Suriye için yeni strateji arayışları sürüyor
Türkiye ve İran Cenevre-2 Konferansı öncesi Suriye’de taraflar arasında ateşkes sağlanması için yol haritası belirlerken, ABD ve Rusya da gizli görüşmelerle strateji arayışında... Kimyasalların ise denizde imhası planlanıyor
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-11-29 14:56:35
Türkiye dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu ve İranlı mevkidaşı Cevad Zarif, Ocak ayında yapılacak Cenevre-2 Konferansı öncesi bir ateşkes için yol haritası üzerinde anlaştıklarını açıkladı.
Suriye’de önce her iki kesimde akan kanın durması, yaklaşan kış şartları nedeniyle insani yardımın ihtiyaç duyulan yerlerde ulaştırılabilmesi ve Cenevre’de kalıcı bir çözümün sağlanması için konferans öncesi taraflar arasında ateşkes sağlanması gerektiğinde mutabık kalındı.
Bu mutabakattan sonra Ankara ve Tahran yol haritasında ikinci bölümü hayata geçirmek için uğraşacak. Bu kapsamda Ankara, Suriye’de muhaliflerle, Tahran’da rejim yetkilileriyle görüşecek. Bu görüşmeler konusunda taraflar birbirini bilgilendirecek. Hürriyet'in haberine göre, Türk yetkililer, Cenevre-2’ye ateşkes ortamında gidilmesi halinde, iç savaşın sona erdirilmesi için hem pratik, hem de psikolojik açıdan avantajlı bir durumun oluşacağına dikkat çektiler.
GİZLİ GÖRÜŞMELERLE STRATEJİ ARAYIŞI
Öte yandan, Amerika Birleşik Devletleri, İran, Rusya ve Suudi Arabistan'ın da Suriye'de BM'nin yardım çabalarını kolaylaştırmak için bir strateji geliştirmek üzere gizli ve gayri resmi toplantılar yaptığı bildirildi.
Foreign Policy'nin diplomatik kaynaklara dayandırdığı habere göre toplantılar Birleşmiş Milletler Fransız misyonunda yapıldı ve Suriye'de uluslararası yardım çabalarının geleceği üzerinde 26 Kasım'da düzenlenen resmi toplantı öncesinde gerçekleşti. BM'nin acil yardım koordinatörü Valerie Amos tarafından organize edilen görüşmelerde taraflar üzerinde etkisi ile bölgesel ve dış güçlerin yardım çalışanlarına izin verilmesi için ağırlıklarını koymaları hedeflendi.
Birleşmiş Milletler, Suriye ordusunun kuşatması altındaki şehirlerde yaşayan 300 binden fazla sivilin açlığın pençesinde olduğu uyarısı yaparken, yardıma ihtiyacı olan toplam 2.5 milyondan fazla insana gıda ve ilaç gibi yardımları ulaştırmakta zorlanıyor. Gayrı resmi toplantıya ABD, İngiltere, Çin, Fransa, Rusya, Kuveyt, Katar, Avustralya ve Lüksemburg hükümetlerinin temsilcilerinin katıldığı Suudi Arabistan'dan diplomatların da destek verdiği kaydedildi.
Birleşmiş Milletler İran misyonu sözcüsü Alirıza Miryousefi, ülkesinin ihtiyacı olanlara yardım amacıyla Birleşmiş Milletler'in sürdürdüğü girişimlerini memnuniyetle karşıladığını açıkladı. Devam eden toplantılara Almanya'dan temsilciler ile BM Dünya
Gıda Programı, Çocuk Fonu ve Norveç Mülteci Konseyi'nden yetkililerin de davet edildiği ifade edildi.
Fransa'nın toplantılara Türkiye'nin katılmasında ısrar ettiği, Rusya'nın da Irak, Ürdün ve Lübnan gibi Suriye'nin komşularının çağrılmasını önerdiği bildirildi. İsrail davet edilmedi.
Cenevre-2'den sonuç çıkmaması durumunda, toplantılarda alınan ve yardım çabalarına yönelik kararları içeren bir tasarının Güvenlik Konseyi'ne sunulması hedefleniyor.
KİMYASALLARA DENİZDE İMHA
Bu arada, Suriye'nin kimyasal silahlarını Amerikan donanmasına ait destek gemisi Cape Ray'i kullanarak açık denizde imha etmeyi öngören bir plan geliştirildi. BBC Newsnight programına konuşan kaynaklar, gemiye konacak kimyasalları suyla güvenli düzeylere seyrelten mobil bir imha tesisi kullanılmasının düşünüldüğünü belirtti.
Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) zehirli maddelerin 31 Aralık'a kadar Suriye dışına çıkartılmasını öngören bir takvim belirledi. Şu ana dek bu riski alacak ülke de çıkmadı. Kimyasal silahların götürüleceği söylenen Arnavutluk ve diğer ülkeler, almayacaklarında ısrarlı. BBC'den Mark Urban'ın haberine göre, Cape Ray'de yapılması planlanan hidroliz adlı süreçte 7,7 milyon litre atık su ortaya çıkacak. OPCW bu atığın 4 bin konteynerde muhafaza edileceğini söylüyor.
Sanayi atıklarıyla kıyaslanabilecek bu daha az zehirli kargoyu kimin alacağına yönelik teklifler için süre bugün doluyor. Suriye Ordusu'nun 600 tondan fazlasını bir kaç noktada bir araya getirdiği kimyasalların 30 tonu dışındakilerin, zehirli gaz oluşması için karıştırılması gereken ayrı ayrı maddeler olduğuna inanılıyor. 30 tonluk kısmıysa hardal gazı.
Depolama malzemeleri ve konteynerler bugünlerde Lübnan üzerinden Suriye'ye taşınıyor ve bir kaç hafta içinde Suriye Ordusuna ait konvoyların toplam 200 standart yük konteynerini dolduran kimyasalları Akdeniz'de bir limana götüreceğine inanılıyor. Ancak ABD gemilerinin bu görev için Suriye limanlarına gönderilip gönderilemeyeceği net değil. (DünyaBülteni)
SON VİDEO HABER
Haber Ara