Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Bahtiyar Aydın ve Lice davası 'nakil' tartışmasıyla başladı

Diyarbakır'ın Lice ilçesinde 1993 yılında dönemin Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın şehit edilmesi ve çıkan olaylarda 16 kişinin ölümüyle ilgili açılan davanın ilk duruşmasına 'nakil' tartışmaları damga vurdu. Sanıkların

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-01-16 12:59:39

Bahtiyar Aydın ve Lice davası 'nakil' tartışmasıyla başladı
Diyarbakır'ın Lice ilçesinde 1993 yılında dönemin Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın şehit edilmesi ve çıkan olaylarda 16 kişinin ölümüyle ilgili açılan davanın ilk duruşmasına 'nakil' tartışmaları damga vurdu. Sanıkların avukatları, sanıkların can güvenliği için davanın bir batı ilinde görülme talebine Diyarbakır Valiliği olumlu cevap verirken, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı buna gerek olmadığını bildirdi. Bunun üzerine davaya bakan mahkeme nakil kararı için dosyayı Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'ne gönderdi. Bugün duruşmaya katılan çok sayıda mağdur, tanık ve ölen sivillerin yakınları nakil talebine tepki gösterdi. Mağdur ve müdahil avukatlar ise biri emekli, biri de yurtdışında olan sanıkların güvenliğinin gerekçe gösterilmesinin kabul edilemez olduğunu belirterek, "Liceli onlarca aile ve tanıkların güvenliğini kim sağlayacak?" diye sordu.

Diyarbakır'daki faili meçhul cinayetler savcısı tarafından hazırlanan iddianamede, dönemin Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Eşref Hatipoğlu ve Üsteğmen Tünay Yanardağ hakkında ağırlaştırılmış ömür boyu hapis ile 24 yıla kadar hapis cezası istendi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın zamanaşımından kurtardığı cinayetle ilgili iddianame, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından geçen yıl kabul edildi ve bugün ilk duruşma yapıldı. Duruşmada sanık Tünay Yanardağ'ın avukatı ile Liceli aileler, mağdurlar, tanıklar ile aralarında Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin olduğu çok sayıda avukat katıldı. Mahkeme başkanı davanın nakli talebinin Yargıtay olduğunu belirterek, bu duruşmada esas hakkında yargılama yapmayacağını talepleri alacağını söyledi. Sanık Yanardağ, yurtdışı görevinde olduğu için sanık Eşref Hatipoğlu ise mazeret bildirerek duruşmaya katılmadı.

16 KEZ MÜEBBETLE YARGILANAN SANIKLAR NEDEN TUTUKLANMIYOR

Duruşmada söz alan avukatlardan Tahir Elçi, davanın başka bir ilde görülmesini gerektirecek bir gerekçe olmadığını belirterek, "Sanıkların güvenliği konusunda Diyarbakır'da bir sorun yoktur. Adalet Bakanlığı davaya bakan yargıçlara müdahale ediyor, davanın gideceği mahkemede de bir sonuç çıkacağına inanmıyoruz. Ağır isnatlarla yargılanan sanıkların konforu düşünülüyor. Bahtiyar Aydın ve 16 kişinin öldüğü olay çok ciddidir, ağır bir olaydır. Biz sanıkların tutuklanması gerektiğini söylüyoruz. 16 kez müebbet istenen sanıkların tutuksuz yargılanması anlaşılır gibi değil." dedi.

AYDIN'IN AVUKATI: BU DAVADA BİR İNANET OLAYI VAR

Duruşmaya Bahtiyar Aydın'ın eşi Şahin Aydın mağdur sıfatıyla yer aldı. Şahin Aydın'ın avukatı Necdet Solmazgül, davanın nakline karşı olduklarını, sanıkların da tutuklanmalarını talep etti. Davada ayrıca bir ihanet olayının olduğunu anlatan Solmazgül, "Bölgede çok sevilen bir general vardı. Bu general Mardin ve Şırnak'ta görev yapmıştır. Bölgeyi tanımadığı söylemlerini kabul etmiyoruz. Çok başarılı olduğu için arkadaşlarından önce general oldu. Bu general şehit ediliyor ancak ailenin bir beyanı alınmıyor." dedi. Avukat Solmazgül, olayın yaşandığı gün devlet kurumlarının kapalı olduğu iddiasının yalan olduğunu belirterek, ilçede hastanede, emniyette, okullarda çalışanların olduğunu çarşının da açık olduğunu kaydetti. Solmazgül, " Böyle bir saldırı olacağı duyumu alınmış ve herkes evine çekilmiş gibi bir algı oluşturuluyor ancak bu doğru değildir. 30 bin kişilik ilçe nüfusunun bin 500'e kadar düştüğü söyleniyor. Müvekkilim ve ailesi gerçek suçlularının yakalanarak cezalandırılmalarını talep etmektedir" diye konuştu.

"SANIK YURTDIŞINA ÇIKTI BİR DAHA DA GELMEZ"

Duruşmada müdahil avukatlar, sanıkların tutuklama talebini dile getirdiklerini ancak sanığın yurtdışına çıktığını hatırlatarak, "Sanığın 'kaçma şüphesi'yle tutuklanmasına talep edecektik ama sanık zaten yurtdışında ve gelip gelmeyeceğini belli değil. Bir daha da gelmez." dediler. Sanık Tünay Yanardağ'ın avukatı Hikmet İşler ise şunları söyledi: "Müvekkilim emekli kurmay albaydır, 4 ay önce emekli oldu. Kendisi çok iyi Fransızca biliyor. Bir iş teklifi nedeniyle Afrika'ya çalışmaya gitmiştir. Bu olaydan yurtdışındayken haberdar olmuştur. Soruşturma aşamasının üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen ifadesi alınmamıştır. Bileti olduğu halde rahatsızlığı nedeniyle gelemedi." dedi.

AİLELLER DIŞARDIDA EYLEM YAPTI

Bu arada Liceli sivil toplum kuruluşlarının da destek verdiği aileler mahkemenin görüldüğü Diyarbakır Adliyesi önünde eylem yaptı. Lice olaylarında yakınlarını kaybeden aileler, " Yargıdan vesayet değil adalet bekliyoruz" pankarttı açtı. Burada bir açıklama yapan Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, suç delillerinin Lice olduğunu, davanın da Diyarbakır'da görülmesi gerektiğini kaydetti. Elçi, biri general olmak üzere 16 insanın ölümüne, onlarca insanın yaralanmasına, 400'e yakın ev ve iş yerlerinin yakılıp yıkılmasına neden olan bu eylemin tasarlanarak yapıldığını söyledi. Elçi," İddianameyi hazırlayan Cumhuriyet Başsavcısı iddianamesinde çok açık bir şekilde ifade etmiştir. Bu katliam planı uygulanmıştır, icra edilmiştir. Hem yargılanan sanıklarının üstleri ve altları olan komu görevlilerin sorumlukları var. Ama ne yazık ki iki sanığa dava açılmıştır. Bu suçun sanıkların çoğu dışarıda henüz kimlikleri tespit edilmemiş. Bu nedenle sanıkların etkilerini karartma etkileme halleri var. Kaçma şüpheleri var. Sanıklardan biri yurt dışındadır. Kaçma teşebbüsümde bulunmuş. Buna rağmen mahkeme tutuklama kararı vermedi. Bunu da anlamak mümkün değil." diye konuştu.

İDDİANAMADE OLAYIN PKK TARAFINDAN YAPILMADIĞI BELİRTİLDİ

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, olay günü ilçede bir uzman çavuş, bir er ve bir polis memuru ile çok sayıda vatandaş yaralandığı belirtilerek, çok sayıda işyerinin ve dükkan ile aracın hasar gördüğü vurgulanmıştı. İddianamede, operasyonu yürüten dönemin Diyarbakır Jandarma Komutanı Eşref Hatipoğlu'nu bir numaralı sanık olarak yer almıştı. İddianamede, "Resmi tutanaklarda terör örgütü PKK'nın ilçeye saldırması nedeniyle bu sonucun meydana geldiği yazılmış, ancak örgüt o gün ilçeye kendilerine ait hiçbir gruptan saldıranın olmadığını ileri sürmüştür. Aradan geçen 20 yıla rağmen saldırıya katıldığı tespit edilen örgüt mensubu olmamıştır." ifadelerine yer verilmişti. İddianamede, Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı Emekli Albay Eşref Hatipoğlu ve Üsteğmen Tünay Yanardağ sanık olarak yer almış, iki sanık hakkında 'taammüden öldürme' ve 'halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik', 'Cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturma' suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının yanı sıra 24 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Haber Ara