Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

'Süreç biterse ilk ölen benim çocuğum olur'

Meclis Çözüm Komisyonu Başkanı Naci Bostancı’nın basın toplantısı düzenleyerek bilgi verdiği raporda dikkat çekici öneriler yer aldı.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-12-03 10:32:53

'Süreç biterse ilk ölen benim çocuğum olur'


Meclis Çözüm Komisyonu Başkanı Naci Bostancı’nın basın toplantısı düzenleyerek bilgi verdiği raporda dikkat çekici öneriler yer aldı. Kamuoyu ile paylaşılmayan raporda, “Çözüm olmazsa sorun nedeniyle yaşamını kaybedecek ilk çocuğun sizinki olacağı empatisi ile düşünmek ve bu düşünceyi toplumsallaştırabilmek sorunun çözümüne giden yolda atılan her adımı önemli ve değerli kılan bir bakış açısı bize kazandırabilir” denildi.

Raporu TBMM Başkanlığı’na sunduklarını belirten Bostancı, yaklaşık 24 toplantı yaptıklarını, 13 akademisyen, 13 STK temsilcisi, 10 mağdur, 5 gazeteci-yazar dinlediklerini ifade etti. Bostancı, 11 bölümden oluşan raporda hakikat ve adalet komisyonlarının başka ülkelerde nasıl işlediğine ve sorunlara nasıl katkı yaptığına ilişkin bir çalışma yaptıklarını söyledi.

‘İSİM KOYMAK TEHLİKELİ’


“Soruna ad konulmamış” eleştirisinin yapıldığını anımsatan Bostancı, “Latinlerin bir sözü vardır. ‘Tanımlamak tehlikelidir.’ Nasıl tanımlarsanız tanımlayın itirazlar olacaktır. Bu itirazı dile getiren çevre ‘Kürt sorunu’ ifadesini uygun bulduğunu söylüyor. Ama buna da itiraz eden aynı çevreden başka insanlar var, ‘Kürtler sorun mu da Kürt sorunu diyorsunuz?’ diyorlar” dedi.

Bostancı’nın geçen hafta TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e sunduğu 450 sayfalık raporda ilginç saptamalar yer alıyor. Kürt sorunu hakkında Abdülhalik Renda’nın 1926 raporundan başlanarak 1950’li yıllara kadar birçok tarihsel olayın arkaplanı, aktörleri, metin analizlerine yer verildi. İsmet İnönü döneminde hazırlanan raporun devletin soruna bakışını ortaya koyan ana metin olduğu ve ‘Türkleştirmeyi ana siyaset olarak belirlediği’ belirtildi. Celal Bayar’ın hazırladığı ‘Şark Raporu’nun daha liberal olduğu kaydedildi.

‘TERÖRİSTLE GÖRÜŞÜLEBİLİR’


Temel demokratik taleplerin silahsızlandırılmaya endekslenemeyeceği vurgulanan raporda yer alan diğer dikkat çekici ifadeler şöyle:

Diğer ülke örneklerinde gördüğümüz önemli husus, hukuken ‘terörist’ olarak adlandırılan yapılarla temas ve diyalog kurulduğudur. Teröristle görüşme uzun vadede en iyi yaklaşımdır.

Çözüm ve sonrası her aşamada din, toplum ve kanaat önderlerinin katkısı alınmalı.

Çözüm sürecine karşı olanlar, sürece olan toplumsal ve demokratik destek tabanını iyi değerlendiremedikleri gibi, nedenlerini açıklamakta da zorlanıyorlar.

Sürece çok kısa süre ömür biçerek her şeyin bir anda çözümünü beklemek haksızlık olur.

Çözüm süreci ile elde edilen kazanımların ‘pozitif barış’ diyebileceğimiz bir sürece dönüşmesi için herkesin elinden gelen samimiyeti, desteği göstermesi gerekir.

Çözüm süreci “Sizi kandırıyorlar, size ne verdiler, ne alıyorsunuz, ne verdiniz, bölünüyoruz” gibi paranoyalardan arınmalı..

Çözüm olmazsa sorun nedeniyle yaşamını kaybedecek ilk çocuğun sizinki olacağı empatisi ile düşünmek ve bu düşünceyi toplumsallaştırabilmek gerek.

Eğitime büyük önem verilmeli. Nefretin, ötekileştirmenin, acıların yarıştırıldığı, buna hizmet eden öğelerin simgeleştirildiği eğitim sistemi yerine demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü, barış ve uzlaşı odaklı eğitim sistemi yaşama geçirilmeli. (Radikal)

Haber Ara