Carba, 50. Münih Güvenlik Konferansı'nda yaptığı konuşmada, her zaman demokratik bir Suriye için siyasi çözümden yana olduklarını ancak Cenevre-2 görüşmeleri devam ederken bile binlerce insanın rejim tarafından öldürüldüğünü ifade etti.
Ülkesindeki yıkıma rağmen siyasi çözümden yana olduklarını vurgulayan Carba, Cenevre-1 görüşmelerinden anladıklarının, geçici yönetim kurulması ve yola öyle devam edilmesi olduğunu aktardı.
Cenevre-2'de siyasi çözümü kendilerinin kabul ettiğini ancak rejim temsilcilerinin buna karşı çıktığını anlatan Carba, uluslarası toplumun bir şeyler yapmadığını hatta BM'de blokaj yapıldığına işaret ederek BM Güvenlik Konseyi üyelerine sitemde bulundu.
Sözlerini tuttuklarını ve sonuna kadar siyasi çözüm için çaba sarfedeceklerini dile getiren Carba, 'Tüm bunlara rağmen diyorumki ne olduysa oldu ve tüm ölen insanlara ve felakete rağmen Ulusal Suriye Koalisyonu adına 10 Şubat'taki Cenevre görüşmelerine katılacağız. Ama nerede uluslararası toplum, nerede BM, nerede Güvenlik Konseyi üyeleri ve nerede ABD ile Rusya?' diye konuştu.
Carba, Suriye'de devlet terörü, IŞİD, El Kaide ve Hizbullah'a karşı savaştıklarını hatta Hizbullah'ın 1,5 yıldır Suriye'deki çatışmada anahtar rolü oynadığına değindi.
Cenevre-2 görüşmelerine gelen Suriye rejim temsilcilerinin çok kibirli davrandığını anlatan Carba, zaman zaman bu insanlar başka bir gezegenden mi geliyor diye kendi kendisine sorduğunu ifade etti.
-Suriye felaketi paneli-
Güvenlik Konferansı kapsamında düzenlenen 'Suriye felaketi' konulu panelde konuşan BM ve Arap Birliği Suriye Özel Temsilcisi El Ahdar el-İbrahimi ise Cenevre-2 görüşmelerinde bir sonuca ulaşamadıklarını belirtti.
İbrahimi, görüşmelerde insani yardım konusunda ilerleme sağlanması beklentisinin olduğunu ancak bunun da gerçekleşmediğini ve bu görüşmelerin bir şekilde başarısızlığa uğradığını kaydetti.
Uluslararası toplumun Suriye sorunu ile ilgilenmesini isteyen İbrahimi, kamuoyu ve hükümetleri harekete geçiremedikleri takdirde durumun daha da zorlaşacağına dikkati çekti.
Suriye'deki çatışmanın mülteci sorunu ve silah sevkiyatı sorununu da beraberinde getirdiğini anlatan İbrahimi, bu sorunun bölgeden çıkıp daha da genişleyebileceği uyarısında bulundu.
-Mülteci sorunu
İtalya Dışişleri Bakanı Emma Bonino da Suriye'deki insanların acısının dindirmek için sorumluluk alınması gerektiğini belirterek, çok sayıda mültecinin bulunduğu Ürdün ve Lübnan'ın desteklenmesi gerektiğini ifade etti.
Lübnan'da yaklaşık 1 milyon mültecinin barındırıldığını, bunun bu ülke nüfusunun yüzde 25 arttığı anlamına geldiğini belirten Bonino "Bizim için 25 bin mülteci tsunami anlamına gelir" dedi. Bonino, Suriye sorununa uluslararası kamuoyu ve basının ilgisinin zayıf kaldığına da vurgu yaparak "Kamuoyunun çok az harekete geçtiği böyle bir trajedi görmedim" diye konuştu.
Bonino, krizin çözülmesi için Rusya ve İran'ın sorumluluk alması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Lübnan Başbakanı Necib Mikati, 2011 yılında Lübnan'a 10 bin kişinin geldiğini, bugün bu sayının 900 bin olduğunu belirterek, bu sayının 300 bin ila 400 bin daha artmasının beklendiğini ifade etti. Bu durumun nasıl bir kaos getireceğinin görülmesini isteyen Mikati, ülkesinde 25 bin bebeğin kimliksiz doğduğunu, çocukların eğitim alamadıklarını ve fakirlik içinde yaşadıklarını kaydetti.
Suriye'deki sorunun ne şekilde bitirilebileceğini bilmeden, ne zaman sona ereceğini de kimsenin bilmediğini vurgulayan Mikati, önemli olan Suriye halkı için demokrasi ve özgürlüğün getirilmesi olduğunu belirtti.
BM Mülteciler Yüksek Komiseri Antonio Guterres de, Suriye'de milyonlarca kişinin yiyecek bulamadığını ve gerçek bir trajedi yaşandığına işaret etti. Durumun daha da kötüye gideceğini belirten Guterres, mültecileri kabul eden ülkelere daha fazla yardım edilmesi gerektiğini de kaydetti.
Suriye'deki durumu son zamanların bölgesel ve küresel olarak en büyük tehdit olarak niteleyen Guterres, Suriye'deki krizin çözülmesinin sadece ahlaki sorumluluk değil, aynı zamanda kendi çıkarları için gerekli olduğunu belirtti.
Guterres, Suriye'de iki tarafın da bu savaşın kazananı olmadığını anlamadan barışın gerçekleşmeyeceği kanaatinde olduğunu kaydetti.
Panel öncesinde, Suriye'deki savaşı yansıtan kısa bir film gösterildi.