İzmir Barosu'ndan Müsteşar İpek hakkında HSYK'ya suç duyurusu
İzmir Barosu, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen limanda rüşvet ve ihaleye fesat karıştırma soruşturmasının durdurulması için Başsavcı Hüseyin Baş'ı iki kez telefonla arayan Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kenan İpek hakkında, HSYK'ya suç
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-01-23 13:12:22
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından açıklanan tutanakla ilgili olarak Baro Başkan Vekili Demir, İzmir Adliyesi'nde bulunan odasında yönetim kurulu üyeleri ve avukatlarla birlikte basın açıklaması yaptı. Ercan Demir, Başsavcı Hüseyin Baş'ı operasyondan önce iki kez telefonla arayıp soruşturmanın durdurulmasını isteyen Müsteşar Kenan İpek'in, başsavcı ya da herhangi bir cumhuriyet savcısına yürütülen bir soruşturmanın durdurulması, bir savcının görevden alınması veya soruşturmanın kapatılması yönünde emir vermesinin hukuken mümkün olmadığını söyledi. TCDD Liman İşletme Müdürlüğü'nde birtakım yolsuzluk iddialarıyla ilgili soruşturma başlatıldığını, soruşturmada bir bakanın yakınının da olduğu söylenen bazı şüpheliler hakkında arama ve yakalama kararları bulunduğunun basına yansıdığını ifade eden Demir, "Bu soruşturma, İstanbul'da gerçekleşen yolsuzluk soruşturmalarıyla da bağlantılı olarak hükümet kanadında manidar bulunmuş ve bu soruşturmayla ilgili olarak hükümeti itibarsızlaştırmaya yönelik yargı içindeki bir çetenin, söylediklerine göre cemaatin operasyonları olarak bu soruşturma nitelendirilmiş ve buna tepki gösterilmişti. Aynı dönemde iktidar, TBMM'ye HSYK'da değişiklik öngören teklif sundu. Bu teklifin görüşme aşamasında Başbakan, 'İmkanım olsa HSYK üyeleri hakkında gerekeni yapardım, görevden alırdım.' gibi açıklamalarda bulundu. Barolar olarak, bugüne kadar yargı üzerinden muhalifleri bastırma aracına dönüştürüldüğünü söylüyorduk. Başbakan, bazı konuşmalarında yargıya talimat verdiğini açıkça ifade etmişti." diye konuştu.
'BAŞSAVCI, TUTANAĞI HSYK'YA GÖNDERMİŞ'
Son olarak Müsteşar İpek'in, Başsavcı Baş'ı yürümekte olduğu bir soruşturmayı kapatması için aradığının ortaya çıktığını, yapmaması halinde sonuçlarına katlanacağı şeklinde tehditle karşı karşıya kalındığını vurgulayan Demir, "Dün Başsavcı Baş'ı ziyaret ettik. Bizim açımızdan yargı görevlilerinin neci olduklarıyla ilgilenmek gibi bir durum yoktur. Bizim açımızdan mesele, Adalet Bakanı Müsteşarı'nın bir soruşturmanın kapatılması için bir başsavcıyı tehdit etmesi ve kapatmayı kabul etmeyen başsavcının görevinden alınmasıdır. Sayın başsavcıyı ziyaret ettiğimizde, bu tutanağı kendisinin düzenlediğini ve bu olayı yaşadığını anlatmıştır. Kendisi hukukun gereğini yaptığı için gönlünün ve içinin rahat olduğunu ve sürgün edilmesinin çok da önemli olmadığını söylemiştir. Sayın başsavcı, Müsteşar Kenan İpek aradığında bunu tutanak altına almış, soruşturma dosyasıyla ilgili birtakım bilgileri ekleyerek bu tutanağı derhal HSYK'ya göndermiş. HSYK'ya gönderilen tutanakla ilgili amaç, 'Ben Adalet Bakanlığı Müsteşarı tarafından tehdit edildim, bir soruşturmayı kapatmam için talimat verilmeye çalışıldı, tutanağım da ektedir, benim başvurabileceğim tek yer HSYK'dır. Buyurun bunun gereğini yapın.' demektir. Başvurusu sonucu, kendisi de hukukçu olan herkesin beklentisi, bu talimatı veren Kenan İpek hakkında soruşturma ve kamu davası açılmasını sağlamasıdır ancak Türkiye hukukun uygulandığı, olağan koşulların yaşandığı bir ülke olmadığı için sayın başsavcı bunu beklerken, 'Bedelini ödersiniz' sözü gerçekleşmiş ve HSYK kararıyla müsteşar kayrılmış, başsavcıya bedel ödetilmek istenmiş ve görevinden alınmıştır." dedi.
'BAKAN, MÜSTEŞARIN SUÇ İŞLEDİĞİNİ İTİRAF ETMİŞTİR'
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın, Müsteşar İpek'le Başsavcı Baş arasında geçen görüşmeyi doğruladığını ancak amacının tehdit ve soruşturmayı kapattırmak olmadığını, hukukun gereğini yerine getirmesi olduğunu açıkladığını hatırlatan Demir, "Burada sayın bakanın ve müsteşarın, yerine getirilmeyen gereğin ne olduğunu açıklaması gerekiyor. Bunun da ne olduğu hepinizin malumu. Burada açık ve net olan sayın bakan, müsteşarının suç işlediğini aslında itiraf etmiş durumda." şeklinde konuştu.
'BAŞBAKAN TÜRKİYE'Yİ MUZ CUMHURİYETİ YAPMAK İSTİYOR'
Adalet Bakanlığı Müsteşarı ya da bir bakanın, hiçbir savcıyı ya da hakimi arayıp bir şeyin gereğini yapmak üzerine görüşme yapamayacağı gibi talimat anlamına gelecek iletişim kuramayacağının altını çizen Demir, şunları söyledi: "İzmir Barosu olarak yargının siyasi iradeye bu denli bağlanması, siyasi iradenin artık savcıları ve yargıçları doğrudan talimatı ve hükmü altına alması yönündeki aleni çabaları karşısında tüm hukukçuların, tüm yurttaşların, başta avukatlar ve barolarla birlikte hakim ve savcıların bu gidişe karşı duruş göstermesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu sürece izleyici kalmak, tarihsel sorun olacaktır. Bu eşiğin aşılmasının ardından hepimiz hakkında, Başbakan'ın talimatıyla soruşturma açılıp soruşturma kapatılması gibi bir döneme gireceğimiz anlamına geliyor. Başbakan, 'Türkiye, muz cumhuriyeti olmayacak.' diyordu ama sanırım kendisi Türkiye'yi muz cumhuriyeti yapmak istiyor. Biz Türkiye Cumhuriyeti'nin muz cumhuriyeti olmasına izin vermeyeceğiz."
Ercan Demir, İzmir Barosu olarak Müsteşar İpek hakkında HSYK'ya, yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs, tehdit ve görevi kötüye kullanmak suçlarından suç duyurusunda bulunduklarını ifade etti. Özel soruşturma usulü uygulanması gerektiğini, soruşturmanın Adalet Bakanı'nın iznine tâbi olduğunu hatırlatan Demir, HSYK'nın karar vermesini ve Adalet Bakanlığı Müsteşarı'nın tedbiren görevden alınmasını, gerekli soruşturmalar yapılarak hakkında kamu davası açılmasına dair karar verilmesini talep ettiklerini belirtti.
SON VİDEO HABER
Haber Ara