Avrupa ülkelerindeki Alevi Birlik ve Federasyon başkanları Viyana'da bir araya geldi. Toplantıda konuşan Öker, yıllar önce Avrupa'ya hüzünlü ve dramatik bir şekilde geldiklerini ifade etti. Öker, zaman içinde çocuklarının bu ülkelerde dünyaya geldiğini ve Avrupa ülkelerinin kendilerine tanıdığı inanç ve düşünce özgürlüğü ile bu ülkeleri yeni vatan olarak kabul ettiklerini bildirdi.
Avrupa'nın 14 ülkesinde örgütlendiklerini ve çatı örgütleri kurduklarını anlatan Öker, "1,5 milyon nüfusumuz olduğu söyleniyor ancak henüz kesin olarak bir sayım yapılmadı. Biz Aleviliği İslam coğrafyasına ait olmasına rağmen kendisine özgü bir inanç topluluğu olarak biliyoruz. Türkiye bizim inanç özgürlüğümüzü kabul etmiyor. Ama Avrupa ülkelerinde 250 kültür merkezi kurarak 14 çatı örgütü altında örgütlendik ve inancımızın gereklerini özgürce yaşıyoruz" diye konuştu.
Avrupa ülkelerinde kendilerinin de yükümlülüklerini yerine getirdiklerini belirten Öker, "Avrupa ülkeleriyle bir sorunları bulunmadığını" bildirdi.
Türkiye'de hala "devletin resmi politikasının Sünnilik ve Türklük üzerine kurulu olduğunu" ileri süren Öker, "Devletin inançsal anlamda Sünniliği, milliyetçilik anlamında da Türklüğü egemen kıldığını" iddia etti.
Devletin Alevi köylerine cami inşa ettiğini, okullarda Alevi çocuklarına zorunlu din dersi verildiğini anlatan Öker, "Türkiye'de de Avrupa ülkelerinde olduğu gibi inanç ve düşünce özgürlüğü istediklerini" kaydetti.
Öker, Avrupa seçimlerinde Alevilerin de yükümlülüklerini yerine getirerek vatandaşı oldukları ülkelerde sandık başına giderek oy kullanacaklarını belirtti.
-Avusturya'ya Aleviliğin inanç topluluğu olarak tanınması çağrısı
Toplantıya ev sahipliği yapan Avusturya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF) Başkanı Mehmet Ali Çankaya da Avusturya'ya "Alevilerin inanç topluluğu olarak resmen tanınması çağrısında" bulundu.
Federasyondan ayrılan küçük bir gurubun AABF'nin statüsünü kopyalayarak resmi makamlara başvuru yaptıklarını ve "İslam Alevi Toplumu" adıyla yaptıkları başvurunun kabul edilmesinin "büyük bir hukuki hata" olduğunu savunan Çankaya, Avusturya resmi makamları nezdinde hukuki yollardan haklarını arayacaklarını ve bu mücadeleyi kazanacaklarına inandıklarını söyledi.
Avusturya makamlarının sünni Müslümanların oluşturduğu Avusturya İslam Cemaatini "dini bir topluluk olarak kabul ederek yasalar çerçevesinde destek verdiğini" anımsatan Çankaya, Alevilerin de aynı şekilde diğer dini cemaatler gibi resmen tanınma hakkına sahip olduğunu bildirdi.
Çankaya, diğer AB üyesi birçok ülkede olduğu gibi Avusturya'da da Aleviliğin inanç toplumu olarak tanınmasıyla Alevi çocukların okullarda kendi inançlarını öğrenmelerinin de sağlanmış olacağını kaydetti.
Toplantıya, Almanya, İtalya, İsviçre, Hollanda, Belçika, İsveç, Fransa, Danimarka ve İngiltere'deki Alevi federasyonlarının başkan veya temsilcileri katıldı.
Türkiye'nin Viyana Büyükelçisi Hasan Göğüş de toplantıya katılarak konuşmacıları dinledi.
Avusturya siyasi partileri de toplantıya yoğun ilgi gösterdi. Viyana eyalet hükümeti başkanını temsilen eyalet meclisi başkanı Harry Kopitz, iktidardaki koalisyon hükümetinin büyük ortağı Sosyal Demokrat Partinin Türkiye kökenli milletvekili Nurten Yılmaz, Yeşiller Partisi'nin Türkiye kökenli milletvekili Berivan Aslan ile Avrupa Parlamentosu başkan yardımcısı Othmar Karas da toplantıyı izleyenler arasında yer aldı.
Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz'u temsilen de Avusturya'nın Ankara eski büyükelçisi Haide Mari Gürer toplantıyı izledi.
Viyana'daki Renner Enstitüsünde gerçekleşen toplantıya katılan Avrupa'nın çeşitli ülkelerindeki Alevi federasyonları başkan veya temsilcileri, yaşadıkları ülkelerdeki Alevi toplumunun konumunu, sahip oldukları haklar ve geleceğe yönelik beklentilerini anlatan sunumlar yaptı.