Mümtazer Türköne: Polislere “haşerat” muamelesi yapıldı
Zaman Gazetesi yazarı Mümtazer Türköne bugünkü yazısında yolsuzluklar üzerinden hükümete yüklendi...
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-01-21 02:10:54
Mümtazer Türköne, "Yolsuzlukların üstü örtülebilir mi?" başlıklı yazısında yolsuzluk operasyonunda bugüne kadar ele aldığı konularda tavrını değiştirmeden hükümeti eleştirmeye devam ederken, cemaat tarafını da eleştirilerin topuna almıyor.
İşte Türköne'nin o yazısı:
Sorunun cevabı sadece hak-adalet dengelerini değil, siyasetin bütün dinamiklerini belirleyecek. Soruşturma yürüten savcıların ellerinden dosyaları alınıyor, görev yerleri değiştiriliyor. Mahkeme kararları uygulanmıyor.
Soruşturmalarda ve operasyonlarda görev alan polisler bir anda soluğu başka illerde ve görevlerde alıyor. Hükümet elindeki bütün araçları seferber ederek, yeni ittifaklar kurarak kendisini doğrudan veya dolaylı hedef alan soruşturmaları engelliyor. Hukuk düzeni işlemiyor. Polislerin başına gelenlerden sonra size tuhaf gelebilir: İktidarın kendisini hukukla bağlı görmediği siyasî düzene -bugün Türkiye’de yaşandığı gibi- “polis devleti” adı veriliyor.
Ne olacak? Nihayetinde yolsuzluk-hırsızlık yapanlar ellerini kollarını sallayarak mesleklerine kaldıkları yerden devam edecekler ve bizler de adalet arayışımız üzerine bir bardak soğuk su içeceğiz? Böyle bir şey mümkün mü?
Yürütme ile yargıyı mukayese edenler, yargının işleyiş tarzını ve nitelik farkını gözden kaçırıyor. Yargı siyaset üretebilir mi? Düzen kurabilir mi? Siyasî sorunlara çözüm bulabilir mi? Bu soruların hepsinin cevabı elbette ki hayır. Yargı sadece frene basar ve dengeyi sağlar. Üretilen siyasetlerin, kurulan düzenlerin, bulunan çözümlerin tek tek her birimizi ilgilendiren hukuka uygun olup olmadığını denetler. Gaza sonuna kadar basmakla freni köklemek birbirinden çok farklı düzeneklerle mümkündür. Yargı yönetmez, denetler ve yanlışları kılıcı ile düzeltir.
Somut sembollerle soyut prensipler ete kemiğe büründürülür. Yargının sembolü olan Adalet Mabudesi böylesine somut bir simge. Gözleri bağlı, bir elinde terazi ve öbür elinde kılıç, üstelik dişi. Adalet kördür, tarafları görmez; terazisi haklıyı haksızdan ayırır, kılıcıyla hükmünü icra eder ve dişidir, konulan kurallara göre edilgen davranır. “Terazi tartacak ve adaletin keskin kılıcı inecek ve bazı başlar yere düşecek” lafımdan “kelle alma”yı anlayanlar, yargının terazisine ve kılıcına bakmalı.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!
SON VİDEO HABER
Haber Ara