Bahçeli: Yolsuzluk ve rüşvetin üstü örtülürse, toplumdaki yara yıllarca sürer

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 17 Aralıkta başlatılan yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının göz ardı edilmemesi gerektiğini söyledi. Olayın üstünün örtülmemesi gerektiğini vurgulayan Bahçeli, yolsuzluk ve rüşvetin üstü örtülse dahi toplumdaki yarasının yıllarca süreceğini belirtti. Bahçeli Meclis Genel Kurulu gündemine gelecek olan HSYK değişikliğine ise ret oyu vereceklerini açıkladı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye Otel, Lokanta, Dinlenme Yerleri İşçileri Sendikası'nı (TOLEYİS) ziyarete etti. Bahçeli, ziyaret sonrası gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Gazetecilerin sorularını cevaplandıran Bahçeli, Türkiye'nin 11 yıldır iyi yönetilmediğini ifade ederek, "Şuan ülkemiz kriz, kargaşa, kutuplaşma, kavga, kaos buna benzer sosyal ve siyasi sıkıntılarla karşı karşıya bulunmaktadır." diye konuştu.

Son günlerde meydana gelen gelişmelerin millet olarak herkesi düşündürdüğüne dikkat çeken Devlet Bahçeli, Türkiye'yi çok daha büyük bir felakete sürükleyebilecek yanlışlıklardan kurtarmak mecburiyetinde olduklarını aktardı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 17 Aralık'ta başlatılan rüşvet ve yolsuzluk operasyonuna da değinen Bahçeli, "17 Aralık'ta başlamış olan bir yolsuzluk ve rüşvet olayının göz ardı edilmemesi lazım. Üstü örtülmemelidir. Gerçekler saklanmamalıdır. Bunu başka alanlara saptırarak algı yönetimini kullanmak suretiyle milletin aldatılması doğru değildir. Yani siz yolsuzlukla rüşveti bugünkü siyesi iktidarın yargı darbesi olarak algılar televizyonu bu anlamda aşırı derecede kullanır ve gerçekleri saklar iseniz bunu nereye dayanacağı malum bir şekildeki gelişmesini önlemek açısından kıyıma da başlarsanız ve bunun arkasından belli bir dönem yolsuzluk ve rüşvetin üstünü örtseniz dahi toplumdaki yara yıllar sürer. O sebepten dolayı böyle bir geçiş sürecinde çok dikkatli olmayı ve sendikal hareketlerin buna çok daha duyarlı olması gerektiğini, olayları kendi üyeleri arasında, komşuları arasında, yakınları arasında paylaşarak bu toplumsal hastalığın önlenmesi noktasında katkı ortaya koymaları zannediyorum ülkemiz için çok daha hayırlara vesile olacaktır." şeklinde konuştu.

'HİÇBİR SOKAK SANDIĞA ÇIKMAZ'

Sokak ile sandığın çatışmasına fırsat verilmemesi gerektiğine vurgu yapan MHP Lideri, "Sokakta hiçbir şeyin çözümü olmaz. Bu tehlikelidir. Yıllar önce denenmiştir. Sonuçları milletimiz için de hayırlı olmamıştır. Hiçbir sokak sandığı çıkmaz. Sandıktan kastımız demokrasinin müessesi olan meydanlardır. O bakımdan demokrasi içerisinde bir çözüm yolu bulunmalıdır. Bu çözül yolunu da bulurken o zaman önümüzdeki süreçte demokrasinin milli iradeyi temsil edebilmesine fırsat tanıyan müesseselerini hatırlamamız lazımdır. İşte bu müesseselerden bir tanesi seçimdir." ifadelerini kullandı.

'MİLLİ İRADE İLE GÖNDERMEK LAZIM'

30 Mart 2014 tarihinde yapılacak yerel seçimlere de değinen Devlet Bahçeli, "Bugünkü siyasi iktidar yüzde 51'le geldiği iddiasını taşıyor. Ve yüzde 51'e göre bugünkü yönetimde iktidar kudretini kullanarak başka amaçlar taşıyan bir politika uyguluyor ise bu politikasının özünü de mağduriyet oluşturarak halkın tekrar kendisinin koruması, yanında olması çabası gösteriliyorsa o zaman milli irade ile geldiği iddiası taşıyanları milli irade ile göndermek lazım. Ve 30 Mart seçimleri bunun için çok önemlidir." beyanında bulundu.

Milliyetçi Hareket Partisi'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı'nın Rasim acar olduğunu açıklayan Bahçeli, "Ama televizyonlar, bazı kurumlar İstanbul'un bir geleceğini ve yönetimini halkın her türlü ihtiyacını karşılayabilecek bir belediyecilik anlayışını bir sarkacın iki ucunda iki partiye teslim etmek gibi bir yanlışa düşüyorlar. İstanbul ne AKP ne de CHP demektir. İstanbul'da 25 tane parti vardır. Bu 25 partiden bir tanesi de MHP'dir. Ve biz de ne AKP ne CHP öyle ise MHP diyoruz. Bu konuda da genç temiz bir kardeşimizi Rasim Acar beyefendiyi büyükşehir adayımız olarak takdim etmiş bulunuyoruz." diye konuştu.

Bahçeli, Meclis Genel Kurulu gündemine gelecek olan HSYK ile ilgili düzenlemedeki tavırlarının sorulması üzerine ise, "Bugünkü iktidar 2010 yılında Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun bu şekliyle oluşmasını sağlayan, öneren ve bunun uygulamasından yararlanan bir siyasi partidir ve iktidardır. Şimdi aynı siyasi iktidar, Hakim ve Savcılar Kurumu'nun bu etkinliğini kendisinin önünde 'Vesayetleri temizliyoruz. Şunları böyle yapıyoruz' derken toplumsal intikamını, Cenabı Allah'ın bir lütfu olarak tersine dönmüş, yolsuzluk ve rüşvetle boğulacak bir siyasi iktidarı kurtarmaya yönelen bir araç olarak bugün topluma takdim ediyor. Onun için açık ve net olarak söylüyoruz; 2010 yılında bu değişimlere anayasa değişikliğine Milliyetçi Hareket Partisi olarak tavrımızı net koymuş ve karşı duymuştuk. O günden bugüne kadar bu müesseseler iktidarın istismar konusu oluyor ise şimdi de getirdikleri, genel kurula sunacakları bu yasa değişikliklerini de yine ret edeceğimizi İstanbul'dan belirtmek istiyorum. Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda yolsuzluk ve rüşvetin hanedanlara kadar, bacanaklara kadar yayılmasını önlemek açısından dün faydalandıkları savcıları bugün teker teker temizlemeye çalışıyorlar. Bu da ayrı bir yanlıştır. Hakim ve savcıları bu kadar incitmemek, bu kadar kötümser bir şekle takdim ederek istedikleri zaman yararlanırım, istemediklerimi ayıklarım mantığına toplumu düşürmemek lazımdır. Hele özellikle güvenlik konularında hayatını ortaya koyan, binlerce şehidimizi veren bir emniyet güçlerini operasyon öncesinde bizin eve gelmesinler diye kandırıp, gelme kararlılığında olanları da sürmenin bir manası yoktur. O bakımdan hakimler ve savcılardan, emniyet güçlerinden bugünkü siyasi iktidar özür dilemeli, herkesi yine tecrübesi, kabiliyeti, birikimiyle olması gereken yerde değerlendirmelidir." şeklinde konuştu.