Zaman Gazetesi yazarı: Kral’dan Gülen’e mektup!
Zaman Gazetesi yazarı Abdülhamit Bilici bugünkü yazısında, Arap ülkelerinde ortaya çıkan gelişmeleri kaosla tanımlarken, Fas Kralı'nın Fetullah Gülen'e yazmış olduğu mektuba da köşesinde yer verdi...
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-11-19 03:20:34
Abdülhamit Bilici 'Kral'dan Gülen'e Mektup' başlıklı yazısında Fas Kralı 6. Muhammed'in camaati ve Fetullah Gülen'i yakından takip ettiğine değindi. Bilici, Fas'ın 'hizmet'in hareketlerini ilgiyle izlediğini ve Kral'ın Gülen'e gönderdiği mektupta 'Fas'a davet ettiğini belirtti...
İŞTE BİLİCİ'NİN O YAZISI:
Rabat - Bahar havasında başlayıp Arap dünyasını güze, hatta kışa çeviren süreç, birçok ülkeyi kaosa sürükledi.
Tunus’ta başlayan deprem, Libya, Mısır ve Suriye’yi tanınmaz hale getirdi. Her ülkenin farklı tepki verdiği dalganın sona erdiğini kimse söyleyemez. Suriye’deki iç savaş ve Mısır’daki darbeden sonra sürecin nasıl ilerleyeceğini kestirmek de çok zor.
Tunus’ta bir seyyar satıcının kendisini yakmasıyla tetiklenen dalga karşısında basiretli siyaset izleyerek yıkıcı etkisinden kurtulan ülkeler de oldu. Bunlar içinde en dikkat çekeni, uluslararası bir medya konferansı vesilesiyle bulunduğum Fas’tı.
Tunus, Mısır ve Libya’dan sonra sıranın Fas’a gelip gelmeyeceği konuşulurken, Fas Kralı 6’ncı Muhammed’in önleyici değişim hamlesiyle bu ülke yıkımın kenarından döndü. 1999’da babasından yönetimi devraldığı günden bu yana halkı rahatlatan reformlara öncülük eden Kral, Tunus’taki olaylardan sonra içine kapanmak yerine değişim sürecini hızlandırdı. Yoksul kesimler için sosyal yardım programları başlatırken, bir yandan da hızlı bir anayasa değişikliği ile isyan hareketini daha başlamadan önlemeyi başarmıştı.
Temmuz 2011’de gerçekleşen anayasa referandumu ile Kral, yetkilerinin büyük bölümünü seçimle gelen hükümete devretti. Kasım 2011’de, yeni anayasaya göre yapılan seçime 30 parti katıldı. Bizdeki AK Parti’den iki yıl önce, aynı sembol ve isimle kurulan Fas’ın İslami kökenli AKP’si yüzde 27’lik oyla birinci olunca, Kral başbakanlık görevini bu partinin lideri Abdullah Benkirane’ye verdi. Bazı beklentiler tam olarak karşılanmamış olsa da değişik kesimlerden konuştuğum Faslılar, özellikle Mısır ve Suriye’de yaşananları gördükten sonra “Arap Baharı” rüzgârına girmemiş oldukları için çok mutlular.
Yanı başındaki ülkeleri kaosa sürükleyen bu sürece, bu ülkenin statükocu bir tutuma saplanmadan, ölçülü bir değişimle istikrarı korumayı nasıl başardığının sırrı merak konusuydu. Sade vatandaşlardan medya, siyaset ve akademi dünyasına birçok insanın söylediğinden çıkan sonuç, bu başarıda halkın doğal bir sevgi ve saygı duyduğu 12 asırlık kesintisiz bir geleneğin vârisi Kral 6. Muhammed’in vizyoner liderliğinin payı büyük. Halk nezdinde büyük itibarı olan böyle bir kurumun statükoyu korumak yerine, değişime öncülük etmesi belirleyici bir faktör.
Ilımlı geçişte bir etken de özellikle Fransa ile geliştirdiği kompleksiz münasebetlerin de etkisiyle her alanda Batı ile düşmanlığa dayalı olmayan etkileşim yaşayan Fas’ın, bakımlı otobanlarından her yerde dikkat çeken temiz, bakımlı ve tarihini koruyan şehirlerine yöneticileri tarafından terk edilmiş bir görüntü vermemesi.
Fas’ın Emeviler’den bu yana kibirle gelen hiçbir gücün doğrudan yönetimine girmediğini; Osmanlı’nın burada kesintisiz devam eden ve kökü Hz. Peygamber’e (sas) dayanan hilafet nedeniyle karşılıklı saygı temelinde bir ilişki kurduğunu; Endülüs’ten Kenya’ya çok geniş bir coğrafyaya hoşgörülü bir İslam anlayışını taşıdığını; söyleneni dinleyen, gizli projeleri olmayan, devlet kadar bireye de önem veren Fas toplumunun itikatta Eşari, amelde Maliki ve tasavvufta Cüneydi Bağdadi yorumunu ittifakla seçtiğini; halife ile halk arasında çok sağlam, tarihi bir sözleşme olduğunu hatırlatan Alimler Birliği Başkanı Ahmed Abbadi gibi fikir adamlarının gelenek ve modern arasındaki dengeli yaklaşımın da bu başarıdaki payı önemli.
Fas’ta etkili olan bu bakış açısını, Hizmet Hareketi’ne gösterilen ilgide de görmek mümkün. Sadece ilim ve fikir adamları değil, devletin zirvesinde ilgi büyük. Kral 6. Muhammed’in mektup yazarak Hocaefendi’yi saraydaki geleneksel huzur derslerine davet ettiği biliniyor. Arap coğrafyasında Türk okullarının ilk açıldığı ülkelerden biri Fas. Prof. Abbadi gibi ülkenin büyük ilim adamları, hem bir din adamı hem de hoşgörüye dayalı, politikadan çok medeniyet, birey ve eğitim merkezli bakış açısıyla İslam dünyasının yaralarına en etkili çareler öneren bir isim olarak Fethullah Gülen Hocaefendi’yi yakından takip ediyorlar. Önemli fikir adamlarından Prof. Ferid el-Ensârî’nin, Hocaefendi’nin hayatını ve Hizmet’i roman tarzında anlattığı “Süvarilerin Dönüşü” kitabı sadece Fas’ta değil, yeni bir yol arayışında olan Arap dünyasında elden ele dolaşıyor.
Fas’ın Arap dünyasındaki özgün konumuna dikkat çekerken dershane tartışmasında görüldüğü gibi, ülkemizde Hizmet’i anlamakta zorlananlar için Batı’da ve İslam dünyasında ciddi bir külliyat oluştuğunu da hatırlatmış olalım.
Haber Ara