Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

'Ermeni lobisi' söyleminin arkasında devlet mi var?

Anadolu Ermenileriyle ilgili çalışmalarıyla tanınan tarihçi Taner Akçam, KCK Eşbaşkanı Bese Hozat'ın 'Ermeni ve Rum lobileri de paralel devlet' sözlerine ilişkin çarpıcı değerlendirmeler yaptı.

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-01-24 15:28:19

'Ermeni lobisi' söyleminin arkasında devlet mi var?

KCK Eşbaşkanı Bese Hozat’ın “Milliyetçi Ermeni ve Rum lobileri de paralel birer” sözleriyle başlayan tartışma sürüyor. Hozat’ın sözlerine Ermeni toplumundan, sosyalistlerden ve ardından HDP içindeki Ermeni ve Rumlardan gelen tepkilerin yanı sıra HDP Genel Merkezi de konuyla ilgili bir açıklama yayınlamıştı.

Agos gazetesi, özellikle sol siyasi çevreler ve Kürt hareketi çevresinde tartışma ve değerlendirmeleri devam eden bu konuyla ilgili olarak, Anadolu Ermenilerinin tarihine ilişkin çalışmalarıyla tanınan Taner Akçam’la bir söyleşi gerçekleştirdi. Söyleşiyi yapan Ferda Balancar, 70’li yıllarda sosyalist hareket içinde aktivist olarak da bulunan Taner Akçam’ın, “siyasi geçmişi itibariyle Abdullah Öcalan’ı ve PKK ’yı yakından tanıyan gözlemcilerden biri” olduğuna da dikkat çekiyor.

Akçam, Bese Hozat’ın söyleminin, sadece PKK’ya değil, genel olarak Kürt siyasi hareketlerine de ‘oldukça yabancı’ bir söylem olduğunu söyleyerek şu değerlendirmeyi yapıyor: “Öcalan’ın bu tür bir açıklama yapmasının ve diğerlerinin de bunu tekrar etmesinin arkasında Türkiye devleti var gibi gözüküyor. Kanaatim o ki, Öcalan’a devlet söylettirdi bunu”.

Akçam’ın çarpıcı bir başka değerlendirmesi ise şöyle: “Hıristiyan toplulukların adalet arayışlarının, Kürtlerin özgürlük sorununun alt bir unsuru olarak ele alınıyor. Özetle söylenen; Kürtler özgür olursa, Hıristiyanların sorunları da çözülecektir! Oysa özgürlük ve adalete ilişkin sorunlar birbirlerinden ayrıdırlar. Kürtler özledikleri özgürlüğe kavuşsalar bile, Ermenilerin, Süryanilerin adalete ilişkin sorunları çözülmeyebilir.”

Ferda Balancar’ın Taner Akçam’la yaptığı röportajın bir bölümü şöyle:

- Bese Hozat’ın açıklaması PKK yönetimi için istisnai bir açıklama mıdır? Yoksa PKK/KCK siyasi kültüründe belli bir gerçeğe mi işaret ediyor?

PKK türü Stalinist yapılarda, ‘siyasi kültür’ konusunda çok dikkatli olmalıyız. Bese Hozat’ın ve Rıza Altun’un sarf ettikleri sözlerin ne anlama geldiğini bilip bilmediklerinden emin değilim. “Önder Apo böyle bir söz söyledi ise, bunda bir hikmet vardır” deyip, tekrar ediyorlar, galiba. Bu söylemin giderek bir ‘siyasi kültür’ halini alma potansiyelinden söz edebiliriz ancak. Ama Önder Apo, yarın “ben onu o anlamda değil, şu anlamda söyledim” diye bir başka açıklama da yapabilir. Ve Bese Hozat ile Altun da önderlerinin sözüne göre kendi tutumlarını düzeltirler. Fakat ben bu söylemin, PKK için çok yeni olduğunu düşünüyorum. Sadece PKK’ya değil, genel olarak Kürt siyasi hareketlerine de oldukça yabancı bir söylem bu. Öcalan’ın bu tür bir açıklama yapmasının ve diğerlerinin de bunu tekrar etmesinin arkasında Türkiye devleti var gibi gözüküyor. Kanaatim o ki, Öcalan’a devlet söylettirdi bunu.


- Neden devlet, Öcalan’a bunu söyletmiş olsun?

Son yıllarda, AKP ve PKK’nın bölgeye yönelik, ağırlıklı Sünni İslam temelinde stratejik bir ortaklık arayışı içinde oldukları biliniyor. Bu ortaklık arayışı çerçevesinde, Öcalan’dan böyle şeyleri söylemesi istenmiş, o da, bu tür sözleri sarf etmekte fazla mahzur görmemiş olabilir. Öcalan, AKP’ye ve Türk devletine, 2015 yaklaşırken, “soykırım işleri nedeniyle başını ağrıtmayacağım, hatta senin yanındayım” mesajı veriyor. Bu söylemin büyük ölçüde PKK-AKP stratejik yakınlaşmasının ürünü olduğu kanaatindeyim.


- Öcalan'ın Ermeni meselesiyle ilgili yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bence, Öcalan için Ermeni meselesi fazla önemli bir sorun değil, bir ayrıntıdır. Bu nedenle konu hakkında takınılacak tutumun, hareketin pratik ihtiyaçlarına göre değişiklik arz etmesinde mahzur da yoktur. Öcalan’ın tutumu Mustafa Kemal’inkine benzer. Mustafa Kemal, 1915 konusundaki tutumunu, Misak-ı Milli’ye yapacağı getiri ve götürülere göre hesaplıyordu. Öcalan da öyle yapıyor. Kendisine göre tespit ettiği bir strateji var. Kürt bölgesinin, doğrudan kendi liderliği altında, PKK tarafından kontrol edildiği ve yönetildiği bir seçeneğin peşinde. Ermeni sorunu, bu uzun vadeli stratejinin alt ve önemsiz parçalarından bir tanesidir.


- Zaman zaman dile getirilen ‘Kürt Kemalizmi’ tanımlamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

PKK elbette Kürt İttihat ve Terakki Partisidir ve bu anlamda Kürt Kemalizmini temsil eder. Kıyaslamada hata olacağını zannetmem. Öcalan’ın, Mustafa Kemal’i kendisine örnek almasının boş retorik olmadığını düşünüyorum. Ama maalesef demokrasi kültürü açısından PKK, İttihat ve Terakki ve Kemalizm geleneğinin biraz daha gerisindedir.


SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara