"Mevcut yasaya göre izinsiz eğitim kurumu açmak suç değil"
İstanbul Dershanesi Malatya Şube Müdürü Hasan Özkan, 30 Nisan'da yapılan düzenlemeyle Türk Ceza Kanunu'nun 263. maddesinin kaldırıldığını anımsattı. Düzenlemeyle izinsiz eğitim kurumu açmanın suç olmaktan çıkarıldığını belirten Özkan, dershaneleri ka
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-11-24 13:02:28
Hasan Özkan, dershanelerin özel okullara dönüşmesinin mümkün olmadığını söyledi. Halihazırda özel okullarda öğrenci kontenjanlarının yüzde 60'ının boş olmasının, dönüştürme girişiminin imkansızlığını ortaya koyduğunu dile getiren Özkan, dönüştürme sözcüğüyle kapatma yasasına verilecek tepkiyi azaltma çalışması yapıldığına işaret etti. Özkan, şöyle devam etti: "Meşhur bir kurt ile kuzu hikayesi var. Kurt, derede su içerken birden dere kenarında otlamakta olan kuzuyu görerek yemeye niyetlenmiş. Kuzuya gelebilecek yardımları engellemek ve psikolojik baskı ile kuzuyu suçlu duruma düşürerek avını rahatça yiyebilmek için 'niye suyumu bulandırdın' demiş. Kuzu da 'Ben suyu bulandırmadım. Şayet suyu bulandırmış olsam bile, su aşağı doğru akıyor. Sen suyun yukarısındasın' demiş. Yani durum bu hikâyeye benziyor. Ben Türkçe öğretmeniyim, sözcüklerin anlamlarını iyi biliyorum. 'Dershaneleri kapatmayacağız dönüştüreceğiz' lafı doğru değildir. Siyaseten söylenmiş sözler olarak kabul etmek gerekir. Halihazırda özel okulların kontenjanlarının yüzde 60'ının boş olduğu herkesin malumudur. Devletin vaatleriyle açılan sağlık meslek liselerinin başına gelenleri hepimiz biliyoruz. Özel sağlık meslek liselerine para yatıranların mağdur edildiğini hepimiz görüyoruz. İşin içinde olan herkes biliyor. Okullaşma sözü gerçekleşmesi imkansıza yakın bir durumdur. Olabilecek sözler olsa biz inanırız. Altı boş ifadelere inanacak kadar saflığımız yok. İçerikle ilgisi olmayan vatandaşın inanması mümkündür."
Dershane birliklerinin görüşme taleplerinin iki yıldır karşılıksız kaldığını vurgulayan Özkan, "Yaklaşık 2 yıldır Türkiye'deki büyük dershane birlikleri randevu talep ediyorlar. İki yıl içinde 10 dakikalık randevu vermemiş. Minimal dedikodudan haberi olan insanın bu kişileri yok sayarak hareket etmesi doğal olarak inancımızı sarsmıştır. Biz inanmıyoruz. Bizim lafımızı dinleyen yok. Kurbanlık koyun gibiyiz." dedi.
"İZİNSİZ EĞİTİM KURUMU AÇMAK SUÇ DEĞİL"
Hasan Özkan, yürürlükteki kanunlar çerçevesinde hür teşebbüse engel olunamayacağının altını çizdi. TCK'da yapılan düzenleme ile izinsiz eğitim kurumu açma yasağının kaldırıldığına dikkat çeken Özkan, "Dershane kapatma konusunda yanlış bilgiler sonucu yanlış beyanatlar verildiğini görüyoruz. 30 Nisan 2013'te Türk Ceza Kanunu'nun 263'üncü maddesi yürürlükten kaldırılmıştır. 6460 Sayılı Kanun Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 26-9-2004 tarihli ve 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 263'üncü maddesi yürürlükten kaldırılmıştır. Buna göre, 'Kanuna aykırı olarak eğitim kurumu açanlara, bunları çalıştıranlara ve bu kurumlarda kanuna aykırı olarak açıldığını bildiği halde öğretmenlik yapanlara, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir' maddesi kaldırılmıştır. Günümüzde izinsiz eğitim öğretim kurumu açmak suç değildir. Bu yasaya göre izinsiz kurs açmak suç sayılmıyor. Kimsenin 'biz devletten güçlüyüz' iddiası olmadığı aşikardır. Ancak şu bilinmeli ki zulüm ile abad olanın ahiri berbat olur. Bunun örneklerini daha önce de gördük. Başbakanımızı biz çok seviyoruz. Dualar ettik. Kendisine zulmün karşısında dualar ettik. Günümüzde özel eğitim kurumlarına hiç dinlenmeden haklarında karar verilerek zulüm yapıldığını düşünüyorum. Bir suçlunun bile suçunu savunma hakkı vardır. Birisi diyorsa ki hem hakimim hem savcıyım diyorsa eyvallah diyoruz. Dolayısıyla kanunen dershaneleri kapatıyorum demek, en azından kanunu bilmemek ve yasalara aykırı hareket etmektir. Bizi tahkir etmek, aşağılamak imanlı insanlara yakışmıyor. Siyaseten çok ayıp şeyler yapılıyor. Kanun yapıp açık açık 'kapatıyoruz' desinler." diye konuştu.
Dershanelerin kapanmasından en fazla zararı veliler ile öğrencilerin göreceğini dile getiren Özkan, "Kapatılmanın sonuçlarına gelince, memlekette 100'e yakın kişi dershanelerden ekmek yiyor. 50 bini öğretmen olan bu kişilerin gerisi diğer personeldir. Bir kısım insanlar gerçekten geçim derdine düşecektir. Biz kişisel olarak zarar ederiz. Burası bizim ticarethanemiz. Sermayemizi kaybetmiş oluruz. Rezzak sıfatı Allah'ın sıfatıdır. Rızkı O verir. Rızık verme işi insanların elinde olsaydı vermezdi. Allah rızkı verir. Ondan dolayı endişemiz. Bu işin mağduru öğrenciler ve veliler olacaktır. Arz talep dengesi vardır. Bir anda devletin en üst makamındaki insan 'dershaneleri öğretmenlerinizi kaydetmeyin' dedi. Şimdi dershaneler dolu. İnsanlar bunu ciddiye almadı. Yani insanların ihtiyacı var. Midesi olan insana yemek yemen yasak denebilir mi? Kapatılmadın ardından merdiven altı eğitimin ne olduğunu memleket görecek endişesindeyim. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in açıkladığı gibi dershanelerin vergi katkısı 300 milyon TL civarında. Yani bu rakam küçümsenerek söyleniyor ama biz yüz binlerce öğrenciye eğitim hizmeti veriyoruz. Bizi siyaseten aşağılıyorlar diye düşünüyorum. 'Okullardaki 800 bin öğretmenin katkısı yok mu' bize 800 bin tane düşman oluşturmaya çalışılıyor. Yani biz hiçbir zaman okul öğretmenini kötülemedik. Biz samimiyiz. Malatya'da şu anda 2 bin TL civarında para ödeyerek öğrenciler hizmet alabiliyorlar. Çuvallar dolusu yayın alıyorlar. 650 saat ders, rehberlik hizmeti alıyorlar. Bununla birlikte sınava kayıt, tercih, ek kontenjan dönemlerinde hizmet alıyorlar. Yarın bunlar olmayacak. Kat kat fazla verse bile bu hizmeti yarın alamayacaklar. Olan garibanın çocuklarına olacak. Boşu boşuna kimse hikaye anlatmaya kalkmasın." şeklinde konuştu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara