Dolar

34,8713

Euro

36,6128

Altın

3.007,09

Bist

10.058,63

El Kaide Esed ve Maliki'ye bağlı

Muhalif gibi görünerek Suriye'ye giren El-Kaide, Esed ve Maliki'ye bağlı.

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-01-20 10:39:12

El Kaide Esed ve Maliki'ye bağlı


Muhalif gibi görünerek Suriye'ye giren El-Kaide, Esad'ın hakimiyetindeki hiçbir yere saldırmıyor. Aksine ÖSO gibi muhaliflerin elindeki yerleri almak için mücadele ediyor. Esad güçleri de El-Kaide'nin yerleştiği alanlara dokunmuyor.

Bunlar Irak'taki cezaevlerinden serbest bırakılan El-Kaideciler. Bilinen sayıları 7 bin. Ancak dünyaya onların katliamları servis edilerek, algı yönetimi yapılıyor. Böylece 150 bin muhalifin tamamı "terörist" muamelesi görüyor.

Türkiye'den Osman Sağırlı'nın analizine göre; Irak'ın Tikrit'te bulunan Tasfirat Cezaeevi'ne 26 Eylül 2012 tarihinde düzenlenen silahlı saldırıda 90 mahkûmun kaçtığı duyurulmuştu. Irak Meclis Güvenlik Komitesi Üyesi Hakim El Zamili, "Kaçmayı başaranlar arasında önemli El Kaide militanları da var" diyordu. Öyle ki kaçan mahkumlar kendileri hakkında bilgi veren kişilerin isim listesini ele geçirmiş, kendi dosyalarını imha ederek izlerini kaybettirmişti. Hatta bazı silahları da beraberlerinde götürmüşlerdi. 21 Temmuz 2013'e yine benzer bir eylem bu defa Ebu Gureyb ve Taci hapishanelerinde yaşanıyor, iki hapishaneye düzenlenen baskınla yüzlerce tutuklu ve hükümlü firar ediyordu. El Zamili yine benzer cümleler kuruyor, "Ebu Gureyb'den 500 civarında tutuklu ve hükümlü kaçtı. Firar edenler arasında ölüm cezasına çarptırılmış olan üst düzey El Kaide militanları var" diyordu. Bütün bu yaşananlara baktığınızda Suriye'ye müdahalenin kapıda olduğu, dahası Türkiye'nin Suriye konusunda sert açıklamalar yaptığı, Irak Başbakanı Maliki ile de karşılıklı restleşmelerin yaşandığı bir dönem!

ALGI OPERASYONU YAPILIYOR

Bu olup bitenlerin Suriye ile ne ilgisi olduğunu anlamak için orada çarpışan grupları tanımak gerekir. Suriye'de kendisine 'muhalefet' diyen yaklaşık 1200 örgüt, birkaç on kişilik grup faaliyette. Yaklaşık üçüncü yılına giren direnişte nedense her direnişçi El Kaide mensubu gibi gösteriliyor, diğer grupların özgürlük mücadelesi dünyanın terör örgütü olarak kabul ettiği El Kaide'nin ismi altında gölgeleniyor. Doğrusu buradaki El Kaide yapılanması da bu algıyı oluşturmakta oldukça mahir, kafa kesmeler, tecavüzler, diri diri toprağa gömmeler, sayısız işkence metodları. Lakin bütün bunlara; uçakların bombaladığı şehirleri, tankların yerle bir ettiği mahalleleri, helikopterlerin attığı varil bombalarını, kimyasal silah dahil her türlü silahla 140 binden fazla insanın katledilmesini, 4 milyon Suriyelinin mülteci olduğu gerçeğini ve Şebbihaları da ekleyince ortaya nasıl bir tablo çıkıyor? Sürekli El Kaide algısını canlı tutmak, yardımdan müdahaleden çok ölü saymakla meşgul olan ancak artık ölüleri bile saymayacağını açıklayan BM'yi kurtarır mı?

Peki Suriye'deki El Kaideciler kimdir? Suriye'de birbirinden farklı üstelik ikisi birbiriyle çarpışan üç farklı El Kaide grubu var. Bunlardan en etkili olanı IŞİD (Irak Şam İslam Devleti), elemanlarının büyük çoğunluğu Irak'tan özellikle de cezaevlerinden kaçırılanlardan oluşuyor. Yani Suriye'nin içişlerine karışmayın diye kafa tutan, olur olmadık zamanlarda Türkiye'ye nota veren Maliki'nin topraklarından sızan/sızdıralan kişiler. Cephetül Nusra, bir kısmı Suriye'nin içinden ancak büyük çoğunluğu Avrupa ülkelerinin vatandaşı. Tanzimül Cephetül Kaide (Afgan El Kaidesi) Afganistan'dan gelen ve sayıları 300-500 arasında tahmin edilen kişilerden oluşuyor. El Kaide gruplarının arasındaki anlaşmazlıklarda ve görev taksiminde hakem görevi yapıyor. Bir nevi çatı yapı.

ABD'YE KARŞI ÇARPIŞMA İZNİ

Suriye'ye geçişlerinin hikayesi orada olmalarından daha da enteresan. Bugüne kadar her fırsatta El Kaide'den şikayet eden, her nedense El Kaide ile hiç karşı karşıya gelmeyen İran, bu insanları kendi topraklarından bizzat geçirmiş. Bu bilgi de Suriye'de muhalifler tarafından gözaltına alınan İranlı üst düzey subaylardan. Gerekçesi ise "Amerika ile çarpışacaklarını söyledikleri için geçişlerine izin verildi." imiş. Sözüm ona düşmanımın düşmanı dostumdur taktiği. Peki Suriye'de Amerikalı grup var mı!? Fakat net olan bir şey var ki, o da El Kaide içerisinde eylemlere katılanların çoğu Avrupa ülkelerinden gelen gençler. Her şeyi adım adım takip eden ancak kendi ülkesini kontrol altında tutamayan (!) burnunun dibindeki yapılanmayı fark edemeyen batılı ülkeler şimdi Türkiye'yi El Kaide'ye yardım ve yataklıktan suçluyor. Avrupa'nın demokrasi havarilerinin öldürülen El Kaide mensuplarının hangi ülke vatandaşı olduğuna bakmasında fayda var; İngiltere, Belçika, Fransa, Almanya vatandaşlarının çoğunlukta olduklarını göreceklerdir. Tıpkı Lübnan'da geçen hafta öldürülen üst düzey El Kaide komutanının Belçika vatandaşı olması gibi...

KAİDE YOKSA EL KAİDE VAR!

Afganistan'da Rusya işgaline karşı kurulan daha sonra kontrolden çıktığı iddia edilen El Kaide her nedense terör elektriğinin jeneratörü gibi. Her kesintide devreye giriyor. Gerekli yerde ihtiyaç duyulan terör enerjisini sağlıyor. Örnek mi? Nijerya, Tayland, Endonezya, Somali, Irak, Filipin, Afganistan, Yemen, Mısır, Kenya, Bangladeş, Pakistan, Özbekistan, Doğu Türkistan, Suudi Arabistan'da El Kaide'nin ne işi var? Bu ülkelerin yer üstündeki hareketliliğinden çok yer altındaki varlıklarına bir bakın. Cevabı orada gizli... Dahası da var. Dikkat edin bu örgüt hep iç karışıklık yaşanan ülkelerde sahneye çıkıyor. Öyleyse başka bir gücün kendi içinde çarpışan kitlelerin yanında yer almasının mantıklı bir açıklaması olabilir mi? Burada bulunmasının kime faydası var? Bu arada El Kaide'nin son iki yıldır Afrika'nın güneyinde ihaleler almaya başladığını da söylemiş olalım!

