Akdur, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sütün insanın sağlıklı yaşamında özellikle de büyüme gelişme çağında olan çocukların büyümesi ve gelişiminde vazgeçilmez ve yeri doldurulamaz bir gıda olduğunu belirtirken, Türkiye'deki süt tüketim düzeyinin gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında oldukça düşük düzeyde bulunduğunu ifade etti.
Türkiye'de yıllık kişi başı süt tüketiminin yaklaşık 25 litre olduğuna işaret eden Akdur, buna karşılık İtalya'da tüketimin 63 litre, Rusya'da 94 litre, İngiltere'de 100 litre, Finlandiya'da ise 139 litre olduğunu kaydetti.
Türkiye'de okul çağındaki çocukların süt tüketim oranının Avrupa ülkelerinin çok gerisinde olduğuna dikkati çeken Akdur, şöyle devam etti:
'Türkiye'de okul çağındaki her on çocuktan biri hiç süt içmiyor, 10 çocuktan altısı düzensiz ve yetersiz miktarda süt içiyor. Türkiye'de yalnızca 10 çocuktan 3'ü düzenli ve yeterli miktarda süt içiyor. Bu nedenle okul sütü programı uygulaması, özellikle de yetersiz dengesiz beslenen çocukların yetersizliklerini bir miktar da olsa karşılamak ve çocuklara süt içme alışkanlığını yerleştirmek açılarından çok yararlı bir programdır.'
-Okul çağındaki çocuklar günde en az 2 su bardağı süt içmeli
Okul çağındaki çocukların, temel besinlerini karşılamak için günde en az yarım litre yani iki su bardağı süt içmesi gerektiğini vurgulayan Akdur, 'Okul sütü programındaki şekliyle, çocukların haftanın yalnız üç gününde süt içmesi yetmez. Çocuklar okulda verilen günlerin dışında kalan haftanın diğer günlerinde de en az iki su bardağı süt içmesi gerekir. Buna karşılık özellikle hiç süt içmeyen çocuklar açısından okullarda üç gün süt verilmesi hiç yoktan iyidir' şeklinde konuştu.
-Süt tüketen çocukların okul başarısı da yüksek
Sütün bir insanın gereksinim duyduğu besin öğelerinin bir çoğunu içerdiğini anlatan Akdur, sütün, insan bedeninin en önemli gereksinimleri olan protein kalsiyum, fosfor, potasyum, çinko gibi mineraller, A, D, E ve K vitaminlerince zengin bir gıda olduğunu, yeterince süt tüketen çocukların büyümesi ve gelişmesinin iyi olduğu gibi hastalıklara karşı direncinin de yüksek olduğunu bildirdi.
Akdur, ayrıca süt tüketen çocuklarda soyut düşünce, problem çözme, bellek, dikkat, konsantrasyon gibi zihinsel yeteneklerin süt içmeyenlerden daha yüksek olması nedeniyle süt içen çocukların okul başarısının da yüksek olduğunu söyledi.
-'Süt içen çocukların şikayetleri ciddiye alınmalı'
Çok az insanda görülmekle birlikte süt bazı insanlarda rahatsızlık yapacağına ve halk arasında genel olarak bunun 'süt alerjisi' diye adlandırıldığına işaret eden Akdur, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Süt rahatsızlıklarının iki türü vardır. Bunlardan birisi tıpta "laktoz intoleransı" diye adlandırılan, kişide sütte bulunan şekeri sindiren enzimin yokluğu nedeniyle ortaya çıkan rahatsızlıktır. Bu tip süt rahatsızlığında kişide sütlerde bulunan şekeri sindiren enzim olmaması nedeniyle bağırsaklarda hareketlilik artmasına ve ishal ortaya çıkar.
İkincisi ise sütte bulunan proteinlere karşı oluşan gerçek bir alerjidir. Sütte 25 kadar protein vardır ve kişinin bunlardan birine karşı aşırı reaksiyon vermesi ile ortaya çıkar. Hangi tür süt rahatsızlığı olursa olsun kişisel düzeyde önemli bir rahatsızlıktır. Bu nedenle kampanya halinde yürütülen dağıtımlarda özellikle çocuklara yapılan dağıtımda üzerinde durulmalı ve önemsenmelidir. Süt içen çocukların şikayetleri ciddiye alınmalıdır'
Okul sütü programından ilk olarak yararlanacak öğrencilerin süt içince rahatsızlanması durumunda hemen öğretmenlerine haber vermesi ve çocukların verdiği bu bilginin öğretmenlerce ciddiye alınması gerektiğini belirten Akdur, 'Bir şey olmaz' diyerek çocuğa içmesi için ısrar edilmemelidir. Süt içtikten sonra karın ağrısı, mide bulantısı gibi şikayetler ciddiye alınmalıdır' dedi.
-Açıldıktan sonra kısa süre içinde tüketilmeli
Öğretmenlerin de sütün kutusu üzerindeki tüketim tarihini kontrol etmesi ve tarihi geçmiş olanların tüketilmesine izin vermemesi gerektiğini vurgulayan Akdur, delik, yırtık, bozuk bombeli veya ezik kutuların kesinlikle kullanılmaması gerektiğini ifade etti.
Kutu açıldıktan sonra kısa süre içinde sütün tamamen tüketilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Akdur, sütlerin okullara olabildiğince günlük gelmesi gerektiğini, aksi takdirde depolanması ve saklanmasına özen gösterilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.