Engellilere İstihdamla hayata entegrasyon
Engellilerin asıl istedikleri topluma entegre olabilmek. Bunun en büyük olanak sağlayıcısıysa istihdam.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-12-03 11:10:10
Nüfusumuzun yüzde 12'sinden fazlasını oluşturan yaklaşık 9 milyon insanımız engelli. Aileleriyle birlikte 25 milyonu aşkın bir kitle ilgisizlik, eğitimsizlik, sokağa çıkamama, toplumda yer edinememe, işsizlik, sağlık ve geçim sorunları gibi baş edilmesi güç problemlerle yaşıyor.
Özürlülerin en temel sorunlarının başında eğitim geliyor. 8.5 milyon engelli nüfusun yüzde 36'sının okuma yazma bildiği tahmin ediliyor. Araştırmalara göre engellilerin sadece yüzde 12,27'si eğitim hizmetlerinden faydalanabiliyor. Bakım ve rehabilitasyon hizmetinden yararlananlar yüzde 6, meslek ve beceri edindirme kursundan yararlananlar yüzde 1 civarında. Özürlü çocukların okullaşma oranı ise yüzde 2.
Özel eğitim alamadığı için istihdam edilemeyen bu nedenle yoksullaşan bir engelli profiliyle karşı karşıya kalmamak için çeşitli sivil toplum kuruluşlarının çalışmaları devam ediyor. Engelli bir çocuğa sahip olanlar diğer ailelerden çok daha fazla masrafla karşı karşıya kalıyor. Özürlüler için topluma katılım sağlamak, kabiliyetlerini geliştirebilmek ve böylece kendi kendilerini kalkındırabilmek, hatta ailelerine faydalı olabilmek son derece hayati bir ihtiyaç.
1997 yılında özürlüler için çıkartılan kararname ve 2005 yılında çıkartılan yasa, devlet ve sivil toplum kuruluşlarının engellilere yönelik ortak çalışmalarının artmasına neden oldu. Recep Tayyip Erdoğan'ın kurucularının arasında yer aldığı Fiziksel Engelliler Vakfı, 1995 yılından bu yana engelliler için sürdürülebilir projeler geliştiriyor. Vakfın proje koordinatörlüğünü yürüten Havva ORHAN AKDOĞAN ile 3 Aralık Dünya Engelliler Gününde engelli projeleri üzerinde konuştuk.
Kuruluş sürecinizin hangi amaçla ve ne şekilde gerçekleştiğinden bahsedebilir misiniz?
Tayyip Erdoğan beyin belediye başkanı olarak görev aldığı dönemde vakfımızın temeli atıldı. Kendisi bu dönemde engelli vatandaşlarımız için çalışan sivil toplum kuruluşlarının yetersiz olduğunu düşündüğü için böyle bir oluşuma öncülük etti. Genel alan olarak engelli istihdamı veya eğitim ve destek projeleri üzerinde çalışıyoruz.
Proje geliştirirken öncelediğiniz hususlar var mı?
Önceliğimiz engelli bireyin hayatına pozitif katkı sağlamak. Yaptığımız projelerin tümünde bir soruna kalıcı çözüm üretmeyi amaçlıyoruz. Tekerlekli sandalye toplayalım, bağış toplayalım gibi yardım projelerini biraz eksik buluyoruz. Bizce engellilerin çok daha büyük sorunları var. Onların sosyal hayata katılmalarını sağlamak açısından yaklaşıyoruz. Böylece diğer sorunlar kendiliğinden çözülmüş oluyor. Eğitim, istihdam bizim önceliğimiz. Bir engellinin ihtiyaçlarını geçici bir süre karşılamak yerine onu istihdam ettiğinizde zaten kendi ihtiyaçlarını kendisi sağlayacak konuma gelmiş oluyor. Toplumda engelli duyarlılığını bağışlar üzerinden oluşturmanın yanlış olduğunu düşünüyoruz. Bunlar engelli vatandaşın kendisini mahkum ve muhtaç olduğunu düşünmesine neden oluyor. Asıl istedikleri ise topluma entegre olabilmek.
Engelli istihdamı hangi açılardan ele alınmalı?
Biz engelli istihdamına engelli hakkı olarak değil, bir insanlık hakkı olarak bakıyoruz. Şu anda engelli istihdamı yasal zorunluluk nedeniyle, yani mecburen kabul görmeye başladı. Kurumlar yasal zorunluluk olmadığı takdirde engelli istihdamına çok sıcak bakmıyor. Sadece özürlerinden ötürü işe alınmayan insanları kategorize etmiş, onları izole etmiş oluyorsunuz. Bunun o insanlar üzerindeki etkilerini düşünün. Engelli bireyler de diğer bireylerle birebir aynı haklara sahip. Onlara bu imkanın tanınması gerekiyor.
Öncülük ettiğiniz projelerin gelişimi nasıl gerçekleşiyor?
2005 yılından bu güne İŞKUR'la birlikte çalışıyoruz. Eğer bir engelli istihdam edilecekse en az yüzde 40 engelli olduğuna dair raporu olması ve İŞKUR'a da kayıtlı olması gerekiyor. Bir yazılım üzerinden İŞKUR'un veri tabanı bizim sistemimize kaydediliyor. Projelerimiz dahilinde bu veri tabanındaki kişilere ulaşıyor ve onları davet ediyoruz. Ve ayrıştırıyoruz. Bize gelen bilgilerde sadece genel hatlar belli oluyor. Biz burada o kişiler için en uygun işin hangisi olacağını tespit edip yönlendirme yapıyoruz. Yeni iş alanları açabilmek için projeler üretiyoruz. Bunu yaparken tüm engel gruplarına ve tüm eğitim seviyelerine hitap etmeye özen gösteriyoruz. İŞKUR'un veri tabanına göre başvuran engellilerin yüzde 70'i ortaokul ve altı seviyesinde eğitim görmüş. Bunu göz önünde bulunduruyoruz. İstihdam alanında daha rahat pozisyonda olan ortopedik engelliler en çok başvuranlar arasında yer alıyor.
Projelerinize desteği nasıl sağlıyorsunuz?
Dışarıdan bağış alarak çalışmıyoruz. İŞKUR'un engelli istihdamı yapmayan ya da bu konuda eksikleri olan kuruluşlar için verdiği cezalar belli bir fonda birikiyor. Ve bu fon daha sonra yine engellilerle ilgili projelerde değerlendiriliyor. İŞKUR'un onayladığı bir projenin desteği de bu şekilde sağlanmış oluyor.
İstihdam edilmek bir engelli için neler ifade ediyor?
İstihdam edilen bir engellinin hayatı tamamen değişiyor. Özgüvenini geri kazanıyor. Toplumda bir yeri olduğunu düşünüyor. Sürekli ailesine yük olduğunu düşünerek yaşıyor bu insanlar. Böylece ailesine karşı borcunu ödediğini de hissediyor. Kendini bir birey olarak kabul edebiliyor. Sürekli ihtiyaç sahibi olmaktan veya alan konumunda olmaktan kurtuluyor. Hatta çoğu zaman 'veren' konumuna geliyor. Böyle bir görme engelli arkadaşımız vardı. Ailesinden yeterli desteği alamıyor, sürekli yük olduğunu düşünüyor, çok üzülüyordu. Psikolojisi yara almıştı. Biz onu istihdam ettik. Bir süre sonra babası rahatsızlandı. Ve ailenin tek gelir kaynağı bu engelli arkadaşımız oldu. Onun üzerinden sigortalandılar, onun maaşıyla geçindiler. Bunun onun psikolojisine yaptığı katkıyı bir düşünün.
Erkeklerde yükseköğrenim oranı yüzde 10 civarındayken, bayanlarda neredeyse yarı yarıya. Yani engelli bayanların sadece yüzde 5'i yükseköğrenimini tamamlayabiliyor. Bu göstergeden yola çıkarak engelli bayanların daha zor şartlar altında olduğunu söyleyebilir miyiz?
Korkarım öyle. Aynı oran İŞKUR'un veri tabanında da karşımıza çıkıyor. Erkek adayların çoğunluğu ezici boyutta. Toplumda genel olarak kız çocuklarına karşı daha korumacı olan yapı, engelliler söz konusu olduğunda daha da artıyor. Ulaşım engellilerin en büyük sorunu mesela. Sokaklar, kaldırımlar, araçlar, geçitler onlar için büyük oranda elverişli değil. Böyle olunca kadın engelliler için korumacılık daha da üst düzeyde oluyor.
Toplumun engellilere genel bakışını nasıl görüyorsunuz, destek istediğiniz ölçüde mi?
Toplumun engelliye bakışı, farkındalığı, eğer ailesinde ve çevresinde böyle biri yoksa genelde 'acıma' şeklinde gerçekleşiyor. Destek anlayışı da tekerlekli sandalye veya bir beyaz bastonla sınırlı kalıyor. Bazı vakıf ve derneklerin bunu kullandığını da söyleyebiliriz. Bu acımanın üzerinden bağış toplama yolunu seçmişler. Böyle gelişen projeler kalıcı olamaz. Oysa onları hayatın içinde kabul etmek ve bunun için çaba sarf etmek gerekli. Engellilerin psikolojisine kötü bir katkı sağlıyor acınma duygusu. Onlar birey olduklarını hissetmek istiyorlar. Engellilere hayatlarında yer açmak, onlara yaşamı daha da kolaylaştırmak için toplumun daha çok çaba sarf etmesi gerekiyor.
Son olarak, bugüne dek gerçekleştirdiğiniz projeleriniz hakkında biraz bilgi alabilir miyiz?
Bu güne dek hayata geçirilen projeler sayesinde yüzde 20'si kadın 3201 engelli iş sahibi oldu. Bunlardan 597'si görme engelli, 403'ü işitme-konuşma engelli, 1294'ü ortopedik engelli, 285'i zihinsel - zeka geriliği, 622'si süreğen engelli durumundaydı. İlk projelerimizden biri, her yaz çok sayıda engellinin aileleriyle birlikte faydalandığı ve tatil yapma imkanına kavuştuğu Florya Özürlüler Yaz Kampı projesiydi. Bunun yanında kuruluşunu gerçekleştirdiğimiz Ortez Protez Üretim ve Rehabilitasyon Atölyesi yüzlerce engelliye hizmet verdi. 1999 yılında yaşanan deprem sonrasında sosyal güvencesi olmayan çok sayıda depremzede için ortez ve protez üretildi. 'Özümüzle Üretiyoruz Projesi' ile binlerce engellinin özel sektör kuruluşlarında istihdamları gerçekleştirildi. 'Türk Hava Yolları Çağrı Merkezi Engelli Eğitim ve İstihdam Projesi' ile çağrı merkezi ve rezervasyon eğitimlerine tabi tutulan 95 engellinin THY Çağrı Merkezi'nde çalışmaya başladı. İstihdamı en güç grup olan zihinsel engelliler için 'Beyaz Kelebekler' adında bir zihinsel engelli istihdam modeli geliştirildi. Restoran eğitimlerine tabi tutulan 73 zihinsel engelli restoranlarda istihdamı sağlandı.
FEV'in önemli projelerden biri de 2008 yılında hayata geçirilen 'Özürlü Çocuklar Sportif Beceri Ve Koordinasyon Eğitimi Projesi'. Avrupa Birliği'nin Sivil Toplumun Güçlendirilmesi Hibe Programı kapsamında hayata geçirdiğimiz ve yine alanında bir ilk olan Proje, 4–16 yaş arası eğitilebilir zihinsel engelli çocuklara sportif beceri kazandıracak eğitimlerden geçirilmesini kapsadı. Eğitim ile engelli çocuklarda gözle görülür değişimler yaşandı. Eğitime tekerlekli sandalye ile gelen birçok engelli çocuk eğitim ile ilk adımlarını attı.
Gaziantep Temsilciliğimiz, İpekyolu Kalkınma Ajansı ile birlikte 'Zihinsel Engellilere Yönelik Mozaik Eğitimi' projesini gerçekleştirdi. Projenin gayesi, zihinsel engelli bireylere mesleki beceri kazandırmak, zihinsel ve bedensel açıdan kendine yeterli bireyler haline gelmelerini desteklemek ve toplumla daha iyi entegre olmaları için fırsat sağlamaktı. Kursiyerlerimizce yapılan mozaik çalışmaları, atölyede oluşturulan özel bir bölümde sergilenecek ve aynı zamanda proje web sitesinden (www.fevmozaik.org) yayınlanacak.
NURİYE ÇAKMAK / YENİSAFAK
SON VİDEO HABER
Haber Ara