İngiltere Başbakanı gazeteleri kapattı mı?
İngiltere'de David Cameron döneminde yaşanan tek gazete kapatma, 2011 yılında yaşandı.
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-01-28 14:52:06
Başbakan Erdoğan, grup toplantısında yaptığı konuşmada bir AK Parti’linin “BBC bunları görmüyor” demesi üzerine “Sadece BBC mi… Wall Street Journal… Bu gazetenin sahipleri kimler…” dedikten sonra “Geçenlerde İngiltere’de aynısını yaptılar. Cameron hemen gazetelerini kapattı” ifadesini kullandı.
İngiltere'de David Cameron döneminde yaşanan tek gazete kapatma, 2011 yılında yaşandı. Telekulak skandalının odağındaki News Of The World gazetesi, 168 yıllık yayın hayatının ardından patron Rupert Murdoch'un kararıyla kapandı. Ancak Başbakan David Cameron ve İngiliz hükümeti, bu kararda rol oynamadı.
İngiltere'nin en saygın gazetelerinden The Guardian merkezli benzer bir olayda, Cameron, geçen aylarda eski CIA çalışanı Edward Snowden’ın sızdırdığı ABD Ulusal Güvenlik Kurumu’na (NSA) ait bazı belgeleri yayımlayan gazetenin yöneticilerinden, istihbarat çalışanları aracılığıyla, ellerindeki belgeleri imha etmelerini talep etti. Cameron, süreçte Snowden’ın paylaştığı belgeleri yayımlayan yayınları “düşmana yardım etmek”le suçladı ancak konuyla ilgili olarak hiçbir gazetenin kapatılması yönünde adım atılmadı.
İngiltere'de ne oldu?
İngiltere'nin en yüksek tirajlı pazar gazetesi "News of the World" ülkeyi sarsan telekulak skandalının odağı haline gelmesinin ardından 10 Temmuz 2011’de patronu Rupert Murdoch’un kararıyla kapandı.
"Teşekkürler ve Hoşçakalın" denilen 66 sayfalık tabloit gazetesinin son manşetinde, "168 yılın ardından, 7,5 milyon okuyucuya hüzünlü, ancak gururlu bir şekilde veda edildiği" yazıldı.
8674'üncü sayısını yayımlayan gazetenin manşetinde bugüne kadarki sayıların bazılarının fotoğraflarına yer verildi.
Gazetenin baş yazısında ise "News of the World"ün 168 yıllık geçmişinde birçok tarihi olaya şahitlik ettiği belirtildi. Telekulak skandalı nedeniyle sahibi olan medya patronu Rupert Murdoch tarafından kapatılmasına karar verilen gazetenin yazısında ayrıca "Telefonlar yasa dışı olarak dinlendi ve bundan dolayı üzgünüz. Bunun bir savunması olamaz" denildi.
'Çarpıcı manşet' uğruna
"News of the World" gazetesi, 9 yıl önce kaybolan ve daha sonra cesedi bulunan 13 yaşındaki Milly Dowler'ın, 7 Temmuz 2005 Londra terör saldırıları kurbanlarının ve Irak ile Afganistan'da ölen İngiliz askerlerinin yakınlarının telefonlarını dinlediği gerekçesiyle suçlanıyordu.
Dowler olayında gazetenin, genç kızın telefonuna bırakılan sesli mesajları dinlediği ve mesaj kutusu dolunca daha fazla mesaj gelmesi için bazılarını sildiği iddia edildi.
Skandalın ardından önceki gün, gazetenin eski editörü ve Başbakan David Cameron'ın eski iletişim danışmanı Andy Coulson ile eski kraliyet muhabiri Clive Goodman gözaltına alınmış ve 9 saat sorgunun ardından Ekim ayına kadar kefaletle serbest bırakılmıştı. "News of the World" gazetesiyle ilgili telekulak skandalı ilk olarak 2006 yılında gazetenin aralarında ünlü sanatçılar, siyasetçiler ve kraliyet ailesinin yakınlarının da bulunduğu çok sayıda kişinin telefonlarını yasa dışı olarak dinlediğinin ortaya çıkmasıyla gündeme gelmişti. Gazetenin çarpıcı manşet uğruna yasa dışı telefon dinlemesi kamuoyunda da tepkilere neden olmuştu. Telefonları dinlenenlerin bazıları gazete aleyhine tazminat davası açmıştı.
Skandal büyümeden önce hükümet Murdoch'ın, Sky haber kanalının da içinde bulunduğu BSkyB dijital uydu kanalının tamamını satın almasına olumlu bakıyordu.
Guardian ve Snowden vakası
News Of The World'ün kapanmasının ardından, benzer bir olay 2013'te The Guardian gazetesinde yaşandı.
Eski CIA çalışanı Edward Snowden’ın sızdırdığı ABD Ulusal Güvenlik Kurumu’na (NSA) ait bazı belgeleri yayımlayan Guardian’ın Genel Yayın Yönetmeni Alan Rusbridger, iki istihbarat mensubunun gazeteye gelerek sabit disklerin imha edilmesini talep ettiklerini açıkladı.
Cameron, konuya dair yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Yaşananlar ulusal güvenliği zedeledi. Guardian da, ulusal güvenlik danışmanım kibarca ellerindeki belgeleri yok etmelerini istediğimizde bu talebimizi kabul ederek belgelerin ulusal güvenliğe zarar verdiğini kabul etmiş oldu. Sonuçta yayınladıkları belgelerin ulusal güvenliğimiz için tehlikeli olduğunun bilincindeydiler.”
Cameron, “Guardian gazetesinin bu yayınlarıyla yasaları çiğneyip çiğnemediğinin tespit edilmesi için parlamentodan bir komitenin soruşturma yapabileceğini” açıklasa da soruşturmanın kapsamına dair bilgi vermedi.
Ekim ayının sonlarında, İngiltere Başbakanı Cameron, Snowden’ın sızdırdığı belgeleri yayımlayan İngiliz gazetelerini “düşmana yardım etmek”le suçladı.
Cameron, "Snowden'ın yaptığı ve ona yardım eden gazetelerin bir ölçüde yaptığı bize zarar vermek isteyen insanlara istihbarattan, gözetimden ve (istihbaratta kullanılan) diğer tekniklerden kurtulmalarına yardımcı olmak. Bu, dünyamızı daha güvenli değil, daha tehlikeli yapıyor. Düşmanlarımıza yardım ediyor” ifadesini kullandı.
Cameron’ın sürecin devamında sarf ettiği “Eğer onlar toplumsal sorumluluğu hissetmiyorlarsa, hükümet için geride durup müdahale etmemek zor olacaktır“ ifadesi “tehdit” olarak yorumlandı. Ancak Başbakan Erdoğan’ın iddiasının aksine İngiltere’de bu süreçte, konuyla ilişkili olarak hiçbir gazete kapatılmadı.
Erdoğan ne dedi?
Erdoğan, bugün (28 Ocak 2014) yapılan grup toplantısında konuya dair şunları söyledi:
(Bir AK Partilinin izleyici sıralarından ‘BBC bunları görmüyor’ şeklinde bağırması üzerine)
“Sadece BBC mi… Wall Street Journal… Bu gazetenin sahipleri kimler….
Geçenlerde İngiltere’de aynısını yaptılar. Cameron hemen gazetelerini kapattı. Şimdi de Amerika’dan vurmaya başladılar.
Bu ülkede milli iradeyi her zaman bunlar çaldılar.
Hiçbir zaman bunların hesapları defterleri gözden geçirilmedi. Şimdi kontrol edilince hoplamaya başladılar.
İşini düzgün yaptığın sürece yanındayız. Yamuk yumuk varsa hesabını sorarız.
Bizim büyük sermayeye gözdağı verme niyetimiz yok. büyük sermaye düzgün davransın…”
SON VİDEO HABER
Haber Ara