Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Topbaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, seçimlerin demokrasinin vazgeçilmez unsuru olduğunu, o nedenle de insanların kendi görüşlerine göre oy vermesinin önemli bir kavram olduğunu söyledi.
Mahalli idareler seçimlerine yaklaşık 50 günlük bir sürecin kaldığını ve partilerin bu nedenle çalışmalarına hız verdiğini belirten Topbaş, Türkiye'de seçim döneminde oldukça fazla nitelikte çevresel kirliliğe neden olabilecek aktivitelerin yapıldığını ifade etti.
Topbaş, bu aktivitelerin başında konvoyların geldiğini anlatarak, "Konvoylar neticesinde hem ülkemizde akaryakıt israfı oluyor hem de akaryakıttan kaynaklanan zehirli gazlar açığa çıkıyor. Bunlar günlük trafik yoğunluğunun üstüne artı bir trafik yoğunluğu getirdiği için hava kirliliğine yol açarak insan sağlığını tehdit ediyor" dedi.
Seçim sürecinde partilerin ve adayların kendini tanıtabilmek için basılı eserler ortaya koymaya çalıştıklarına dikkati çeken Topbaş, "Partililer bu süreçte isim ve amblemlerinin yer aldığı bayrak, flama, afiş ile broşürler de hazırlatıyorlar. Plastik karışımlı ciddi anlamda boyalı ve renkli kağıtlardan oluşan bu ürünler seçim sonrası imha edilmesi gereken ürünlerdir. Bu ürünlerin ölçüsüz bir şekilde kullanılması hem doğada hem de bunun sonucunda doğanın bize sunduğu nimetlerden kaynaklanan kirlilikler ortaya çıkarıyor" diye konuştu.
Topbaş, önceki seçimlere oranla bu yıl daha bilinçli davranıldığını vurgulayarak, "Bu sene bu tür tanıtım araçları biraz daha az kullanılıyor ve konvoylara da daha az rastlıyoruz. Umarız seçime yaklaşırken bu kurallara hem adaylar hem de partililer dikkat eder" ifadesini kullandı.
Dikkat edilmesi gereken bir diğer konunun da gürültü kirliliği olduğunu işaret eden Prof. Dr. Murat Topbaş, şöyle devam etti:
"Bu süreçte hem konvoylar hem de konvoylarda kullanılan araçlar ve o araçlarda kullanılan görsel tanıtımı sesle bütünleştiren cihazlar gürültü kirliliğine neden olabiliyor. Özellikle okul, kreş civarlarında ve insanların evde, hastanelerde yatan hastaları olduğunu düşünecek olursak bunlar çevreyi ve insanları olumsuz etkileyebilir. O nedenle daha sessiz ve temiz seçime ihtiyacımız var. Adaylar bugün artık kendilerini tanıtabilecek birçok yöntem bulabilir. İnsanlara ve çevreye daha az zarar verebilecek yöntemlerin keşfedilip kullanılması insan sağlığı açısından daha yararlı olacaktır."
- Kimyasalların zararı uzun vadede ortaya çıkıyor
Topbaş, plastik malzemelerin yeryüzünde tamamen yok olmasının yüzyıllar aldığını belirterek, "Seçim sürecinde bir çok ürün doğaya karışıyor. Bunlar bazen toprakta erimiyor, eridiklerinde de topraktan canlıya, insana geçebilen değişik kimyasallar ile eriyorlar. Bu kimyasallar da insan vücudunda uzun vadede etkilerini gösterebiliyor" dedi.
Seçim üzerinde bu tarz materyallerin ölçüsüz kullanıldığına işaret eden Topbaş, "Seçime özgü ürünlerin kullanılmasında biraz daha dikkatli davranılması gerekiyor. Bunlardan korunmak içinde çevresel bilincin artık farkına varılması gerekiyor. Başka bir dünya yok bu dünyayı koruyabilmek için de çevresel risk faktörlerini ve çevresel kirliliği en aza indirmemiz gerekiyor. Tüketimlerimizi bu yönde değiştirmemiz ve gereksiz aşırı tüketimleri toplumsal bazda ortadan kaldırmamız gerekiyor" diye konuştu.
Prof. Dr. Topbaş, seçim çalışmaları arifesinde çevre konularına çok daha dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Birçok hastalık yüzde 95 çevresel nedenlidir. Bunları en aza indirebilmek için çevre bilinci gerekiyor. Mümkün olduğu kadar çevreye zararı olmayan ürünlerin üretilmesi ve bunların tüketilmesi gerekiyor. O nedenle çok fazla kimyasal risk taşıyan ürünlerin kullanılmasından kaçınmamız gerekiyor. Siyasetçiler de doğaya zarar verebilecek ürünler yerine daha az zarar verebilecek ürünleri kullanmalı."
