Arınç, partisinin Osmangazi İlçe Başkanlığınca Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen akşam yemeğinde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin değiştiğini, ülkeyi değiştirdiklerini ve "ceberut anlayış"ı yok ettiklerini söyledi.
Geçmişte, Türk Ceza Kanununda, "izinsiz dershane açmak" yazılı madde olduğunu, bundan dolayı Kur'an kurslarında faaliyet gösterenlere cezalar verildiğini anlatan Arınç, şunları kaydetti:
"Hükümetimiz hiç tereddüt etmedi, Ceza Kanunundan bunu da çıkardı. Şimdi bu kardeşlerimizin hepsi, 'Allah sizden razı olsun, ne güzel hizmetler oluyor, sizlere minnettarız' diyorlar. Adıyaman Menzil Grubu, çok muhterem insanlar, onlar da Türkiye'de çok güçlü, birbirleri arasındaki irtibat fevkalade güzel. Unutmayın; şu Balyozun, Ergenekonun içinde öyle bir konu var ki Hava Kuvvetleri Komutanlığına gelecek olan kişi, 'Bilvanis Çiftliği' olarak bilinen çiftliği sürekli kontrol altında tutmuş. Kim geliyor, kim gidiyor ve planlar yapılmış. Şöyle bir hadise olacak; Bilvanis Çiftliği bombalanacak. Gün o gün değil arkadaşlar. Artık buradaki dostlarımız, arkadaşlarımız da biliyorlar ki AK Parti var, herkes göğsünü gere gere inancını yaşıyor. İskenderpaşa'dakiler de bir başkaları da böyledir. Türkiye'de sadece bir cemaat yok, onlarca cemaat ve topluluk var. Onlarcası, 'Allah'ım sen bu AK Parti'den, bu Başbakanımızdan, bu güzel, vefakar insanlardan razı ol, onların sayesinde hürriyet, özgürlük içindeyiz' diyor."
- "Manevi hava değişti"
Başbakan Yardımcısı Arınç, kızının, amcasının, rektörü olduğu Celal Bayar Üniversitesinde Türk Dili Edebiyatı Bölümünde eğitim gördüğü dönemi hatırlatarak, şöyle devam etti:
"Amcası oradaydı ve serbestti. Amcasını Demirel görevden aldı, artık yasak oldu. Tuvalet penceresinden üniversiteye girmeye başladılar, yakalandılar. Peruk taktılar, peruklarını parçaladılar. Tavşan kulaklı şapkalar taktılar, şapkalarını yere çarptılar. Her gün gözyaşlarıyla evinize gelen kız çocuklarını, anneleri unuttunuz mu? 'Ben de üniversitede okumak istiyorum, benim kıyafetimin ne manisi var' diye gözyaşı döken pırıl pırıl çocuklarımızın bugün ağlamadığını görüyorsunuz değil mi? Yüzlercesinin üniversiteleri bitirmek için ne kadar güzel mücadele ettiğini ve başarılı olduğunu görüyorsunuz değil mi? 11 sene öncesine dönersek üniversitelerde başörtüsü yasaktı, bugün serbest. Rektörler, elbette öğretim üyeleri ve manevi hava değişti. 1999'da Meclis'te Merve Kavakçı'yı alaşağı ettiler, hakaret ettiler, bağırdılar, çağırdılar ama 3 ay önce hamdolsun, birisi de Bursamızın değerli milletvekili olmak üzere hanım kardeşlerimiz bugün Meclis'te bu güzel kıyafetleriyle hatta komisyon başkanlıkları yaparak Bursamızı da Türkiyemizi de onurlandırıyorlar."
- "Çok şükür ben buradayım da onun nerede olduğunu Allah biliyor"
Arınç, Türkiye'de artık ayrımcılığın kalmadığına dikkati çekti.
Kendilerinin hep yanlış tanıtıldığını vurgulayan Arınç, kadınların kıyafetlerine karışılmaması gerektiğini dile getirdi.
İsteyenin başını açık tutabileceğini, hiçbir saygısızlık yapmayacaklarını belirten Arınç, şu değerlendirmelerde bulundu:
"İsteyen de başını örtecekse buna da hiç kimsenin engel olmaması lazım. Geçmişte birisine saygı duyuluyor, öbürlerini de perişan etmek için hakaret etmek için fırsat kolluyorlardı. Bugün öyle değil arkadaşlar. Öğretmenler kapıya kadar başı kapalı geliyor, içeride derslerini başı açık olarak veriyorlardı. Danıştay buna da itiraz etmişti. 'Bir öğretmen dışarıda dahi başını örtemez' diye Danıştayın kararları var. Öğretmen hatta müstahdem hatta çalışan... CHP'nin bir İzmir milletvekili vardı, Canan Arıtman diye. Meclis Başkanlığım döneminde Yalova Termal'de işçi çalışanların başlarındaki başörtüsünü parçaladı. Biz bunları yaşadık. Ben direndikçe, o bizimle mücadele etmeye çalışıyordu. Çok şükür ben buradayım da onun nerede olduğunu Allah biliyor."
Türkiye'de ayrımcılığı yürütenlerin, ideolojik insanlar olduğuna değinen Arınç, kamu görevlileri arasında başını örterek çalışan binlerce öğretmen bulunduğunu anlattı.
AK Parti'nin kapatılmak istendiğini ancak bunun yapılamadığını, bundan sonra da hiçbir partinin kapatılmayacağını vurgulayan Arınç, Türkiye'nin büyüdüğünü ve güçlendiğini bildirdi.
- "Dimdik ayakta kaldık"
Arınç, AK Parti'nin pek çok siyasi oyunla karşılaştığını, bir taraftan da cuntacıların, darbecilerin hükümeti düşürmek için hesap yaptıklarını dile getirerek, şöyle konuştu:
"Allah'ın hesabı vardı. Allah'ın hesabı bütün tuzaklardan, hesaplardan çok daha güçlü, çok daha müessirdi. Dimdik ayakta kaldık, yere düşmedik, kapaklanmadık. Daha neler gördük neler ama bugün dimdik ayaktayız. Şimdi bu hükümeti yolsuzluk, suistimal iddialarıyla lekelemeye çalışıyorlar. Geçmişte de siyasetçiler için böyle iddialar oldu. Yargılanıp mahkum olanlar oldu. İsmail Özdağlar gibi. Yargılanıp beraat edenler oldu. AK Parti içinden de yanlış yapanlar olabilir. Hiçbirimiz, 'Sütten çıkmış ak kaşıktır' diyerek, 'Bu böyle bir şey yapmaz ha', bunun teminatını veremeyiz. Her zaman söylediğim bir söz var; bizim imtihanımız çok güçlü olur, çok da zor olur. Bazen, afedersiniz, bizim imtihanımız çoğu zaman kötü ilişkilerden veya paradan, mevkiden, menfaatten olur. Hepsinde başarılı oluruz da bu konularda zayıf tarafımızdan bizi vurabilirler, biz o zaman ne deriz? 'Bizim partimiz, ana gövdemiz sapasağlamdır. Yanlış yapan varsa hesabını verir, iddialar ve iftiralar yanlışsa Allah da onların hesabını görür. O yüzden şu son imtihandan da güçlenerek çıkacağız."
(Bitti)