Denizli'de başörtüsüyle yemin eden ilk avukat Sena Özer oldu

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi ve Denizli Ticaret Odası (DTO) Başkanı Necdet Özer'in kızı Sena Özer, ilin başörtüsüyle yemin ederek göreve başlayan ilk avukatı oldu. İstanbul Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni tamamlayan 24 yaşındaki Sena Özer, Av. Halil Sarı'nın yanında stajını başarıyla tamamlamasının ardından Denizli Barosu'nda düzenlenen törenle avukatlık ruhsatnamesini alarak cübbe giydi.

Törene, Denizli Belediye Başkanı Osman Zolan, Denizli Barosu Başkanı Müjdat İlhan, Denizli Sanayi Odası(DSO) Başkanı Müjdat Keçeci, genç avukat Sena Özer'in babası DTO Başkanı Necdet Özer ve eşi Şennur Özer, ailesi ve avukatlar katıldı. Törende Sena Özer'in cübbesini staj yaptığı büronun avukatı Halil Sarı ile anne babası giydirdi. Avukatlık Ruhsatnamesi'ni Baro Başkanı İlhan, DSO Başkanı Keçeci ile aynı zamanda bir avukat olan Belediye Başkanı Zolan beraber verdi. Sena Özer törende duygulu anlar yaşadı ve ailesine teşekkür etti.

Mesleğine başörtülü başladığı için çok mutlu olduğunu ifade eden genç avukat Sena Özer, "Türkiye'nin demokratikleşmesi adına çok büyük bir adım olduğuna inanıyorum. Bu yüzen mutluyum. Staj döneminde duruşma salonlarına girerken açmak durumunda kalıyorduk. Ama son Danıştay'ın kararından sonra artık bir sıkıntımız yok çok şükür" dedi. Öğrencilik yıllarında ve adaletin dağıtıldığı adliyede başörtüsü takamamasının bir hukuksuzluk olduğunu belirten Özer, "Herkes istediği gibi giyinemiyordu. Bir hukuksuzluk vardı ama bunları aştığımızı düşünüyorum ben. Adaletin olduğu bir yerde geç kalınmış bir karardı. Ama artık çok şükür her şey düzene giriyor" diye konuştu.

Baba Necdet Özer ise Türkiye'nin artık normalleşmeye başladığını vurguladı. Özer şunları kaydetti: "Ben Denizli'de hem baromuzun hem de avukat arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyorum her zaman saygıyla karşıladılar. Aslında olması gerekenin de bu olduğunu düşünüyorum. Tabii eğitim döneminde üniversitedeki lisans eğitimini yaparken de henüz kanunlarda taşlar yerlerine oturmamıştı. Son yıllarda oturmaya başladı. İnşallah bundan sonrası yapması gereken tüm Türkiye'de insanların kıyafetiyle ilgilenmek yerine gerçekten çok zengin kaynaklar yol alan ülkeyi bir yerlere getirmemiz lazım. Hem demokratikleşme adına hem de ticari ve sosyal anlamda önemli olduğunu düşünüyorum."