Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Çin’den Uygurlara açık tehdit

Çin, Tiananmen olayı ile ilgili ciddi bir açıklama yapmazken ülkenin resmi Gazetesi’nden Uygurlar tehdit edildi.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-11-07 09:43:09

Çin’den Uygurlara açık tehdit

Çin’in başkenti Pekin’in Tiananmen Meydanı’nda 28 Ekim’de gerçekleşen, beş kişinin öldüğü ve 40′tan fazla kişinin yaralandığı patlamadan bir hafta geçtikten sonra yönetime bağlı çeşitli birimlerce birbirleri ile çelişen ve inandırıcı ve tatmin edici olmayan açıklamalar gelmeye devam ediyor.

Resmi Yeni Çin Ajansına ait ‘Yerkürede Zaman’ adlı gazetede Çin yönetiminin resmi görüşünü yansıtan bir haber yorum yayınlandı. “Çin, birleşerek ve elbirliği ile terörizme karşı koymak zorundadır” başlığı altında yayınlanan makalede Uygurlar topyekün tehdit edildi. Makalenin yazarı, Tiananmen’deki son patlama ve benzeri olaylardan en çok zarar görecek tarafın Uygurlar olacağı tehdidinde bulundu. Tiananmen’deki saldırının aynı aileden üç kişi tarafından yapılan bir terör olayı olduğunu ileri süren yazar, Doğu Türkistan’da ve Çin’de yaşayan Uygurlara karşı yeni güvenlik tedbirleri uygulanabileceğini, Uygurların da bu yeni tedbirleri olağan karşılamalarını ve bu yeni güvenlik uygulamalarına alışmaları gerektiğini yazdı. Yazar ayrıca, uluslararası medyada yer alan Çin’in bu ülkede yürüttüğü politikalar yüzünden bu tür şiddet olaylarının meydana geldiği iddiaları da şiddetle reddetti.

Kimliğinin gizli kalması şartı ile görüşlerini açıklayan, Türkiye’de yaşayan bir bölge uzmanı konu ile ilgili şunları söyledi:
“Ben uzun yıllar Çin’de yönetim birimlerinde ve adalet sisteminde çalıştım.Sistemi çok iyi biliyorum. Bu patlama olayının Uygurlarca gerçekleştirildiğine inanmıyorum. Biz Müslüman Uygurların dini inancında ve milli bilincimizde aile kutsaldır. Özellikle Anne çok özeldir. Anne feda edilmez. Anne için evlat kendini feda eder. Hele hele böyle bir feci bir duruma zorla itilmez. Anne, eş ve aileyi korumak için her türlü fedakarlığa katlanılır. Bu iddia bizim inanç ve geleneklerimize tamamen aykırıdır. Hiç bir Müslüman Uygur annesi ve eşini öldürmeyi aklından geçirmez. Bilakis onları korur. Çinliler provakasyon, desise ve sinsi tertip ve senaryolar üretip uygulama konusunda çok usta ve mahirdirlar. Çin siyasi tarihi bu tip yüzlerce tertip ve desiselerle doludur. Kendilerine iktidar yolunu açmak ve bu uğurda hedeflerine ulaşmak için her şeyi mübah görürler ve hatta kendi aile fertlerini bu uğurda yok etmekten çekinmezler. En son idama mahkum edilen eski ÇKP Merkezi Komitesi üyesi Bo Şiley’in akibeti buna iyi bir örnektir. Şimdi Çin’deki iktidara hakim olmak isteyen grup, eski diktatör Deng şav Ping’in ekibini ve taraftarlarını ortadan kaldırmak için büyük bir mücadele içerisindedir. 18′inci Kurultay arefesinde, her kurultay öncesi yapıldığı gibi, iktidar mücadelesinde kullanılmak üzere bu tür sansasyonal tertipler icra ettiler. Kaldı ki bu olayda kullanılanlar mazlum ve Allah’tan başka sahibi ve kimsesi olmayan Müslüman Uygurlardır. Çin bu durumu çok iyi biliyor. Bunun için her an yeni desiseler ve tertipler yapabilirler diye düşünüyorum.”

Uzun yıllar Pekin’de yaşayan, Çin’i çok iyi bildiğini ve son durumu yakından izlediğini söyleyen bir Uygur aydını ise düşüncelerini şöyle açıkladı:

“Ben olayın meydana geldiği yeri ve burada uygulanan güvenlik tedbirlerini çok iyi biliyorum ve bizzat şahidim. Tiananmen meydanında görevli çöpçüsünden tutun da aklınıza gelen bütün görevliler sivil giyimli ve özel yetiştirilmiş polislerdir. Olay mahalline gelmek için kullanıldığı bildirilen Çangen Caddesi ve buraya çıkan bütün yollarda onlarca kontrol noktası vardır.
Doğu Türkistan, Tibet, Ningşiya (Müslüman Çin Özerk Bölgesi) ve İç Moğolistan plakalı araçlar daha Pekin’e gelmeden polis tarafından kayıt altına alınır ve sürekli takip edilirler. Bu olayın 18. Kurultay öncesi Çinlilerce tertiplenmiş bir porovakasyon olduğunu düşünüyorum. Bu olayı iktidar savaşında birbirlerini alt etmek isteyen gurupların tertibi olarak görüyorum. Çin tarihi bu konuda ibretlik yüzlerce vahşetle doludur. Çin’in kurucusu Mao Ze Dong bile kendi çıkarı için devrimi birlikte yaptığı ve uzun yürüyüşte aynı kaderi paylaştığı arkadaşı ÇKP Genel Sekreteri ve devlet başkanı olan, fikir ayrılığına düştüğü Liyo Şav Çi’yi hapiste maddi ve manevi işkence ile öldürtmüştür. Hatta Mao kendi kızını ve karısını da öldürtmekten çekinmemiştir. Doğu Türkistan’da Sovyet güdümünde 10 yıl süre ile (1935-1945) kanlı bir terör yönetimi kuran Cellat Şeng kendi öz kardeşini işkence ile öldürtmüştür. Çinli Komünist diktatörler bu kez esir tuttuğu Mazlum Müslüman Uygur kardeşlerimizi iktidar savaşında kullanmak istiyor. 21. Yüzyılda Çinli diktatörlerin yaptığı bu yüz kızartıcı desise kabul edilemez bir insanlık ayıbıdır.
Ruslar Çeçenistan savaşından sonra Rusya içlerinde yaşayan Çeçenleri yok etmek için birkaç sansasyonel ve provokatif olaylar tertip etti ve Rus kamuoyunu topyekün Çeçen karşıtı bir duruma getirdi. Çeçenleri Rusya’da ekonomik olarak yok etti. Onların Rusya’dan kaçmalarını sağladı. Çinlilerin yaptığı de Ruslarla aynı amacı taşımaktadır. Çin yönetimi bu olayı kullanarak zaten Uygurları öcü olarak gören Çin kamuoyunun nefret duygularını birkaç derece daha yükseltti. Çin şehirlerinde yaşayan ve çeşitli işlerde çalışan ve öğrenim gören Uygurları buralardan da kaçırmak ve ekonomik olarak yok etmeye matuf bir tertip olduğuna inanıyorum.”

TİANANMEN OLAYINDA KAMUOYUNUN ŞÜPHESİ ARTARAK SÜRÜYOR

Olayın Pekin Emniyet Müdürü başkanlığındaki bir ekip tarafından soruşturulacağı bildirilmesine rağmen, şimdiye kadar tatmin edici ve ayrıntılı herhangi bir açıklama yapılmadı. Bunun yerine resmi Yeni Çin Haber Ajansı çok kısa bir bildiri yayınlamakla yetindi.

Yüksek düzeydeki bir resmi açıklama Çin Merkezi Hükümeti Siyasi – Kanun Komitesi Genel Sekreteri Ming Ciyen Cu tarafından yapıldı. Komite Genel Sekreteri, Tiananmen olayının “Doğu Türkistan İslami Hareketi” ile bağlantılı olduğunu iddia etti
Çin yönetiminin olay hakkında ayrıntılı ve tatmin edici bir açıklama yapmaması uluslararası kamu oyunun şüphelerini arttırmaya devam ediyor.

Patlamadan hemen ardından olay mahallinin çevresinin perdelerle suratle kapatılıp görüntü alınmasının önlenmesi, basına dağıtılan resim ve video görüntülerinde uzaktan fark edilebilen dumandan başka bir ize rastlanmaması de kafaları karıştırıyor. Ayrıca, patlatılan arac veya parçaları, olayda ölenlere ait ceset veya üzerlerinden çıkan nesneler ile patlamada ölen Filipinli kadın turist ile ilgili Filipinler Hükümetince şimdiye kadar herhangi bir açıklama yapılmaması şüpheleri daha de arttırıyor.

Hamit Göktürk / DÜNYA BÜLTENİ

Haber Ara