Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

“Okulda Andımız’ı okurdum, eve gelirdim Kürtçe; devreler yanıyor”

Yönetip oynadığı devam filmi “Hükümet Kadın 2” ile seyirci karşısına çıkan Sermiyan Midyat “Kimisi komediyle anlatır hayatını, kimi dramla. Benim en çok inandığım silah ise mizah” diyor. Midyat: “Her sabah ‘Türküm, doğruyum, çalışkanım’diye Andımız’ı okurdum, filmde de yaşadıklarımı anlattım...”

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-11-10 08:45:26

“Okulda Andımız’ı okurdum, eve gelirdim Kürtçe; devreler yanıyor”

Yönetmen Oyuncu Sermiyan Midyat, Milliyet'te Şirin Sever'e verdiği röportajda ilkokul yıllarında 'andımız'la ilgili öyle bir anısını dile getirdi ki... İşte röportajın O kısmı:


“Adalet kitaplarda değil yüreğindedir”

“Hükümet Kadın 2” şart mıydı?

O ne demek? “Hükümet Kadın” şart mıydı ki çektik? Hiçbir şey şartlıktan yapılmaz!

Yani birinci filmin gişesinden memnun kaldığınız için “Hadi ikinciyi de yapalım” mı dediniz?

Evet, en başta iki film çekmek üzere yola çıkmadık ama insanlar çok sevdiler çünkü çok büyük malzemesi olan bir film yaptık. Bunun üzerine yeni bir hikaye yazdık. Şunu soruyorsan eğer; “cukkayı doldurayım” diye bir derdim hiç olmadı. Seyirciye hiçbir yalan cümle sarf etmedim, cümlesi olmayan bir film de yapmadım.

İlk filmde Demet Akbağ’ın oynadığı Xate karakteri öldüğü için devam filmi çekemediniz sanırım. İkinci filmde daha önceki yıllara, başa döndünüz...

Demet’le oynamak benim için çok önemli. Yapımcı Necati Akpınar için de, seyirci için de öyle. Türkiye’nin en önemli sinema oyuncularından biri.
Biz de Demet’le tekrar film çekebilmek için başa döndük. “Godfather”ın ikincisinde de geriye dönülmüştü, onu da hatırlatayım.

Bu kez ne anlatıyorsun?

İlk filmde belediye başkanı kocası ölen Xate’nin okuma yazma bilmeden belediye başkanı olmasını yazdım, babaannemin hikayesiydi ve 1956 yılında geçiyordu. İkinci film 1949’da, İsmet İnönü iktidarından Menderes iktidarına geçiş döneminde yaşanıyor. Bu kez Xate ve Faruk karakterlerinin seçim kampanyasında kapışmalarını anlatıyorum. Bu, aslında ilk film gibi dramatik, hüzünlü bir film değil; kahkaha ve komedi dolu.

Hikayeyi yazarken nereden yola çıktın?

1949’da gazeteler, kitaplar, kelimeler her şey yasaktı ve hüküm giymişti. Bu yasaklar yüzünden Xate’nin belediye başkanı kocası hapse düşüyor ve propaganda yapmak Xate’ye kalıyor. Bu filmin temel konusu da şu çatının üzerine oturuyor: Adalet sadece kitaplarda yazan değildir; adalet insanın yüreğidir, vicdanıdır, aklıdır.

“Hayata politik bakan biriyim”

Politik bir film mi yaptın?

Yaptığım işlerin hepsinde politik bir taraf var çünkü hayata öyle bakan biriyim. Yaşadığım hayatı yazıyorum sonuçta. 1980’de 6 yaşlarında bir çocuktum; babam solcu olduğu için, Kürt olduğu için hapisteydi. Ben onu sadece bayramlarda cezaevinde gördüm. 16 yaşına kadar adımın Kürtçe olduğunu bile söyleyemedim. Öyle bir hayattan gelince, hayata da öyle bakıyorsun; bir derdin oluyor. Kimisi komediyle anlatır hayatını, kimi dramla, kimi de gerilimle. Benim en çok inandığım silah ise mizah.


İçişleri Bakanı Muammer Güler, “Hükümet Kadın”ın Mardin galasında, filmin mesajlarını kastederek “Bizim hükümetin yapmak istediği de bu” demişti. Açılımın konuşulduğu günlerdi, film gündeme cuk oturmuştu. Şimdi açılım sürecinin geldiği noktaya bakınca ne söylersin?

Bir aralık var ama henüz açılmadı! Şaka bir yana, önemli gelişmeler oldu. Bu ülkede öğrenciler her sabah uyandığında Andımız’ı okuyordu. 1930’larda yazılan, belki o zamanlarda gerekli olan ama artık miadını doldurmuş bir olay ortadan kaldırıldı.

Andımız”ı filmde de kullandın, belki de son bir kez filmde duyacak insanlar. Bu kadar denk gelebilirdi!

Evet, çok denk düştü. Her sabah okula gidip “Türküm, doğruyum, çalışkanım” diye Andımız’ı okurdum, sonra eve misafir geldiğinde annem “Serseran serçavan” diye misafir karşılardı. Kafa karışıyor orada tabii, devreler yanıyor. Bunları yaşadığım için filme de koydum. “Türküm doğruyum çalışkanım” diye ant içen çocuklara, Demet de “E kısmet artık” diyor. Şimdi filmdeki bu cümle yeni bir anlam kazandı. İnsanlar da yanlış anlamasın; ben çocukluğumdan bu yana hiç kimseyi kategorize etmedim. Bu ülkede Türk, Kürt, Çerkes, İtalyan, gayrimüslim, çok farklı kimlikte insan var, niye okusunlar bunu?
Röportajın tamamını okumak için tıklayınız!!!

SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara