıs ayında ikincisinin planlandığını söyledi.
-Cem Vakfı
Cem Vakfı Genel Müdürü Ali Rıza Kaçan da konuşmasında buradaki günleri tamamladıktan sonra Medine ve Mekke'ye gideceklerini anlattı.
Kaçan, mayısta planlanan ikinci grubun ardından eylülde de 300 kişilik bir grubun buraları ziyaret etmesinin ön görüldüğünü dile getirdi.
Kaçan, "İyi ki geldik, hep tarihten, kitaptan okuduk, kulaktan dolduk. Ama bizi parçalamak için çalışanlar utansın. Irak bize bir ders. İçim yanıyor. Gördükçe ağlayasım geliyor. Biz hep barıştan yanayız, barıştan yanayız, barıştan yanayız" diye konuştu.
Cem Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Atilla Balaban da konuşmasında kendini çok şanslı hissettiğini belirterek, "Hz. Muhammed de benim, Hz. Ali de benim, Hz. Hüseyin de benim, Hacı Bektaş da benim, Mevlana da benim, Atatürk de benim. Bu değerlerimize sahip çıktığımız sürece, birliğimizi beraberliğimizi bozmadığımız sürece ülkede barış eksik olmaz. Mevlana ne demiş: 'Nerede sevgi var ben orada varım, nerede savaş var ben orada yokum'. Biz de nerede sevgi var, biz orada varız. Nerede kötülük var biz orada yokuz" değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmaların ardından TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi Çelebi, desteklerinden dolayı Büyükelçi Kaymakçı'ya teşekkür plaketi verdi.
-Büyükelçi'yle Hz. Ali türbesi ziyareti-
Büyükelçi Kaymakçı ve Türk kafilesi, daha sonra hep birlikte Necef çarşısını geçerek Hz. Ali türbesini ziyaret etti.
Türk kafilesi, Kerbela'da olduğu gibi yoğun güvenlik önlemi altındaki camiye girip türbeyi gezdi.
Ziyaret sonunda Alevi dedeleri ve Bektaşi babaları toplu fotoğraf çektirdi.