Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Pakistan basınında Türkiye üzerine ısmarlama yazılar

17 Aralık operasyonundan sonra Başbakan Erdoğan ve hükümet aleyhindeki yazılar birbiri arkasına Pakistan medyasında yayınlanır oldu.

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-01-16 12:28:54

Pakistan basınında Türkiye üzerine ısmarlama yazılar

Bu haberlerde Türkiye’deki hükümet karşıtı birtakım medyanın argümanlarının kullanılmış olması Pakistan medyasına ısmarlama haber yaptırıldığı kanısını oluşturdu.

Üstelik bu haberleri kaleme alan kişilerin Gülen hareketine ait kurumların mensubu olması bu kanıyı güçlendirdi.

Bu durum Türkiye’de olduğu kadar Türkiye dışında da ısmarlama haberlerle Başbakan Erdoğan ve hükümet aleyhinde planlı bir algı oluşturulmaya çalışıldığının açık delili olarak gözler önüne serildi.

Bu haberlerin içeriği nelerdir, şimdi bunlara bakalım:

DAİLY PAKİSTAN’DA SİPARİŞ YAZI

Daily Pakistan Gazetesi’nin 13 Ocak 2014 tarihli nüshasında Aslam Bhatti imzasıyla yayınlanan “Türkiye’deki durum ve hükümetin tutumu” başlıklı yazıda 17 Aralık operasyonlarına atıfta bulunularak şu sert ifadeler kullanıldı:

“AK Parti iktidarda olduğu süre zarfında küçüklü büyüklü bazı adli vakaları sahip olduğu iktidar gücü ile bastırmış ve büyük bir skandala dönüşmesine imkân vermemiştir. Ancak 17 Aralık operasyonu ile AK Parti hükümetine mensup bazı bakanların yakınlarının da karıştığı yolsuzluk skandalının delilleriyle birlikte ortaya çıkarılması ve hükümetin bunu örtbas etme çabası ülkede karışıklığa sebep olmuş, bu da AK Parti’nin itibarını zedelemiştir.

MİLİTAN İFADELER

AK Parti bu yolsuzluk ve rüşvet davasını yürüten adli mekanizmadaki ve polis teşkilatındaki binlerce kişiyi görevden almış veya yerlerini değiştirmiştir. Dosyaların tarafsız ve bağımsız yargı tarafından soruşturulmasına fırsat vermemiş, hatta Başbakan Erdoğan oğlu Bilal Erdoğan’a ait yolsuzluk dosyasını elinde bulunduran Cumhuriyet savcısına bir gece operasyonu ile görevden el çektirtmiştir.”

Yazara göre; hükümet ve Başbakan Erdoğan yanlış üzerine yanlışlar yapmakta, konuyla alakalı olmayan kurum ve kuruluşları suçlayarak dikkatleri dağıtmaya çalışmaktadır.

Ayrıca yandaş medya da Gülen hareketini suçlayarak meselenin tartışmalı bir hale gelmesine, bu şekilde önemini yitirmesine, insanları şüpheye sevk ederek bunun bir iç çatışma olduğu vehmine kapılmasına sebep olmuştur.

GÜLEN GRUBUNA BÜYÜK ÖVGÜLER

Yazar, hükümet ve Erdoğan’a saldırılarının ardından hızını alamıyor ve bu sefer Gülen hareketini övmenin dayanılmaz hafifliğini(!) yaşıyor:

Şöyle ki:

“Hizmet Hareketi toplumsal bir harekettir. Bu hareketin herhangi bir polis, asker ve adli kolluk gücü bulunmamaktadır. Bütün bu kurumlar hükümetin kontrolündedir. HSYK bağımsız bir şekilde hükümete karşı açılan bir davaya bakma yetkisine sahiptir. HSYK bağımsız bir kurumdur ve ne cemaatin kontrolündedir ne de hükümetin gölgesinde çalışmaktadır. Bu bağımsız kurum hükümete karşı bir yolsuzluk ve rüşvet davasını gündemine alınca soruşturmayı yürüten savcılar Hizmet Hareketinin kışkırtmasıyla bu davayı gündemlerine aldıkları yolunda suçlanmaktadırlar.

Toplumsal hiçbir hareket hâkim ve savcıları hükümete karşı kışkırtamaz. Hizmet Hareketinin polisi ve adliyeyi hükümete karşı kışkırttığına dair açık bir delil ortaya konulamamıştır. Bu suçlamalar sadece sözde kalmış ve hiç kimse mahkemeye bu yönde bir delil sunamamıştır.

Bu suçlamalar sadece Hizmet Hareketini kötülemek ve dikkatleri dağıtmak için yapılmaktadır.

Hükümet kendisine karşı yolsuzluk ve rüşvet suçlamalarını yanlış bir şekilde ele almakta, bunu kendisine karşı bir komplo sayarak ülkedeki polis teşkilatı, adli mekanizma ve bürokraside geniş çaplı bir değişikliğe gitmektedir. Bu ise meseleyi daha da içinden çıkılmaz bir hale getirmektedir.

Ayrıca uluslararası alanda Amerika’da, Avrupa’da ve bağımsız medyada da hemen her gün rüşvet ve yolsuzluk skandalı konuşulmakta ve hükümetin eli gittikçe zayıflamaktadır. Hatta Türk halkı bile artık hükümete şüpheyle bakmakta ve bu işte bir bit yeniği olduğunu düşünmektedir.

İşte bu yüzden hükümet ülkedeki idari yapıyı, adliyeyi ve polis teşkilatını değiştirmektedir. Son derece dürüst, yetenekli ve çalışkan polis şefleri, savcılar ve hâkimlerin yerleri değiştirilmektedir. Halk alınan bu kararlardan ötürü büyük bir kaygı içindedir.

Hükümet açık bir şekilde suçluları sanık sandalyesine çıkararak onları cezalandıracağına ve adaletin gereğini yerine getireceğine dair güvence vermelidir. Aksi takdirde tarafsızlığını yitirecek ve zorba bir hükümet olarak görülecektir. İktidar partisi halkın haklarını korumalı ve kendisini adalet ve hakikat ölçütlerine göre konumlandırmalıdır.”

CEMAATİN MENSUBU ÇIKTI

Bu satırların yazarı Pakistan’ın Lahor şehrinde bulanan ve Gülen hareketinin mensupları tarafından yönetilen PTBA’nın (Pak-Turk Bussinessmen Association) genel sekreter yardımcısı.

Malum medyanın argümanlarını kullanan yazarın konumu da eklenince yukarıdaki karalamaların ısmarlama şekilde hazırlanıp Pakistan halkına sunulduğunu kestirmek zor olmasa gerek.

HABER 10

Haber Ara