CENEVRE GÖRÜŞMELERİ

Cenevre'de 22-24 Ocak tarihleri arasında yapılacak görüşmeler öncesi Türkiye'ye yönelik hamlelerin bir parçası olarak dünya kamuoyunda bir algı operasyonu olarak El Kaide yeniden sahneye çıkmış durumda. Üstelik de aralarında kan davası olan Türkiye'nin hemen sınırında bir devlet kurduğu iddiasıyla. İddialar kendi içinde çelişkilerle dolu. Mahkemelerinin olduğu, yardım organizasyonları yaptıkları, araçlara plaka bile verdikleri bilgisi önce malum dünya medyasında sonra da içerideki bazı kalemler aracılığıyla bizde seslendiriliyor.

Peki durum gerçekten böyle mi? Suriye'yi plazalardan izleyenler, iç savaş başladıktan sonra sınırdan öteye gitmeyenlerin penceresinden bakıldığında (ki bu en saf bakış açısıyla bu şekilde ifade edilebilir) durum böyle olabilir!.. Yanı başımızda olup biteni güdümlü medyadan takip ettikçe bu algı asla değişmeyecektir. Tıpkı Ankara'dan ötenin bir zamanlar hep Kürt sanıldığı eli silah tutan herkesin de PKK'lı damgası yediği gibi.

Suriye'de de eli silah tutan yönetime karşı direniş gösteren her kişi El Kaide mensubu gibi gösteriliyor. Halbuki Suriye'de 150 bin silahlı milis var, bunların da en abartılı rakamla ancak 7 bini El Kaide mensubu. Ve daha da önemlisi Suriye'nin içi Hollywood'daki milyon dolarlık bütçeli film sahnelerinden daha zengin ve gerçekçi. Orada her türlü görüntüyü temin edip birilerini suçlamak mümkün. Götürülen yardımlar Türk malı olduğu için Türkiye suçluymuş. İyi de Türkiye Suriye'ye sınır olan El Kaidecilerin ellerini kollarını sallaya sallaya gittiği Irak'a milyar dolarlık gıda satışı yapmıyor mu? Kaldı ki buradakiler belli bir amaç için burada olduklarından patronları kimi istiyorsa onu suçlayabilirler. Onun aleyhinde delil üretebilirler. İstedikleri yerde kimyasal silahlı operasyon dahi yaptırabilirler. Zira ihale şartnamesinde zaten bu da var!

IŞİD KİME ÇALIŞIYOR?

Esad yönetiminin "Halep'i almadan Cenevre-2'ye gitmeyeceğiz" şeklindeki beyanatının ardından bugün Halep'te yaşananlara bir göz atmak gerek. Halep'in kuzeyi, doğusu ve batısı IŞİD tarafından güneyi ise Esad tarafından abluka altında tutuluyor. İçeride de her gün uçaklarla bombardıman yapılıyor. Yani olan Halep halkına oluyor. Peki bu durumda IŞİD kime hizmet etmiş oluyor? Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) Suriye devleti ile problemi olan herkesi mutlu ediyor, tam toparlanma sürecine giden Suriyeli devrimcileri sabote ediyor. Düşmanla savaşmıyor sadece devrimcilerle savaşıyor onların kazandığı mevzileri onların elinden almak için çalışıyor, Suriye devriminin gücünü bölüyor. Bugün birbirlerine sıkılan kurşunları Esad rejimine sıkıldığında kazanılacak mevzileri düşünün.

Hatırlanacağı üzere bir ara iki ülke arasında bir tampon bölge oluşturulması gündeme gelmişti. Ancak bu da "Suriye sınırındaki tampon bölge, Türkiye için ulusal intihardır" denilerek engellenmişti. Sonuç olarak yaşananları bir araya getirdiğimizde tablo çok net bir şekilde ortada. Muhasebecinin "patronun 2x2 kaç eder?"sorusuna "size kaç lazım efendim?"cevabı gibi burada da kime ne lazımsa o yapılıyor. Suriye'de kimin ne yaptığının cevabını da patronlar biliyor!



SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara