AİHM'den 'polis şiddeti' cezası

AİHM, avukat Gülizar Tuncer Güneş tarafından açılan "polis şiddeti" davasında Ankara'nın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin kötü muameleyle ilgili 3'üncü maddesini ihlal ettiğinde hüküm kıldı.

Kayhan Karacan'ın ntvmsnbc'de yer alan habere göre, Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi bir grup avukat F-tipi cezaevlerini protesto amacıyla 16 Eylül 2000 tarihinde İstiklal Caddesi'nde eylem düzenlemiş, polis, bildiri okumak isteyen grubu aşırı güç kullanarak dağıtmıştı.

AİHM belgelerine göre polis, aralarında davacı avukat Gülizar Tuncer Güneş'in de bulunduğu 49 kişiyi gözaltına almıştı. Gülizar Tuncer Güneş gözaltına alınırken kötü muamele görmüş, kol ve bacağına yönelik darbeler nedeniyle 5 gün çalışamaz raporu almıştı.

Avukatlar kendilerine şiddet uygulayan polislere karşı aynı yıl Eylül ayında Beyoğlu 4. Asliye Ceza Mahkemesi önünde "kötü muamele" davası açmış, Mahkeme 2004 yılında davalı 3 polis memurunu 3 ay hapis ve 3 ay da meslekten men cezasına mahkum etmişti.

Karar 2006 yılında yeni Ceza Kanunu gerekçe gösterilerek Yargıtay tarafından bozulmuş, ancak Beyoğlu Mahkemesi 2007 yılında bir kez daha polis memurlarının mahkumiyetine hükmetmişti. Yargıtay tekrar gündemine gelen davada 2009 yılında "zamanaşımı" kararı vereke dosyayı kapatmıştı.

Bu karar üzerine dava avukat Gülizar Tuncer Güneş tarafından 2010 yılında AİHM gündemine taşınmıştı. Türk hükümeti davacı avukatın "kötü muamele" iddialarına karşı savunma yapmayacağını belirtip takdiri AİHM'ye bıraktığını bildirdi.

AİHM, hükümetin davacı tarafından sunulan tıbbı raporlara itiraz etmemesini de dikkate alarak, polisin aşırı güç kullanması ve davanın zamanaşımına bırakılarak suçluların cezasız kalmasına göz yumulmasını Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin işkence ve kötü muamelenin önlenmesiyle ilgili 3'üncü maddesine aykırı buldu.

Karar gereği Türk hükümeti davacı avukata 9 bin 750 Euro manevi tazminat, 3 bin 265 Euro da mahkeme masrafı ödeyecek.

AİHM'den 'polis şiddeti' cezası

Polisin toplumsal gösterilerde aşırı şiddete başvurması Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) bir kez daha mahkum olmasına neden oldu.