"Dersanelerin kapatılmasıyla oluşan boşluğun nasıl doldurulacağı belli değil"
Dersane ve etüt merkezleriyle ilgili kanun taslağı hazırlanması tepkilere yol açtı. Kayseri'deki sendika temsilcileri ve siyasiler, konunun 'oldu-bitti'ye getirilmeyecek kadar önemli olduğunu söylüyor. Türk Eğitim-Sen Kayseri 1 Nolu Şube Başkanı Ali
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-11-14 14:28:14
Eğitim Bir-Sen Kayseri Şube Başkanı Aydın Kalkan ise, "Dershanelerin kapatılmasıyla oluşan boşluk nasıl doldurulacak belli değil. Mezun gruplarının yeni bir şans denemek için nasıl bir yol izleyecekleri veya onlara nelerin sunulacağı belli değil. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde bu kitlenin çokluğu dikkat çekicidir. Genel olarak bakıldığında dershaneler okul için bir alternatif değil tamamlayıcı kurumlar olarak bakılmalıdır." ifadelerini kullandı
Türk Eğitim-Sen Kayseri 1 Nolu Şube Başkanı Ali Benli, "Türkiye'de bir takım uygulamalar hayata geçirilirken paydaşların görüşleri alınmadan, "ben yaptım oldu" kral mantığı ön plana çıkartılarak yapılıyor. Dershanelerin, etüt merkezleri ve kursların kapatılmasında bu çapta değerlendirilmesi gereken bir konudur. Mevcut AKP hükümeti 11 yıldır iktidarda olan bir hükümet ve 11 yılda 5 ayrı milli eğitim bakanının 5 ayrı uygulamasına şahit olduk. Bu gösteriyor ki, milli eğitimde bir takım işler el yordamı ile yapılıyor. Plan, program, proje üretilmiyor. Bu konuda paydaşların, eğitim çalışanlarının görüşlerinin alınmaması ciddi bir sorun. Dershaneler biliyorsunuz hayatın gerçeğidir. Okullar yeterli donanımda olmadığı için, yeterli bilgi çocuklara okulda aktarılmadığı için sorunlar var. Hem fiziki imkanların yetersizliği, hem de sınıfların kalabalık olmasından dolayı çocuklarımız iyi bir eğitim alamıyor. Bu açığı dershaneler, etüt ve kurs merkezleri kapatılıyor. Hüseyin Çelik döneminde, bakan, SBS'yi getirirken bir iddiası oldu. Bu sistemin dershanelere ihtiyaç duyurmayacağını söyledi. Dershaneleri gidilmesine gerek kalmayacağını belirtmişti. Hüseyin Çelik döneminde dershanelerin sayısı 4 kat arttı. Bu gerçek çıktı. Dershaneler o zaman bir gerçektir. Kapatıyorum demekle olmaz. 100 bine yakın insanının ekmek yediği yerde siz de kapatıyorum diyemezsiniz. Özel okul yapıyorum diyemezsiniz. Gece bir rüya görüp de sabah onu uygulamaya kalkmak devlet adamlığına yakışmaz. Hükümetinde bir açıklaması var. Dershanelerin yüzde 20'sinin özel okul olabileceğini söylüyor. O zaman geride kalan 5'de 4 oranındaki dershaneler ne yapacak?" diye konuştu.
Bir taraftan dershanelerin kapatılacağının söylendiğini, bir taraftan da sınav sayısının arttığını söyleyen Benli, şöyle devam etti: "Ortaöğretim yönetmeliği değişti. Sınavların artması dershanelere, etüt merkezlerine ve kurslara ihtiyacı artırıyor. Böyle dönemde kapatıyorum diyorsunuz. O zaman merdiven altı hizmetleri ortaya çıkartacaksınız. Şuan 350 binden fazla ataması olmayan öğretmen var. Onlara çözüm bulamazken dershaneleri kapatarak buradaki öğretmenleri boşa çıkartmak doğru değil. Bu akılla hareket edilen bir iş değil. Hükümetin uygulamasını anlamakta zorlanıyoruz. Acaba yetkililer akıl tutulması mı yaşıyor." dedi.
Eğitim Bir-Sen Kayseri Şube Başkanı Aydın Kalkan ise "Türkiye'de dershane uygulamasının geçmişi de 1930'lı yıllara kadar dayanıyor. Öğrencilerimiz biliyorsunuz okullarda test çözme mantığını tam geliştiremedikleri için dershanelerde o sınava daha iyi hazırlanmak, yarışta önde olmak için hatta maddi durumu iyi olmayan velilerimizi de çocuklarını dershaneye gönderme ihtiyacı duyuyor. Dershaneye gönderiyor. Çünkü bir yarış var. 17 milyon ilkokul, ortaokul ve lise bazında öğrencimiz var. Sekizinci sınıflarda ve lise son sınıfta sınav var. Genelde de 8 ve 12'inci sınıflarda bir yığılma var. Velilerimizde mutlaka çocuklarını dershaneye gönderme ihtiyacı oluyor. Sınav varsa, seçicilik varsa o zaman dershane olmak zorunda." değerlendirmesinde bulundu.
"KAYIT DIŞI EKONOMİ ARTACAK"
Eğer dershaneler kaldırılırsa velinin ya etüt merkezlerine ya da evlere bunu taşıyacağını anlatan Kalkan, "Bu ekonominin kayıt dışına gitmesine neden olacak. Eğitimde kökten bir değişiklik olmadığı sürece dershaneler var olacak ve velilerde çocuklarını gönderecektir. Dershanelerin tamamen kapatılmasında bazı hariciler oluşacak. Velilerin alacakları eğitim hizmetiyle ilgili bu kurumların ortadan kalkmasıyla farklı arayışlara gidecek. Etüt merkezi olacak. Evde özel ders alınacak. Merdiven altı kayıt dışılık olacak. Özel ders uygulamasında etik sorunlar yaşanacak. Özel derslerle eşitsizlik körüklenecek. Mali yükü kaldıramayan ailelerde dezavantaj olacak. Sorunlar ortaya çıkacak. Mali durumu iyi olanlar özel ders aldıracak. Aldıramayan ailelerde sorun olacak. Sonuçta eğitimde eşitlik ilkesi bozulmuş olacak. Sınav odaklı sistemin Türkiye için adalet duygusu, eşit vatandaşlık, sosyal hareketlilik konusunda sağladığı fayda nedeniyle bir süre daha devamı zorunluluktur. Bunun sonucu olarak okul dışı akademik destek hizmetleri varlığını koruyacak. Dershaneler okullarda oluşan program sorunları nedeniyle alternatif eğitim kurumları haline gelmiştir. Bunların okul dışı destek hizmet sunan yardımcı kurum hüviyetini almaları sağlanması sistemin devamı açısında zorunluluktur. Yasaklayıcı düzenlemeler toplum mühendisliği ve statükoculuk olarak algılanabilir. Bu tür bir algı mevcut politikalarla çelişmektedir. Dershanelerin kapatılmasıyla oluşan boşluk nasıl doldurulacak belli değil. Mezun gruplarının yeni bir şans denemek için nasıl bir yol izleyecekleri veya onlara nelerin sunulacağı belli değil. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde bu kitlenin çokluğu dikkat çekicidir. Genel olarak bakıldığında dershaneler okul için bir alternatif değil tamamlayıcı kurumlar olarak bakılmalıdır. Dünyanın birçok ülkesinde var olan sistemler incelenerek değerlendirme yapılmalıdır." ifadelerini kullandı.
"EN BÜYÜK ZARARI ANADOLU'NUN GARİBAN FAKAT CEVVAL ÇOCUKLARI YAŞAYACAK"
Büyük Birlik Partisi (BBP) Merkez Karar Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Döngel de "Dershaneler Türkiye'de bir eğitim ve öğretim boşluğu neticesinde ortaya çıkan kurumlardır. Bu kurumlarımız yasal düzenlemelerle Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı olarak çalışıyor. Dershanelerin kapatılması gündeme taşındı. Ancak okullarımızdaki eğitim ve öğretim kalitesi bir üst okula yada üniversitelere yerleştirmelerle ilgili sınavlara bir çözüm üretilmeden dershanelerin kapatılması gündeme geldi. Doğru değil. Dershanelerin kapatılması için okullarımızdaki eğitim kalitesi artırılarak, seçme sınavları ortadan kaldırılmalıdır. Velilerimizin arz ve talepleri milli eğitim kurumlarında karşılmanabilmelidir. Dershaneler kapatıldığı zaman velilerimizi bu ihtiyaçları ortadan kalkmayacağı için, merdiven altı yada özel ders aldırma yöntemi ile çocuklarının eksiklerini giderecek. Burada en büyük zararı Anadolu'nun gariban fakat cevval çocukları olan aileleri yaşayacaktır.
Dershanelerde 2-3 bin lira rakamla bir yıl boyunda 6 dersten eğitim alınıyor. Özel ders alması durumunda sadece bir ders için bir saatlik ödemesi 70 lira olacaktır. Dar gelirli aileler bu rakamı asla ödemeyecektir. Burada eğitim öğretimde fırsat eşitsizliği ortaya çıkacaktır. Bu eşitsizliğin ortadan kaldırılmasıyla ilgili düzenleme yoksa dershaneler kaldırılmamalıdır. 11 yıldır AKP iktidarında aynı hükümetin farklı 5 bakanı tarafından farklı uygulamalar yapıldı. 4+4+4 sistemine geçildiği zaman burada ciddi bir alt yapı eksikliği, fiziki anlamda büyük oranda derslik yetersizliği, personel ve öğretmen yetersizliği iyice ortaya çıktı. Sorunlar yaşanıyor. Biz zamanında bu tür çalışmalar yapılmadan sistem değişikliği yapılmaması için BBP olarak başbakana ilettik. Ama bunu uyguladılar ve büyük eksiklikler çıktı. Büyük sorunlar yaşanmaktadır. Dershaneler, Türk milli eğitim sisteminin çökmesinin sebepleri arasında değil. Çöken bir sistemde çocuklarımızın taleplerini, nitelikli bir eğitim anlayışını karşılamayan sistem var. Burada yanlış bir yerden bakılıyor. Eğer bugün hantallaşmış milli eğitim sistemi, okullarımızdaki nitelik düşüklüğü ortadan kaldırılacaksa bunun başlangıcı dershaneler değil okullarımızdaki sıkıntıların çözümüdür." dedi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara