Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

‘Çarşamba Sohbeti’nde ‘Yeniden Ümmet Bilinci’ ele alındı

Gaziantep İHH İnsani Yardım Derneği’nin muhabbet kuşağı “Çarşamba Sohbeti”nin bu haftaki konusu, “Yeniden ümmet bilinci!” idi. Eğitimci-Yazar Mehmet Nezir GÜL’ün sunumunda gerçekleşen etkinliğe, yoğun katılım oldu.

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-01-09 17:34:58

‘Çarşamba Sohbeti’nde ‘Yeniden Ümmet Bilinci’ ele alındı


Öğrencilik yıllarından itibaren yazı çalışmalarında bulunan, çok sayıda yerel-ulusal gazete ve dergilerde muhabirlik yapan, yazıları yayımlanan, kitapları bulunan, çeşitli STÖ’lerde yöneticilik yapan Nizip Anadolu İHL Öğretmeni Eğitimci-Yazar Mehmet Nezir GÜL ümmet, ümmet bilinci, birlik-beraberlik gibi geniş bir yelpazeye yayılan konularda gerçekleştirdiği sunumunda “bir zamanlar insanlar göğsünü gere gere milliyetçi, sosyalist, komünist… olduklarını haykırırken ümmetçilik fişlenme sebebi idi. Öyle de olsa insanlar, yine de ümmetçi olmaktan vaz geçemediler. Çünkü ümmetçilik fikri, konjonktüre göre şekil alan, önemsenen ya da gündemden düşen bir konu değildir” diyerek sohbetine başladı.

“Müslümanlar Tevhid inancına inanarak, son peygamberinin mesajını benimseyerek, buna bağlı kalarak ümmeti oluşturdular. Ümmet, insan ve diğer canlı toplulukları için de kullanılır. Kur’an’da ümmet kavramı, farklı türevleriyle 60 yerde geçmektedir.” şeklinde bilgi veren Eğitimci-Yazar Mehmet Nezir GÜL şöyle devam etti:

“Âli İmrân Suresi 104. Ayetinde geçen “Sizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten sakındıran bir ümmet olsun. İşte kurtuluşa erenler bunlardır.” ifadeler bizim için çok manidardır.”

İran başkumandanı Rüstem ile Sa’d bin Ebî Vakkas, görüşüp konuşmak için kendisine elçi olarak gönderdiği Hz. Muğîre b. Şube arasında geçen diyalogu aktaran Gül, bu diyalogla İslam’ın insanlara neler aşıladığını göstermesi bakımından manidar olduğunu ifade etti. Eğitimci-Yazar Mehmet Nezir GÜL sözlerini şöyle sürdürdü:

“Birkaç diyalog sonunda Rüstem, Hz. Mugîre’ye, Arapların çok kötü bir kavim olduğunu, birbirleriyle dahi geçinemediklerini, bundan önce kendileriyle uğraşmaya tenezzül bile etmediklerini söyledi, “Şayet açlık sebebiyle buraya geldiyseniz bol miktarda yiyecek verelim, size birçok ikramda bulunalım!” teklifinde bulununca bugün bize ibret olacak bir tarihi konuşmayı yapar:

“Biz İslamiyet’ten önce öyle bir hâlde idik ki, bizim durumumuzdan daha kötüsü yoktu. Aç bir topluluktuk. Dinimiz ise, birbirimizi öldürmek, birbirimize haksızlık ve zulüm yapmaktı. Hatta kimimiz, ciğerparesi olan kızını, sofrada kendisine ortak olmaması için diri diri ve kendi eliyle toprağa gömüyordu! Fakat Cenâb-ı Hak, soyu sopu bizce bilinen, aramızda doğup büyüyen ve içimizde en asil bir aileye mensup olan birini peygamber olarak gönderdi. Bu zat, peygamberlikten önce de iyi bir ahlak örneğiydi. Peygamber bizi bir dine davet etti. O bize doğruyu söyledi, biz onu yalanladık; o kuvvetlendi, biz azaldık! Bize neyi haber verdiyse doğru çıktı. Neticede Cenâb-ı Hak bizim kalbimizi yumuşattı da, onu doğruladık ve ona tabi olduk.”

“İnançlara, değerlere bağlılık olduğu müddetçe sosyal, siyasal, iktisadi, kültürel, mimari alanda Nebevi rengi oluşturdular, gösterdiler, sundular.” diyen Eğitimci-Yazar Mehmet Nezir GÜL, Medeni-Bedevi olma konusunda “Medeni olmak ümmet olmakla gerçekleşmiştir. Müslümanlar kendi dinlerini benimseyen herkesi kardeşleri olarak görürler. Renkleri, tonları, farklı yorumları zenginlik sayarlar.” şeklinde konuşarak sohbetini şöyle sürdürdü:

“Emeviler ümmetçilikten yoksun olarak kabileci, ırkçı bir yönetim sergilerken çok uzun sürmeden çöktüler. Abbasiler ümmetçi bir fikriyata mensuplardı, o anlamda Emevilerin düştükleri hatalara düşmediler. Akabinde gelen Selçuklular ve Osmanlılar da ümmetçiydi.”

“Milliyetçi akımlar, ajanlar, işbirlikçilerle Osmanlı 200 yılda yapılan müdahalelerle ümmet fikri zayıfladı ve parçalandı.”

“Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider.” şeklindeki Enfâl Suresi, 46. âyeti hatırlatan GÜL, “Müslümanlar güçlerini birbirlerine karşı kullanmamalılar!” şeklinde uyarıda bulunduktan sonra Hz. Ali’nin kan bağına dayalı kardeşlik ve iman kardeşliğinin yanı sıra “insan kardeşliği” şeklinde bir açılımdan, farklılıktan bahsettiğini ifade ederek bunun da Müslümanlara yol gösteren bir kılavuz olduğunu belirtti.

“Hac ve umre ibadetleri de ümmet fikriyatının tesisi açısından önemli sıçrama temin eder. Gerek hacda gerekse sair zamanlarda ezan ve namazın ortak dilde olması, evrensel olması da ümmet açısında büyük bir değerdir.” şeklinde konuşan GÜL Ümmet bilincini sağlamak için uyarılarını şu şekilde sıraladı:

-Farklı dil, ırk, kabile, millet tarafgirliğine karşılık ümmet fikrini kendi çevremizde, ailemizde, işyerimizde yeniden oluşturmalıyız.
-Kardeşlerimize ilişkin, etrafımızda olan bitenlere karşılık hüsnü zan beslemeliyiz. Bu, basiretsiz, ferasetsiz olmaya dâvet değildir!
-Tecessüsten kaçınmalı, ayıp veya kusurlar araştırılmamalı, orta yere saçılmamalı…
-Yapay gündemlerden uzak durulmalı.

Eğitimci-Yazar GÜL, ümmet fikriyatını olumsuz etkiyecek tehlikeleri ise şu şekilde sıraladı:
-Mezhepçi yaklaşımlar… Bu konuda emperyalist güçler son 15-20 yılda çok ciddi mesafe kat ettiler. Bütün faturayı onlara kesmeden bu gerçeği fark etmeliyiz.
-Kendi ülkelerimizi önemseyelim, kalkındıralım, güçlendirelim ama bunu yaparken aynı duyguları diğer İslam ülkeleri için de hayal etmeli, birlikte gerçekleştirmeye çalışmalıyız.
-Dünyevileşme tehlikesi: Dünyaya yönelen, manevi dinamiğini kaybeder, imanın verdiği üstün meziyetleri kaybeder.

Gül sözlerini şöyle tamamladı:
“İhvan, Cemaati İslami, Mili Görüş, Hizmet, tasavvufî ve diğer bir kısım yapılar ülke sınırlarını aştı. Temelini Kur’an ve Sünnet’ten alan bir cemaat yapısına kimsenin itirazı olmaz. Temelini Kur’an, Sünnet, sahih gelenekten alan bir tasavvufi yapıya kimse hayır demez!”

“Herhangi bir cemaati mutlak hakikatin yegâne temsilcisi sayarsak, lideri tartışmasız lider sayarsak ümmetçi değil, dar cemaatçi bir renge bürünürüz.”

Sohbet Eğitimci-Yazar Mehmet Nezir GÜL’ün ümmet için yaptığı dua ile son bulurken etkinliğin sonunda soru-cevap faslı ile fikir alışverişinde bulunuldu.


Haber Ara