Kışanak'tan Barzani yorumu: Gitsek mi kalsak mı diye arada kaldık?
Gültan Kışanak: “Evet, Barzani konusunda BDP’de bir arada kalma, çelişkili hareket etme durumu oldu. Ama bu sadece BDP’nin değil ülkemizdeki tüm Kürtlerin ikilemiydi, inanın'
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-11-21 08:42:57
Ezgi Başaran'ın Radikal gazetesindeki "Kışanak: BDP olarak durumu kurtarmaya çalıştık" başlıklı (21 Kasım 2013) yazısı şöyle:
BDP milletvekili Altan Tan, geçen akşam CNN Türk’te Tarafsız Bölge’de partisini ciddi biçimde eleştirdi. Yerel seçimlerdeki adaylardan haberdar edilmediklerini, belli olan adayların da çeşitliliği yansıtmadığını söylüyordu. Laf buraya geldi ama aslında konu Barzani’yi karşılama olayında bir kısım BDP’linin varlığı ve yokluğu konusuydu.
Leyla Zana’nın da ‘Barzani buluşmasına BDP duruşu’yla ilgili söyleyecekleri vardı: “Herkesin bakışı farklı olabilir ama demokrasi diyorsak, demokratik işleyiş diyorsak önce herkes kendinden başlamalıdır.”
Bu iki ismin daha önce de partinin bazı politikalarına itirazları olduğunu, hatta adını koyalım, BDP’nin ‘sola hapsedilmesinden’ endişe ettiklerini biliyoruz. Bu endişe ve itiraz Barzani buluşmasıyla yeniden gündeme geldi ve ‘BDP’de çatlak’ şeklinde yorumlandı.
Bu algıya açıklık getirmesi için BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak’la görüştüm. Söze “Evet, Barzani konusunda BDP’de bir arada kalma, çelişkili hareket etme durumu oldu. Ama bu sadece BDP’nin değil ülkemizdeki tüm Kürtlerin ikilemiydi, inanın” diye başladı Kışanak.
Barzani nasıl ‘BDP’nin değil, tüm Kürtlerin ikilemi’ne dönüşmüştü?
Kışanak şöyle açıklıyor:
“Türkiye’deki Kürtler, Barzani’yi Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı olarak görüyor ve saygı duyuyor. Ama onun Diyarbakır’a, başka bir zaman değil de AKP’nin seçim çalışmalarına start verdiği bir geziyle gelmesi kafaları karıştırdı. Hele bir de gelmeden bir gün önce Rojava ile ilgili yaptığı açıklama... Rojava’da kurulan meclisi tanımayacağını, desteklemeyeceğini belirtmesi... Sadece biz değil, dünya basını bunu ‘zehir zemberek bir açıklama’ olarak okudu. Diyarbakır’a gelmeden az önce bu açıklamayı yapması, Kürtlerin kafasında soru işareti yarattı. Acaba Sayın Barzani’ye böyle konuşması şart mı koşulmuştu? Diyarbakır’a gelmeden dayatılmış mıydı? Bu soruların cevabı hayır ise Sayın Barzani’nin Rojava’daki direnişle ilgili niçin böyle bir tutum içine girdiği kafalarda yine izah bulamıyor. Bakın, Barzani başka bir zamanda gelseydi, hatta yine AKP’nin daveti ve organizasyonuyla olsun her şey BDP ve Kürtler böyle bir ikilem yaşamayacaktı. Bir yandan Barzani’ye hoş geldin demek istedik, bir yandan da gelişinin ardındakilerle ilgili ciddi sıkıntı yaşadık. Gitsek mi kalsak mı diye arada kaldık. Bir detayı da buradan açıklamak istiyorum. Sayın Barzani’nin partisi bu buluşmayla ilgili bizimle hiç iletişime geçmedi. Eğer biz ısrar etmeseydik, Diyarbakır Belediyesi’ne ziyaret de gerçekleşmeyecekti. Madem öyle, bazı şeyleri açıkça konuşalım. Biz BDP olarak çatlak bir kenara durumu kurtarmaya çalıştık. Buluşmanın bir yerinde bulunalım dedik ama bu da bizim çabamızla oldu. Sayın Barzani’den bize yönelik hiçbir girişim olmadı. Uğraşmasaydık, tamamen dışında kalabilirdik ama bize yakışmayacağını düşündüğümüz için uğraştık.”
* * *
Bu noktada Barzani-Erdoğan buluşmasının ardındaki hesap defterini incelemek şarttır. Ve Kışanak’ın sözlerinden de anlayacağımız gibi ‘PKK-BDP’yi ekarte etme isteği’ bu defterde vardır. Bence Diyarbakır buluşması AK Parti’nin seçim hamlesi olamaz. Hiç akla yatkın değil. Fakat şu doğru: Erdoğan, Barzani’yi yanına katarak “PKK’dan, Öcalan’dan başka muhataplarım var” demek istedi. Ki bu da son derece lüzumsuz bir siyasi hamle. Çünkü, bir, Türkiye’nin Kürt sorununu çözmek için PKK ve Öcalan’dan başka bir muhataba, Barzani gibi bir ‘tarafa’ ihtiyacı yoktur. Bu konuda uzman bir dostumun güzel bir sözü var: “Savaş isteyen tarafları arttırır. Çözüm isteyen arabulucuları.” Barzani’yi meselenin başka bir tarafı gibi göstermek bu stratejiyi inşa edenlerin sandığının aksine PKK’yı baskı altına almayacaktır. Zaten demişler ki, biz PKK olarak çekilmeyi durdurduk, hükümet söz verdiği yasal adımları atana, Öcalan’la müzakereye başlayana kadar da böyle devam edeceğiz... Barzani’nin Diyarbakır’a gelmiş olması, PKK’nın Türkiye ile ilgili planlarında temel değişiklikler yapmasına yol açmaz. Gayet açık.
* * *
Türkiye dışında, yani Suriye’nin Rojava bölgesindeki yarı özerk Kürt varlığıyla ilgili birlikte (AKP-KDP) hareket etmenin alenileştiği tarih olarak düşünebiliriz bu buluşmayı. Barzani de Erdoğan da Suriye konusunda yanlış bir politika izledi. Şimdi birlikte halihazırdaki durumdan nasıl zararla ve mümkünse kârla çıkarız diye tartıyor. Kanımca böyle yaparak yanlışlarını sürdürecekler. Hem PKK’nın desteklediği PYD’nin hâkimiyet gücünü iyi hesap edemedikleri için hem de bu “Ne olursa olsun Suriye’de özerk bir Kürt oluşumuna engel olalım” mantığının Türkiye Kürtleri üzerinde yaratacağı etkiyi görmezden geldikleri için.
Haber Ara