Dolar

34,8722

Euro

36,7408

Altın

3.039,21

Bist

10.058,47

Kürt aydınları Hüda Par ile BDP gerginliğine nasıl bakıyorlar?

Geçen hafta Diyarbakır'ın Lice İlçesi'nde BDP ile Huda Par gençleri arasında bir gerginlik çıktı. Daha önce de buna benzer hadiseler yaşanmıştı.

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-02-06 14:24:36

Kürt aydınları Hüda Par ile BDP gerginliğine nasıl bakıyorlar?

Geçen hafta Diyarbakır'ın Lice İlçesi'nde BDP ile Huda Par gençleri arasında bir gerginlik çıktı. Daha önce de buna benzer hadiseler yaşanmıştı. Fakat Türk medyası bunu “Hizbullah- PKK çatışması” diye yansıttı. Oysa bu gerginlik sadece gençler arasında yaşanan küçük çaplı bir hadiseydi. Medyanın bir kısmı Hizbullah üzerinden Huda Par’a yüklenirken, diğer kısmı da PKK üzerinden BDP’ye yüklendi. Medya BDP ile Huda Par arasında sûnî bir çatışma yaratmak istedi. Evet Huda Par ile BDP gençleri arasında gerginlik yaşandı fakat Hizbullah ile PKK arasında bir çatışma çıkmadı.

İşte cevaplar:

Ümit FIRAT:


Bu gerginlik Kürt ve Kürdistan’ın aleyhinedir

Kürtler başından beri BDP ile Huda Par’ın kavga etmesini istemezler. Ki kürtler bu tür kavgaları da hak etmiyorlar. Huda Par’ın siyasetine veya ideolejisine itirazlar olabilir ama siyaset yapması bir haktır. Burada hangisi haklıdır veya hangisi haksızdır demekten çok, Huda Par yeni bir oluşumdur, geçmişiyle ilişkiler kurulabilir, eleştirilebilir de hatta geçmişte varsa yaptığı hataları bu toplumun önüne sergilenir ancak bir tartışma bir şiddet bizim toplumumuzu her zaman üzer bu tür şeylere başvurulmaması lazım. İki parti de fikir ayrılıklarını demokratik bir zeminde tartışmaları gerekir. İki parti arasında yaşanan gerginlik kürtlerin asla karşılaşmak istemedikleri bir maceradır. Bu gerginlik hepimizin aleyhine olur. Hem kürtlerin hem Kürdistan’ın hem de Türkiye’nin demokratikleşmesine inanananların aleyhinedir. Bu kavga Kürt davasının karşısında olan bir takım güçlerin işine gelecektir ve hoşuna gidecektir. Her İki parti de birbirlerinin fikirlerine tahamül etmek zorundadır.

M. Ali ERDOĞAN:

Huda Par ve BDP birbirini kabul etmek zorunda


Günümüzde şiddet yoluyla siyasal kazanımlar elde etmeye çalışmak mantıkla örtüşmemektedir. İki parti arasında belirli aralıklarla yaşanan gerginlikler günümüz dünyasında Kürt partileri için gayri medeni, kötü bir imaj oluşmasına neden olmaktadır. Öncelikle parti yetkilileri olaylar esnasında kullandıkları dilin kışkırtıcı olmamasına dikkat etmeliler. BDP’li yöneticiler Hüda-Par’ın bir güç olduğunu kabullenmeli, Hüda-Par’lılar da BDP’yi doğal olarak rekabet ettikleri bir parti olarak görmeliler. İki tarafın da Kürt siyasetinde nezaket kültürünün gelişimine katkı sunmaları önemli bir durum. En kısa zamanda iki parti yöneticilerinin bir araya gelerek söz konusu gerginlikleri masaya yatırmaları ve ortak bir basın açıklamasıyla kamuoyuna güven vermeleri gerekmektedir.


Nevzat ÇİÇEK

Siyaset Normalleştirilmeli ki Normalleşelim

Hüda-Par ve BDP arasındaki gerilim ve sonrasında gerek Hüda-Par’ın gerekse de ona yakın vakıf ve derneklerin Molotoflanması aslında bizim olayları bugünden ziyade eskiyle yorumlamamıza sebep oluyor. Bu bakımdan eski günlerde kimsenin günahsız olmadığını öncelikle söylemek gerekiyor. Ancak Türkiye’nin bu şartlarında normalleşmeye çalıştığımız bugünlerde hala Kürt siyasetinin aktörlerinin demokratik kanalları bırakarak, birbirlerini hala eski argümanlar üzerinden suçlamalarını bırakmaları gerekiyor. Siyasetin normalleşmesi durumunda bunun kazananının hepimiz olduğunu görmemiz gerekiyor. Burada “sen haklısın sen haksızsın” nitelendirmesinde bulunmaktan ziyade alışkanlıklarınızı bir tarafa bırakın ve silahsız siyasete omuz verin demek gerekiyor. Bu bakımdan siyasetin sancıları olsa da bu durumlar ancak eski günleri hatırlattığı için bir korkuyu da pompalıyor. Bölge ne kimsenin babasının malıdır nede bölgede hiç kimse diğerini “Kafir –çete-hizbulkontra” olarak isimlendirme hakkına sahiptir. Kürt halkına ve Türkiye’ye yapılacak en büyük katkı siyasetin normalleşmenin önünü açmaktır. Umuyorum ki gerek BDP gerekse de Hüda-Par bu kazanımların farkındadır ve bunu korumanın kendileri için hayati öneme sahip olduğunun bilincindedir.


Emrullah BEYTAR

Baskı ve şiddet ortamı bugüne kadar en çok Kürtlere zararı olmuştur

Demokrasinin vazgeçilmez unsurlarında birisi siyasi partilerin varlığıdır. Partiler kendilerini ifade ederken veya programını topluma anlatırken hiçbir şiddeti araç olarak kullanması doğru olmadığı gibi hiç bir şiddetlede karşılaşmaması gerekir. Son günlerde bölgede iki siyasi parti sempatizanları arasında meydana gelen olaylar hiçbir tarafa fayda sağlamayacağı açıktır. Kürt sorunun barışçıl yollarla çözümlenmesi istemeyen güçlerin bölgede yeniden bir şiddet ortamı oluşturarak çözüm sürecinin akim kalmasını istemektedir. Bu süreçte özellikle Kürtlerin demokratik kültürün gereklerine uygun hareket etmeleri elzemdir. Baskı ve şiddet ortamı bugüne kadar en çok Kürtlere zararı olmuştur. Bundan dolayı bu tür ortamın oluşumunu kolaylaştırıcı hareket ve söylemlerden uzak durulmalıdır. Siyasete din veya herhangi bir ideoloji karışmadan hizmet ve proje eksenli yapılması arzulanan siyaset olduğu düşüncesindeyim. Bundan dolayı her siyasi hareket her yerde serbestçe projelerini ve hizmetlerini anlatma/açıklama imkanına sahip olmalıdır.

Sıdkı ZİLAN:

Kürdistan halkı barış, kardeş ve ittifak istiyor


Hüda-Par ile BDP Kuzey Kürdistatn'da iki önemli siyasi partidir. Geçmişte yaşanan olumsuzlukların sebebi bu iki parti veya kadroları değildir. Haliyle geçmişe dair hesaplar veya faturalandırma bu iki parti üzerinden olmamalıdır.
Kürdistan halkı barış, kardeş ve ittifak istiyor. Buna aykırı hareketler halkımızın ümidi olan adalet, eşitlik ve özgürlük anlayışına da aykırıdır. Ben, meydana gelen olayların lokal kalacağını ve geçmişten de ders alınarak; kısa vadede sukunet, orta vadede yakınlaşma, uzun vadede ise ittifak bekliyorum.

Vahap Coşkun

Kürtlerin birlikte yaşayabilme kodları kendi aralarında konuşabilmekten geçiyor


30 Mart 2014 yerel seçimleri hem genel olarak Türkiye, hem de özelde Kürt siyaseti için çok büyük bir önem arz ediyor. Bu yerel seçimlere bir anlamda "genel seçim" anlamı yüklendiğinden, alınacak sonuşlar Türkiye'nin genel siyasetine de etkileyecektir. Bölgede ise, uzun bir zamnadır devam etmekte olan ve AKP ile BDP' arasındaki rekabete dayanan iki partili siyasi yapının değişip değişmeyeceğini belirleyecektir. Bilindiği gibi HÜDA-PAR'da bu seçimlere girmektedir. HÜDA-PAR'ın alacağı sonuçlar, bölges siyasetinin dengelerinin ne ölçüde değişebileceğini gösterecektir. HÜDA-PAR'ın etkili bir aktör olması, bu seçimlerde anlamı bir oy almasına bağlıdır.

Bu tablo siyasi gerginliği yükseltmektedir. Son dönemlerde Van ve Diyarbakır'da BDP ve HÜDA-PAR taraftarları arasında gerginlikler olmuş, gerginliklerin büyümesi ve yaygınlaşması, Kürtler arasında yeni bir şiddet dalgasının önünü açabilir. Bu sebeple her iki partinin yöneticilerine de önemli sorumluluklar düşmektedir. İlk olarak, her iki parti de, seçimlerin demokratik bir atmosferde geçmesi için, destekçilerine şiddetten uzak durmaları çağrısını yapmalı, bu konuda çok açık bir tavır geliştirmelidir. İkinci olarak da bu partiler sorunların çözümü için kendi aralarında bir diyalog geliştirmelidirler. Kürtlerin birlikte yaşayabilme kodlarını üretebilmeleri, kendi aralarında konuşabilmekten geçiyor.

Sidar BASUT

Kürdü Kürde kırdırmak yeni değil…

Ağrı Dağı direnişi, Şêx Said direnişi ve daha birçok direnişin ortak paydası her birinin yine kendi içlerinde sızan bilgilerle etkisiz hale getirilmesidir. Bu anlamda güncel bir siyasi olayı analiz ederken, geçmişten de destek almakta fayda var kanaatindeyim.

Hizbullah’ın Hüda-Par’la legal zemine çekilmesi olumlu olmakla birlikte, geçmişte belleklerimizde yer edinen bazı ünsürlardan kurtulmak için öncelikle uzun ve samimi bir özeleştiriye ihtiyacı var. Bunun yanısıra salt seçimlerde elde edilecek oylara endeksli siyasi hesaplaşmaların da yeri ve zamanı olmadığı kanaatindeyim. Bu noktada BDP ve Hüda-Par arasında Lice’de ortaya çıkan gerilimin karşılıklı sağduyu çerçevesinde yaklaşılarak daha büyük hasarlara yol açmadan önlenmesi gerekiyor.

Unutmamakta fayda var, Kürdü Kürde kırdırmak yeni değil, yazının başında da söz ettiğim gibi, en büyük isyanları yine isyanın içinden çıkanlar ne yazık ki söndürdü. Bunca tecrübeye rağmen, aynı tuzağa düşmek gelecekte çocuklaımız karşısındaki mahçubiyetimizi arttırmaktan öteye gitmeyecektir!

Fehim IŞIK

Kürtler yeniden eski günlere dönmek istemiyor


Türkiye'de seçim öncesi HÜDA-PAR taraftarları ile BDP taraftarları arasında yer yer baş gösteren olumsuzluklar elbet tedirginlik vericidir. Bilmek gerekir ki bunun bir öncesi var. 1990'lı yılların ortalarına kadar işlenen birçok cinayetten sorumlu tutulan Hizbullah yanlılarının bugün daha çok HÜDA-PAR içinde örgütlenmesi, dönemin cinayetlerini gören, bilen ve o acıları hala yaşayan insanlar açısından görmemiz, dikkate almamız gereken önemli bir durumdur. Bu dönemle ilgili bir özeleştiri bile verilmiş değil. Açık belirtmek gerekir ki BDP yanlıları bu cinayetlerin mağdurlarıdırlar. HÜDA-PAR açık siyasi alana geçtikten sonra bu cinayetlerin ortaya çıkardığı sendromu ortadan kaldırmak için bazı yaklaşımlar göstermekle mükelleftir. Bu yaklaşım gösterilmedikçe de sorunlar yaşanacaktır. Ne yazık ki HÜDA-PAR yanlıları, yöneticileri geçmişin özeleştirisini vermek, açık siyasal alana uygun adımlar atmak yerine hala gerilimden medet uman bir çizgi izlemektedir. İzlenen bu çizgi zaman zaman BDP yanlılarını provoke de etmektedir. Kürtler yeniden eski günlere dönmek istemiyor. Bu nedenle başta HÜDA-PAR yöneticileri olmak üzere, tüm siyasi partilerin yöneticilerine ciddi sorumluluklar düşüyor.

Mucahit BİLİCİ

Bütün kürtlerin Kurdistan insaninin beseri gelisimine katki sunmasi gerekir


Küçük buyuk tüm Kurt grupların hegemonya kurma arayışı yerine Kürdistan'ın özgürleşmesi ve mağdur Kürdistan insaninin beşeri gelişimine katkı sunması gerekir. Keşke aralarında gerginlik olan taraflar geçmişte yaptıkları ciddi hatalardan dolayı özür dileyip istigfar etseydiler. Kürtlerin iç çatışmalari sadece Kürtleri madunda tutmak isteyenlerin hoşuna gider. Kürtler hayırda ve güzel is çıkarmakta yarışmalı, sertliklerini onların hürriyetini engelleyenlere saklamalılar.

Cafer SOLGUN

Gerginlik Kürtlerin tercih edecekleri bir yol değildir

BDP ile Huda Par arasında varolan gerginliğin yerel seçimler yaklaştıkça yer yer çatışmalara dönüşmesi, kaygı ve endişe yaratan bir gelişme.

Gerginlik Kürtlerin tercih edecekleri bir yol değildir, olmamalıdır. Sorunların demokratik bir zeminde karşılıklı diyalog içerisinde ele alınması gerekli ve önemli. Bu kapsamda özeleştiride bulunmayı da kimse kendisi için zul addetmemeli, aksine ihtiyaç duyulan bir olgunluk düzeyi olduğunun bilinç ve sorumluluğuyla hareket etmelidir inancındayım.

Ayhan Bilgen

BDP ve HÜDA PAR'ın çatıştırılması devletin eski alışkanlıklarındandır


çatışmanın kürtlere de Türkiye toplumuna da ortadoğu halklarına da fayda getirmeyeceği çok açık. Geçmişle yüzleşmeden barış ortamı sağlamak zor gözüküyor. Geçmişteki çatışmalardan kimlerin faydalandığı net biçimde masaya yatırılmalı. Yeniden aynı oyuna gelinmemesi için acıların ve sevinçlerin halk üzerinden ortaklaştırılması gerekir. Orta doğu’da ve özel olarak Suriye'nin rojava bölgesinde kürtlere yönelik çatışmanın tarafı olarak İŞİD benzeri örgütlerin tavrı genel bir radikal islam korkusuna zemin oluşturmaktadır. Bununla yüzleşmek ve özellikle Suriye’de barışın inşası, çatışmaların bitirilmesi ve kürtler dahil tüm halklarının kazanımlarının sahiplenilmesi Türkiye içindeki gerilimlerin birmesini de kolaylaştıracaktır.

Seçimlerde BDP ve HÜDAPAR'ın çatıştırılarak toplumda iki çevreye karşı da tepki oluşmasının planlanması Türkiye’de devletin eski alışkanlıklarındandır. Daha önce Teoman Koman'ın ve eski bir Batman Valisinin bu sözleri ibtretle yeniden düşünülmeli ve sağduyu içinde hareket edilmelidir.

Necat ÖZDEMİR

Kürdistan’da siyaset; fikir, proje ve hizmet zeminine oturmalı


Seçim dönemleri dünyanın her yerinde, Türkiye’de ve tabi ki stratejik konumundan ötürü özellikle Kürdistan’da gergin ve sıkıntılı geçer. Sadece karşıt görüşlüler arasında değil, aynı çizgideki farklı siyasi partiler arasında bile üzücü kavgalar, yakıp-yıkmalar ve huzursuzluklar yaşanır.Tüm bunlar siyasi olgunluk yoksunluğundan kaynaklanmaktadır.

Diyarbekir’imizin Lice ilçesinde yaşanan üzüntü verici hadiseyi de bu minvalde değerlendirmek gerekir. Hür Dava Partisi üyelerine yönelik saldırı neticesinde çıkan kavgada onlarca kişi yaralanmış, arabalar tahrip edilmiş, parti mensuplarına ait 4 araç yakılmıştır.

Kürdistan coğrafyasında yaşanan molotoflu, bombalı ve kavgalı saldırıların geldiği adres BDP ve ona yakın YDG-H gibi karanlık örgütlenmelerdir. Bu aşikârdır. BDP bu saldırıları mahkûm eden bir tavır göstermemekte, aksine kışkırtıcı yaklaşımlarla saldırılara adeta çanak tutmaktadır.

BDP yöneticileri başta olmak üzere tüm parti yetkilileri ve medya organları sorumlu davranmak durumundadır. Kürdistan’da siyaset; fikir, proje ve hizmet zeminine oturmalı, eleştiri ve muhalefet fiili saldırılarla değil, söz ve siyasetle yapılmalıdır. Aksi takdirde bugüne kadar olduğu gibi kaybeden,sadece mazlum Kürd halkı olacak, tahammülsüzlük gösterip saldırıda bulunanlar da bundan hiçbir hayır görmeyeceklerdir.


Cesim Îlhan-i /  7SABAH


SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara