Dolar

34,8712

Euro

36,6784

Altın

3.036,13

Bist

10.058,47

İnsanlığa karşı faullü hareketler

Hakem Ümit Çınarlı'nın Roboski'nin yıldönümünde sarf ettiği sözler futbolumuzda görmek istemediğimiz hareketleri yeniden hatırlattı. Ne yazık ki Çınarlı'nın nefret suçu spor tarihimizde bir ilk değildi...

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-01-05 10:50:53

İnsanlığa karşı faullü hareketler


Geçen hafta, Roboski’de 34 köylünün TSK’ya ait F-16 savaş uçaklarıyla bombalanarak öldürülüşünün 2. yıldönümünde, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) hakemi Ümit Çınarlı, attığı bir tweet vasıtasıyla, insanlığa kırmızı kart gösterdi. “Hümanizm köpekliktir. Uludere’deki katırlara üzülün bence” ve “Uludere olayının ikinci yıldönümü kutlu olsun. Ölen katırlar sizden daha değerliydi” ifadelerinden sonra Çınarlı kendini “Ben hayvan haklarını savundum. Ben hiçbir etnik unsuru kastetmedim. TSK’nın yaptığı bir eylemi savundum. Silah kaçakçılığı yapan, askere kurşun sıkan insanları eleştirdim. Herhangi bir ırka karşı düşmanlık beslemem. Abartıldığını düşünüyorum. Cemal Süreya da Kürt ama onu da severim” diyerek savundu. Federasyon ise Ümit Çınarlı’nın disiplin kuruluna sevk edildiğini açıkladı. Bu, futbol dünyasında karşılaştığımız ilk ırkçılık vakası değil.

İpek İzci'nin Radikal gazetesindeki haberine göre, siyahi futbolculara ‘yamyam’ dendiğini, “Pis zenci” diye hakaret edildiğini, Kürt futbolcu ve hakemler için “ PKK dışarı” sloganları atıldığını unutmadık. Ancak ayrımcılıklar bunlarla sınırlı değil. Eşcinsel, kadın, Alevi ya da Kürt iseniz ya da sendikal mücadele yürütüyorsanız Türkiye futbolu sizi kara listeye almaya dünden hazır. Çınarlı vesilesiyle, futbol dünyasında yüzümüzü kızartan bazı vakaları hatırlayalım...

Kadın savunma versin, erkeğe gerek yok: 2008 yılında erkek meslektaşı E.D’yle aynı soyunma odasını kullandığı iddiası üzerine Kocaeli İl Hakem Kurulu, kadın hakem E.G’den savunma yapmasını istedi. E.G ise suç oluşturacak bir eylemde bulunmadığı için savunma vermeyeceğini belirtti. Ancak fotoğrafları gazetelerde yayımlanınca adının karalanmak istendiği gerekçesiyle olayı mahkemeye taşıdı. Bu tarihten itibaren Merkez Hakem Kurulu’nun da bilgisi dahilinde kendisine maç verilmeyen kadın hakem, mesleğini sonlandırmak zorunda kaldı. Buna karşın erkek hakemden kimse savunma yapmasını istemedi, hemen her ay en az 2-3 maç aldığı gibi, bir süre sonra üst klasmana terfi ettirildi.

“O kadın, o bilmez, karar veremez”: Yine 2008 yılında Antalya’da düzenlenen uluslararası hakem seminerine 7’si FIFA kokartlı olmak üzere 27 kadın hakem, ‘Dedikodu çıkabilir’ gerekçesiyle davet edilmedi. Erkek egemen bir sektörde kadın olmak zor. Maraşlı hakem Tuğba Güneş Atay mesela, yerel bir gazeteye verdiği söyleşide statta yaşadığı ayrımcılığı şöyle özetliyor: “Erkek hakemlere gösterilen tepkinin daha fazlasını görüyor kadınlar. Çünkü bizim için ‘O kadın, o bilmez, karar veremez ve yapamaz’ gibi önyargılarda bulunuyorlar. Kadın hakem olduğumuz için verdiğimiz kararlar oyunculara, taraftara doğru gelmeyebiliyor.”

Hem kadın hem Kürtsen bir sıfır yeniksin: TFF Kadınlar 2. Ligi’nde 25 Şubat 2013 günü Elazığ Hedefspor’la Diyarbakır Büyükşehir Belediyespor arasında oynanan maçta ise teknik direktör Filiz Atay yönetimindeki Diyarbakırlı kadın sporcular, Elazığ’da erkek hakem, rakip takımın yöneticileri, futbolcu ve taraftarları tarafından darp edildi. 11 kişilik takımdan yedisinin yaralandığı, ikisinin bacağının kırıldığı günü Filiz Atay, “Kadın ve Kürt kimliğine yönelik hakaret edildi” diye özetliyor. Mezopotamya Kulüpler Birliği Başkanı Hüseyin Kaya ise “Kürt kimliğine mensupsanız, maça bir sıfır yenik başlıyorsunuz demektir. İkincisi de kadın olmaktır. Hakem maçı yönetirken kadın antrenöre ‘karı’ diye hitap ediyor” ifadelerini kullanıyor.

“Kadınla futbol tartışılmaz”: Fenerbahçe eski kaptanı Ümit Özat’ın 2012 yılında ‘Bizim Stadyum’ programının kadın yorumcusu Simge Fıstıkoğlu’na “Ben sizinle futbol tartışmam. Eşimle bile futbol tartışmam. Futbol tartışacağım kişinin, benim kadar futbol bilgisi olması gerekir” dediğini de hatırlatalım. Özat, Fıstıkoğlu’ndan “Futbol üzerine konuşmak için gördüğünü anlamak yeterli. O yorumları yapan kadınlar da gördüklerini anlayacak akla sahip. Size futbol bilgimi kanıtlamak zorunda değilim ben” yanıtını alınca stüdyoyu terk etti.

Eşcinsel hakemin mesleği bitirildi:
Futbol sektörü, eşcinsel olmanız halinde de haklarınızı gasp etme hakkını kendinde görüyor. 1996’da lisanslı hakem olarak meslek hayatına başlayan Halil İbrahim Dinçdağ’ın on dört yıl süren hakemlik mesleği, TFF Merkez Hakem Kurulu’nun içtalimatına 2005 yılında eklenen “Sağlık sorunu nedeniyle askerlikten muaf tutulanlar hakemlik yapamaz” maddesi nedeniyle sona erdi. Ancak elindeki ‘çürük’ raporu sadece eşcinsel olduğu için verilmişti, herhangi bir sağlık sorunu yoktu. “Bir sabah uyandım ki tüm gazeteler beni yazıyor. Eşcinsel hakem olarak şöhrete kavuştum; hem de ne şöhret! Hayatım bir gün içerisinde değişti. İşsiz, parasız ve arkadaşsız kaldım” diyen Dinçdağ, “Beni ifşa ettiler de söndü mü yangın? Eşcinselliğiniz, biseksüelliğiniz mi bitti?” diye soruyor, yaşadığı olayın adını ‘ayrımcılık’ değil, ‘insaniyetsizlik’ olarak koyuyor. Dinçdağ’ın, Türkiye Futbol Federasyonu’na karşı açtığı maddi ve manevi tazminat davası devam ediyor. 11. duruşma 4 Mart 2014 tarihinde görülecek.

“Üzerimize taş ve koltuklar yağıyordu”: Sektörün belki de en zorlu sınavı Doğu takıntısıyla... 2009 yılında oynanan Bursaspor-Diyarbakırspor maçında Bursasporlu taraftarlar maç sırasında “PKK dışarı” tezahüratı yaptı. Bir Diyarbakırsporlu o günü şöyle anlatıyor: “1992’de Diyarbakır’dan Bursa’ya geldik. Ailece Diyarbakır’ı tutarız. Maçta ‘PKK dışarı’ diye bağırmaya başladılar. ‘Biz PKK değiliz’ diye cevap verilince olaylar başladı. Üzerimize adeta taş ve koltuklar yağıyordu.” Olaylı maçın ardından Bursaspor’a sadece 100 bin TL para cezası kesildi, maçın Diyarbakır’daki rövanşında da yine büyük olaylar çıktı, maç yarıda kaldı. Bursaspor bu maçı hükmen 3-0 kazandı.

Kimliğinde Doğu ili yazıyorsa…: 90’lı yıllarda Federasyon’da Kürt ya da Alevi bir hakemin varlığından bahsetmek mümkün değil. 2009 yılında da Hatay’da görevli hakemler, Alevi oldukları gerekçesiyle kendilerine maç verilmediğini iddia etti. İsmi bizde saklı bir hakem, meselenin Kürt ya da Türk kimliği olmadığı iddiasında. Kişinin kimliğinde herhangi bir doğu ilinin yazmasının mesleğin önüne set çekmek için yettiğini söyleyen hakem, “Bizleri burada yabani gibi görüyorlar” diyor.

”Bizim yamyam”: Siyahi oyuncular da ayrımcılıktan nasibini alıyor elbette. Trabzonspor’un eski başkanı Mehmet Ali Yılmaz mesela, 1998-1999 sezonunda Trabzonspor’un siyahi futbolcusu Kevin Campbell için “Bizim yamyamı gol makinesi diye aldık, çamaşır makinesi çıktı” dedi. Yılmaz’ın bu gafının üzeri, elbette ki ceza almadan kapatıldı. Kevin Campbell ise takımdan ve Türkiye’den ayrıldı. Elinde kırık kalbiyle...

“Beni bir Arap’a tercih ettiler”: Gençlerbirliği Teknik Direktörü Samet Aybaba da Sivasspor yenilgisi sonrası yaptığı açıklamada gazetelere demeç veren Mısırlı savunma oyuncusu El Saka için “Bu ülkenin insanları beni bir Arap’a tercih etti” diyeli altı yıl oluyor. Söz konusu ırkçılıksa hesabın yanlış kişiye kesildiğini o günlerde basında çıkan bir haberin spotundan anlamak mümkün: “Gençlerbirliği menajeri Cem Onuk, Mısırlı oyuncu El Saka’nın yaşanan gelişmelerden sonra takımda kalmasının zor olduğunu söyledi.”

”Pis zenci” deyip ceza almazsın: 2011-2012 sezonunda Fenerbahçe’yle Trabzonspor karşılaşmasında Trabzonsporlu futbolcu Zokora’ya “Pis zenci” diyen de Emre Belözoğlu’ndan başkası değildi. Savcılık, Belözoğlu hakkında dava açmak için yeterli delile ulaşılamadığını belirtti. Ancak aynı Belözoğlu, LİG TV’ye telefonla bağlanmış ve “Maçın içerisinde tansiyon yükseldiğinde birbirimize bazı kötü sözler söyledik” demişti.

“Doğu’daki hakemler ikinci sınıf”: 2001-2002 sezonunda 34 müsabakalık Süper Lig’de ilk 27 hafta maç yazılmayan, hep alt liglerde görevlendirilen Diyarbakırlı eski hakem Reha Biçici anlatıyor: “Maç verilmemesine bir gerekçe göstermedikleri gibi, nedenini sormak bile büyük bir terbiyesizlikti onların gözünde. Kürt-Türk ayrımı diye düşünmeyin ama Federasyon nezdinde Doğu’daki hakemler hep ikinci sınıf insan. Diyarbakır mesela, dışarıdan atanan Merkez Hakem Kurulu üyeleri yani bölgeyi, tesisleri bilmeyen insanlar tarafından yönetilir. Hakemlik yaptığımızda ilk sorumlu olduğumuz kişi de oranın Merkez Hakem Kurulu üyesidir. Ankara’da 19 Mayıs Stadı’nda rutin fiziksel-kondisyon tesislerimiz var, bir gün koşu yapıyoruz. Yanımda da o sırada bir İzmir bölgesi hakemi Çetin Sarıgül var. Dönemin Merkez Hakem Kurulu üyesi Mevlüt Güzel- ki o da İzmir’dendi- kalktı, koşu pistine kadar geldi. “Şunu geç diyorum sana, geç çabuk!” diyerek İzmirli arkadaşı beni geçmesi için motive etmeye çalıştı. Ama ben de onun hakemiydim! Bunun gibi durumlar maçlarda da yaşanıyor… Konya’da bir maç yöneteceğim, sahada, ‘Diyarbakır bölgesinden Reha Biçici’ diye anons edildiğimde ‘PKK dışarı’ sloganı attılar. Ben bunları yaşadım. Ayrıca bölgelerde bir müsabakaya gidersiniz, size not verecek bir gözlemci de müsabakayı seyreder. Size verdiği notla sizin geleceğiniz tayin edilir ve bu sadece bu bölgeler için geçerlidir. Gelen gözlemci müsabaka yönetiminizin yanında kendisine referans olarak nereden geldiğinizi de alır...”

“Karar siyasidir”: 1998-1999 ve 1999-2000 sezonlarında Süper Lig hakemi olarak görev yapan Metin Karaaslan’ın ağabeyi Feyzullah Karaaslan, 1999’da Bingöl’de HADEP’ten Belediye Başkanı seçildi, 2000 yılının başında da gözaltına alındı. Hakem Metin Karaaslan, not ortalamasında 36 hakem içinde beşinci sırada olmasına rağmen, o süreçten sonra ligin son haftasına kadar yani 11 hafta boyunca kendisine maç verilmediğini anlatıyor. Süper Lig kadrosundan B klasmanına düşürülen ve çareyi istifa etmekte bulan Karaaslan, durumunu şöyle özetliyor: “Karar siyasidir.”

Ve Metin Kurt... Türkiye’de Futbolcular Sendikası’nı kurmaya calışan, yeşil sahalarda hakkını arama mücadelesini veren ilk isim. 1970 -1976 yılları arasında Galatasaray ’da mesleğinin zirvesideyken “Futbolcuların da hakları var” deyip , sendikal mücaleye girişip bir de üstüne grev yapınca, o yıldız futbolcu, birdenbire futbol dünyasında dışlanan biri haline geldi. Şarkısında “Metin Kurt gibi yalnızız. Ceza sahasında.” diyen Kesmeşeker grubunun bu dizeleri anlatıyor her şeyi. Bütün zorluklara rağmen Devrimci Spor Emekçileri Sendikası’nı kuran efsane futbolcu Metin Kurt’u geçen yıl kaybettik...

SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara