Kılıçdaroğlu: Devlet içinde çete arıyorsan istifa ettirdiğin dört bakana bak (2)
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, rüşvet ve yolsuzluk iddiaları nedeniyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a sert sözlerle yüklendi. 17 Aralık sürecine değinen Kılıçdaroğlu, istifa eden bakanları devlet içinde çete kurmakla suçlarken, çetenin lideri
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-01-19 16:00:52
CHP lideri Kılıçdaroğlu, yerel seçimler öncesi partisinin belediye başkan adaylarının tanıtılacağı törene katıldı. Öğlen saatlerinde özel uçakla Balıkesir'e gelen Kılıçdaroğlu, kısa bir şehir turunun ardından tanıtım törenin yapılacağı Kurtdereli Spor Salonu'na geçti. Aday tanıtma törenine Genel Başkan Yardımcıları Gökhan Günaydın, Gürsel Tekin, Nihat Matkap, Balıkesir milletvekilleri Haluk Ahmet Gümüş, Namık Havutça ve Nedret Akova ile CHP İl Başkanı Muzaffer Mavuk, belediye başkan adayları ve çok sayıda partili katıldı.
Her yurttaşın elini vicdanına koyup yeniden düşünmesini isteyen CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Türkiye çok kirlendi o kirlilikten Türkiye'nin arınması lazım. Yeni bir siyaset, yeni bir anlayışın Türkiye'ye gelmesi lazım. Hepimiz temiz siyaseti istiyoruz. Siyaset zenginleşme aracı değildir. Siyaset halka hizmet Hakk'a hizmettir. Söylüyorum. Dicle'nin kenarında bir koyun kaybolsa sorumluluğunu almaya hazırım ben. Eğer bir kadının akşam tenceresi kaynamıyorsa yemek pişiremiyorsa çocuklarına, o dert benim de derdim olacaktır, bunun sözünü veriyorum." diye konuştu.
"Son yolsuzluk ve rüşvet olayında götürülen para 247 milyar lira. 58 milyar Euro." diyen CHP lideri, "Diyeceksiniz ki bu kadar götürülür mü? Bunların bir sloganı vardı. 'Büyük düşünün' Ne demektir? Türkçesi büyük götürün. Büyük götürdüler. 247 milyarı ben söylemedim, gazeteler yazdılar. Ben de bunu dile getirdim. AKP'nin sözcüsü çıktı açıklama yaptı. Bu rakamın afakî bir rakam olduğunu söyledi. Eyvallah, yanlış olabilir. Doğruyu kim bilir? Malı götüren bilir, yani hırsız bilir. Çık açıkla kardeşim. Dört bakan senin bakanın. Açıklayamıyor, sesini de kesti artık. Gerçek rakamı onlar biliyorlar. Belki daha yüksek. Mısır'da dönemin devlet başkanın mal varlığı 55 milyar dolar çıktı. Mısır'ı bir kişi götürmüş. Bunlar aile boyu, komple götürüyorlar 85 milyar Euro aynı şey. Kimin parası bu? Alın teri döküp ürettiğinin karşılığını alamayan çiftçinin, çocuğuna iş bulamayan anne, üretim yapamayan sanayicinin, atanamayan 300 bin öğretmenin parası bu. Malı götürmüşler. Şimdi diyorlar? 'Efendim bize karşı 17 Aralık'ta darbe yapıldı' Öyle bir darbe ki 60 darbesinden, 71 darbesinden, 80 darbesinden ağırdı' diyor. Ben darbelere karşıyım. Darbeyi kim yaparsa yapsın, hayatımın her döneminde demokrasiyi savundum. Siyasi idamların tümüne karşı çıktım ben. Menderes'in mezarını ziyaret ettim, Bayar'ın mezarını ziyaret ettim. Çünkü siyaseten bir insanın farklı düşünmesi onun idamını gerektirmez. Ben Deniz Gezmiş'in idamına da karşı çıktım. Küçük bir çocukken yaşını büyütüp idam edilen gence de karşı çıktım. Her düşünceye saygılıyız. Ama kul hakkı oldu mu ben affetmem. Hesabını verecekler bunun. Gün birlik günüdür, ayrışma günü değildir. Cumhuriyetimiz ve demokrasimiz tehlikede. 90 yıllık cumhuriyeti, demokrasiyi ve özgürlük mücadelemizi elimizden almak istiyorlar. Basına sansür koyuyorlar halk bilgilenmesin diye." ifadelerini kullandı.
"HAKİMİN YAKASINDA PARTİ ROZETİ OLMAZ"
RTÜK modeline benzer bir modelin HSYK için getirilmek istendiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, hakimin yakasında parti rozetinin olamayacağını bildirdi. "Hakim tarafsız ve bağımsız olmak zorundadır." diyen Kılıçdaroğlu, "Biz her yerde demokrasiyi ve özgürlüğü savunacağız. Gün ayrışma günü değil, Türkiye'yi temizleme günü. Kirlilikten arındırma günü. Geçmişte hangi partiye oy verdiyseniz başımın üstüne. Ama şimdi önümüzde bir fırsat var; çocuklarımız için, gençlerimiz için, ülkemiz için, vatanımız için, bayrağımız için, İstiklal Marşımız için, şehit ve gazilerimiz için yeni bir fırsatımız var. Gelin Türkiye'yi yeniden inşa edelim. Temiz siyaseti getirelim. Halkıma söz veriyorum. CHP iktidarında ilk 4 ayda temiz siyaset yasası çıkaracağız. Her alanda çok değerli insanlarımız var. Sinemada dünya çapında adamlarımız var. Tıp alanında dünya çapında doktorlarımız var. Bürokraside çok önemli insanlarımız var. Edebiyatta, romanda, karikatürde dünya çapında ünlü insanlarımız var. Her alanda var. Çiftçimiz var, sanayicimiz var, bilim insanımız var. Ama dünya çapında önemli olan bir alan var ki o alanda yeterli adamımız yok. Nedir o alan? Siyaset alanı kirlenmiş, yalan söylemek bir sanata dönüşmüş. Siyasete girerken halka yalan söylemeyeceğime söz verdim. Sözümün arkasında duracağım. Bu millet yalandan bıktı."
"ORTADA DARBE FALAN YOK"
Hükümetin 'ortada darbe var' dediğini belirten Kemal Kılıçdaroğlu, "Ortalıkta darbe marbe yok. Ne darbesi kardeşim. Bir bankanın genel müdürünün yatak odasına 4.5 milyon doları darbeciler mi koydu? Bu bakanların yatak odalarına 7 tane kasayı darbeciler mi koydu? Hadi diyelim ki bu çocuğun öyle bir hobisi var, yahu kardeşim bu kutuların içine o paraları darbeciler mi koydu? Bu darbeciler mi 700 bin liralık saati alan bakanın tüm ailesini umreye götürdü? Haram parayla umre olur mu? Allah aşkına. Ayakkabı kutusundan dolarlar çıktı. 'Efendim onunla imam hatip yapacak' diyorlar. Lafa bakın. Din istismarının en yoğun olduğu ülkelerde rüşvet olur. Dini siyasete alet edenler milletin en halis duygularını rüşvete kurban ederler. Bu gerçeği hiç kimse unutmasın. Millete din, iman edebiyatı eyvallah. Köşeyi dönüyorsun, umreye haram parayla gidiyorsun. Ben daha ne söyleyeyim." sözlerini kaydetti.
Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy veren vatandaşlara seslenen Kemal Kılıçdaroğlu, "Elinizi vicdanınıza koyun. Sandığa gidin ya haktan yana olun ya da batından yana. 17 Aralık'tan bu yana Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonu yapıldı. Bekliyorum Diyanet İşleri Başkanı konuşacak mı acaba? Başbakan ne diyor? 'Efendim ben bunun hesabını sandıkta veririm' diyor. Demokrasilerde hesap sandıkta verilmez, demokrasilerde yargının önünde verilir. Daha düne kadar aranan oğlun Bilal'i hakime gönderemedin, korktun. Korkan adamın bir şeyleri vardır. Niye korkuyorsun? 'Benim oğlum yolsuzluğa bulaştıysa evlatlıktan reddederim' diyor. Hiçbir anne ve babanın kendi evladını reddetmesini istemeyiz.
Şimdi sana bir örnek veriyorum. Ali Ağaoğlu, Türkiye'nin en büyük müteahhitlerinden birisi. İstanbul Bakırköy'de kendi arsasına özel imar durumu çıkarmak için sana geldi. Seninle konuştu. Sen bakanın Erdoğan Bayraktar'a 'bunun arsasının imar durumunu değiştirin, istediği gibi yapın' diye talimat verdin. O da emrini yerine getirdi. Sonra diyor ki 'Bak senin arsanın imar durumunu değiştirdim, sen malı götürdün, şimdi sıra bana geldi. Benim bir oğlum var ya, o bir vakıf kurdu. Adı TÜRGEV. Senin Ataköy'de 20 dönümlük bir arsan var. Onu da benim oğlumun vakfına ver diyor. Bunlar bu söylediklerimin tamamı mahkeme kayıtlarında var. Bilal'i bu nedenle hakimin önüne göndermiyor. Şimdi hakim ve savcıyı değiştirdi. Şimdi kalkmış 'oğlum bulaşmışsa onu evlatlıktan reddederim' diye efeleniyor. Bu hükümetin ne yaptığını biliyoruz. Senin de ne yaptığını biliyoruz. Sen yolsuzlukların başındaki çete reisisin. Ben bunu da çok iyi biliyorum." diye konuştu.
Konuşmanın ardından CHP'nin Balıkesir'deki 21 belediye başkan adayı kürsüye çıktı. Bazı partililer CHP lideri Kılıçdaoğlu'na içinde ametist taşı ve zeytin olan iki ayrı ayakkabı kutusu verdi. Ametist çıkan kutuyu açan Kılıçdaroğlu, "Recep bunu görmesin pırlanta sanır." dedi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara