2013'te Araplar 'Baharı' yaşayamadı
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-12-30 14:47:28
MENA Bölgesi'nde toplam yatırımların GSYH'ye oranına bakıldığında Bahreyn, Katar, Kuveyt, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır, Irak, Libya ve Tunus'ta düşerken, Umman, İran, İsrail, Ürdün ve Fas'ta yükselme eğiliminde.
Ortadoğu ve Kuzey Afrika (MENA) Bölgesi, savaşların, siyasi ve ekonomik istikrarsızlığın etkilerini çok şiddetli gösterdiği bir yıl geçirdi.
Arap Baharı sonrası suların durulmadığı bölge, 3 Temmuz'da Mısır'daki darbeyle gündeme oturdu. Suriye'de muhaliflerle rejim arasında devam eden çatışmalar, Tunus'ta siyasi geçiş sürecinin ertelenmesi ve belirsizlik, Libya'daki şiddet olayları başta olmak üzere gündemden düşmeyen bölge için 2013, sıcak gelişmelerin yaşandığı bir yıl oldu.
Yıl içinde bölge ülkelerinin çoğunda, ekonomik göstergeler kötüye gitmeye başlarken ülkelerin turizm gelirleri başta olmak üzere Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) ve yatırım oranları geriledi, işsizlik arttı ve hemen hemen her olay petrol ve doğalgaz fiyatlarını etkiledi.
Suriye krizine çözüm bulma hedefiyle 22 Ocak'ta düzenlenmesi planlanan Cenevre-2 Konferansı'na sayılı günler kalması, İran'a yönelik ambargo için 6 aylık bir süre tanınması ve ambargoda 7 milyar dolarlık bir gevşeme sağlanmasıyla borsalarda yükseliş ve petrol fiyatlarının aşağı inmesi, ayrıca Türkiye ile Kuzey Irak arasında petrol, doğalgaz aramalarının yanı sıra bu kaynakları uluslararası pazarlara ulaştıracak olan boru hatlarının yapımını da kapsayan sözleşmelerin imzalanması da bölgeden gelen iyi haberler arasında yer aldı.
Mısır'daki siyasi belirsizlik sadece iç değil, dünya piyasalarını da etkiler duruma gelirken, petrol fiyatları yükseldi, ABD ham petrolünün varili 10 ayın ardından 100,98 dolara yükseldi, brent petrolun varil fiyatı ise 104,58 doları gördü. Mursi döneminde Katar ve Türkiye dışında istediği ekonomik desteği göremeyen Mısır’a Suudi Arabistan 5 milyar dolar, Birleşik Arap Emirlikleri 3 milyar dolar, Kuveyt 3 milyar dolar yardımda bulunma taahhüdünde bulundu.
Darbe öncesinde 4.987 puan seviyelerinde olan EGX 30 endeksi, darbe sonrasında dalgalı da olsa yükseliş trendini devam ettirerek 5.334 puana kadar yükseldikten sonra 5.325 puan seviyelerinde dengelendi. Ülkedeki karışıklıklar ve yaşanan olaylar sonrasında Mısır'ın turizm gelirleri ve GSYH'si düşerken, işsizlik oranı yükseldi.
MENA ÜLKELERİ
MENA Bölgesi'nde toplam yatırımların GSYH'ye oranına bakıldığında Bahreyn, Katar, Kuveyt, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır, Irak, Libya ve Tunus'ta düşerken, Umman, İran, İsrail, Ürdün ve Fas'ta yükselme eğiliminde...
Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) oranları incelendiğinde ise 15 ülkenin 9'unda gerileme 6'sında ise yükselme beklentisi hakim. Geçen yıla göre GSYH'si azalan ülkeler, Bahreyn, Katar, Suudi Arabistan, Kuveyt, BAE, Mısır, Irak, Tunus ve Libya olurken, 2012 yılında yüzde 28,8 GSYH oranına sahip Libya bu yıl yüzde 12,6'ya gerilemesi beklenen oranla, söz konusu ülkeler arasında GSYH'si en fazla düşen ülke olarak ilk sırada yer aldı. Bu ülkeyi sırasıyla yüzde 8,4'ten yüzde 3,7'ye gerileyen Irak ve yüzde 6,2'den yüzde 5,1'e inen Katar izledi.
Umman, İran, İsrail, Ürdün, Sudan ve Fas'ın GSYH büyüme oranının ise 2013 yılında yükseleceği öngörülürken, verilere göre 2012 yılında yüzde -3,3'ten yüzde 4'e yükselen Sudan, yüzde 2,7'den yüzde 5,1'e çıkan Fas ve yüzde 2,8'den yüzde 3,3'e ulaşacağı tahmin edilen Ürdün GSYH'si en fazla büyüyecek ülkeler olarak ilk 3'te yer aldı.
İşsizlik oranlarına göre ülkelere bakıldığında ise Umman'ın yüzde 15, Kuveyt'in yüzde 2,07 ve Ürdün'ün yüzde 12,2 olan işsizlik oranlarının 2013 yılında da değişmeyeceği öngörülürken, Mısır'da işsizlik oranının 13,3'ten yüzde 13,6'ya, Sudan'da yüzde 18'den yüzde 19'a, İran'da yüzde 12,2'den yüzde 13,2'ye, Bahreyn'de yüzde 3,2'den yüzde 3,8'e ve Suudi Arabistan'da yüzde 5,4'ten yüzde 5,6'ya yükseleceği tahmin ediliyor.
İşsizlik oranlarının, Irak'ta yüzde 23'ten yüzde 15,9'a, Libya'da yüzde 20,7'den yüzde 19,4'e ve Tunus'ta yüzde 17,6'dan yüzde 16,7'ye gerilemesi bekleniyor.
ÜLKELERİN NOTU DÜŞTÜ
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, şubat ayında Fas'ın Ba1 olan devlet tahvili not görünümünü "durağan"dan "negatif"e indirdi. Moody's, Fas'ın not görünümünü düşürmesinin gerekçesi olarak ülkenin artan bütçe açığını gösterdi.
30 Mayıs'ta Moody's, siyasi istikrarsızlık, zayıf bankacılık sistemi ve kamu finansmanındaki dış baskılar sebebiyle Tunus'un kredi notunu bir basamak düşürerek Ba2 seviyesini indirdi ve görünümünü 'negatif'te tuttu. Bu, 2011'de diktatörlük rejiminin devrilmesinden bu yana ülkeye vurulan en son darbe oldu. O zamandan bu yana, turizm gelirleri azalırken, ülkenin Avrupa'daki ekonomik partnerleri ekonomik krizden ağır yara aldı. Düşük derecelendirme seviyesi, borçlanma maliyetlerini yükseltme eğilimi gösterirken, uluslararası yatırımcıları da ülkeden uzak tuttu.
Mayıs ayında S&P, Suudi Arabistan'ın kredi notu görünümünü durağandan pozitife yükseltti. Suudi Arabistan'ın kredi notu AA- olarak belirlendi.
5 Temmuz'da ise bir diğer uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu olan Fitch, Mısır'ın uzun dönem yabancı ve yerel para cinsden kredi notunu "B"den "B-"ye düşürdü, görünümü "Negatif" olarak belirledi. Fitch raporunda, not indirimine gerekçe olarak, "Siyasi ortam IMF programının gerektirdiği mali ve yapısal reformların uygulanmasını zorlaştırabilir. Belirsizlik ve siyasi gerginliğin artması durumunda mali tablo daha da kötüleşebilir" denildi.
Moody's ise Mısır'ın "Caa1" olan devlet tahvili kredi notunu ve notun negatif olan görünümü teyit eti. Mısır'ın uzun ve kısa vade kredi notunu darbeden kısa süre önce CCC+ çöp seviyesine indiren Standard and Poors (S&P), 3 Temmuz'da Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin devrilmesinin, Mısır'ın kredi notunu "durağan" bir görüntüyle değiştirmeyeceğini bildirdi. S&P, Mısır'ın IMF ile yürüttüğü 4,8 milyar dolarlık kredi müzakerelerinin durmasına karşılık Körfez ülkelerinin ülkeye sağladığı 12 milyar dolarlık yardımla, 3 Temmuz'da yaşanan darbenin getirdiği kargaşa ortamının etkilerinin bir parça hafiflediğini ifade etti.
Eylül ayında Moody's, Bahreyn'in kredi notunu da eylül ayında bir basamak düşürerek BAA2 seviyesine çekti. Kurum, ülkeyi haziran ayında muhtemel bir indirim için izlemeye almıştı. Ülkenin not görünümü negatif olarak teyit edildi. Not indirim kararında ülkenin mali pozisyonundaki zayıflık ve ekonomik büyümedeki güçsüz trendin etkili olduğu ifade edildi.
Aynı ay içerisinde Fitch, Suudi Arabistan'ın yabanı ve yerel para cinsinden uzun vadeli kredi notlarını AA- olarak teyit etti. Görünümü pozitif olarak korudu.
31 Ekim'de ise Fitch, Tunus'un uzun dönem yabancı para cinsinden kredi notu "BB+"dan "BB-"ye, yerel para cinsinden kredi notu ise "BBB-"den "BB"ye düşürüldü. Her iki kredi notunun görünümü de negatif olarak belirlendi. Ayrıca Fitch, ülkenin kısa dönem kredi notunu B olarak teyit etti ve ülkenin kredi limitini ise "BBB-"den BB'ye indirdi.
Fitch raporunda, Tunus'un kredi notunun düşmesindeki başlıca nedenler arasında, ülkedeki siyasi geçiş sürecinin ertelenmesi ve sürecin başarılı sonuçlanacağına ilişkin belirsizliğin sürmesi gösterilirken, ülkede şubat ve temmuz aylarında iki muhalif liderin suikastle öldürülmelerinin siyasi bir krizi tetiklemesi, karar alma mekanizmalarının olumsuz etkilenmesi ve siyasi geçiş döneminin daha da uzaması yer aldı.
Kasım ayında ise S&P, Fas’ın da yerel para cinsinden kredi notunu BBB’den BBB-’e indirip, görünümü ise ‘negatif’ olarak belirledi. Kurum Fas'ın yerel para cinsinden tahvil ve mevduat tavanı notunu A3'den Baa1'e indirdi. Görünümün negatife çevrilme nedeni olarak, Fas hükümetinin mali değerlerindeki ciddi kötüleşme, 2011 yılından bu yana artan bütçe açıkları, çok yüksek seviyedeki dış açıklar ve yüksek dış finansman ihtiyacını gösterildi.
Aynı ay içerisinde Mısır'ın kredi notunu 'CCC+'dan 'B-'ye yükselten S&P açıklamasında, Mısır'daki yetkililerin ülkenin kısa vadeli mali ve dış finansman ihtiyaçlarının karşılanması için yeterli döviz finansmanını sağladığına dikkat çekildi.
SİYASİ İSTİKRARSIZLIK KRİZİ TETİKLİYOR
Arap dünyasında yaşanan devrimler ve devam eden karışlıklık nedeniyle ülkelerde görülen siyasi istikrarsızlık, güvenlik zaafiyeti ve beraberinde ekonomik krizin her geçen gün büyümesi dikkati çekiyor. Suriye’de Esad’a bağlı rejim güçlerinin muhaliflerin kontrolü altındaki bölgelere düzenlediği saldırılar nedeniyle ülke ekonomisinin 200 milyar dolara yakın zarar uğradığı belirtiliyor.
Günlük yaklaşık 300 bin varil petrolün üretildiği Yemen'de ise silahlı aşiret mensuplarının petrol ve doğalgaz boru hatlarını belli aralıklarla hedef alması ve beraberinde getirdiği güvenlik zaafiyetleri nedeniyle, ekonomi büyük zarar görüyor.
Gelir kaynaklarının önemli kısmını petrol ihracatının oluşturduğu ülkede, petrol gelirlerinin bir önceki döneme göre 3.8 milyon varil düştüğü 2013 yılının ilk yarısında hükümet, 1.594 milyar dolar değerinde petrol ürünü ithal etmek zorunda kaldı.
Mısır’da da Mısır Merkez Bankasının döviz rezervlerinde değişiklikler yaşandı. 2012 yılı sonu itibarı ile Merkez Bankasının kasasında 15 milyar dolar bulunurken, 2013 Kasım ayı itibarı ile kasada 17,7 milyar dolar bulunuyor.
Arap devrimlerinin simgesi Tunus’a gelince, hükümet ile diğer siyasi güçler arasında uzun süre devam eden anlaşmazlıklar ve zayıf güvenlik tedbirleri nedeniyle bir çok siyasi şahsiyete düzenlenen suikastlara rağmen 2013 yılı ekonomisinde kısmen bir iyileşme oldu.
Tunus İstatistik Enstitüsü verilerine göre, 2013 yılının üçüncü çeyreğindeki yüzde 2,4 büyümeyle ülke ekonomisinin bu yıl yüzde 2.8 oranında büyüdüğünü ve işsizlik oranının ise yüzde 0,2 düştüğü kaydedildi.
Arap Baharı’nı yaşayan ülkelerde silahlı çatışmaların bitmesiyle petrol kaynakları olan Libya ve Suriye gibi ülkelerde ekonominin kalkınmasında değişim olabileceğini dile getiren analistler, petrol dışındaki farklı kaynaklardan beslenen Mısır, Yemen ve Tunus’un ise siyasi grupların uzlaşmasıyla ancak kalkınmada değişim sağlayabileceklerini ifade etti. (AA)
SON VİDEO HABER
Haber Ara