Bozdağ: Türk toplumu evladının kız-erkek karışık evlerde kalmasını istemez
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Başbakan'ın kız-erkek karışık evlerle alakalı yaptığı açıklamaların yanlış yorumlandığını söyledi. Bozdağ, "Türk toplumunun yapısı kendi çocuklarının yurtlarda kızlı erkekli yaşamasını tasvip etmiyor. Ben şahsen kend
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-11-06 11:57:46
Bakan Bekir Bozdağ, Suudi Arabistan-Türkiye arasında Karma Ekonomik Kurum (KEK) ekonomik işbirliği protokol imza törenine katıldı. Program sonunda basının sorularını cevaplayan Bakan Bozdağ, Başbakan'ın öğrenci evleriyle alakalı yaptığı açıklamalara, "Bu noktada Sayın Başbakanımızın tercihini açıklaması gayet normaldir. Bunu eleştirmenin anlamı nedir? Gazeteciler, aydınlar beğendikleri noktaları nasıl açıklıyorsa, iktidardakilerin de söyleme hakkı vardır. Hoşuna gitmediği bir şey varsa onu ifade edebilme hakkı vardır. Dolayısıyla bunlar eleştirilecek durumlar değil." diye konuştu.
"BU YAŞAM TARZINA MÜDAHALE DİYE DÜŞÜNÜLEMEZ"
Söz konusu durumun yaşam tarzına müdahale olmadığını dile getiren Bekir Bozdağ, "Demokratikleşme paketinde yaptığımız bir düzenleme ile kişilerin yaşam tarzlarına ilişkin tercihlerine müdahale etmeyi suç sayan bir yıl ile 3 yıl arasında hapis cezası getiren bir düzenlemeyi ilk kez ceza mevzuatı programına katan hükümet biziz. Anayasamızın 58. Maddesi devletin, gençleri korumak, onların kumar uyuşturucu alkol düşkünlüğü gibi cehaletten korumak gibi bir görev yükler. Tüm öğrencilerin sorumluluğunu vatandaş seçimde verdiği oyla size emanet etmiştir. Anayasa ve yasalar çerçevesinde bu emaneti yerine getirme bize görevdir. Devletin gençleri korumak için tedbir alması onların yaşam tarzlarına müdahale olarak değerlendirilemez." ifadelerini kullandı. Konuyla alakalı bir düzenlemenin henüz yapılmadığını söyleyen Bozdağ, Başbakan'ın da "Gerekirse bir çalışma yapılır" dediğini anımsattı.
"DİYANET'İN DUA ETMESİNDEN RAHATSIZ OLAN BİR MUHALEFETİ HALKA ŞİKAYET EDİYORUM"
Marmaray'ın açılışında Diyanet İşleri Başkanı'nın dua etmesini eleştiren bir muhalefetin olduğuna dikkat çeken Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, sözlerine şöyle devam etti: "Ben buradan milletimize bir kez daha ilan ediyorum ve muhalefeti şikayet ediyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Marmaray'ın açılışında dua etmesinden rahatsız olan bir muhalefet var. Diyanet İşleri Başkanı elbette dua eder. Diyanet İşleri Başkanı nerde dua etmiş diye sordum, Arafat'ta dua etmiş. Çanakkale'de martta birtakım açılışlar vardı, şehitlerimizin mezarlarında onlar için yapılan dualar var. Diyanet İşleri Başkanı şehitler için dua etmesin mi? O açılışta Türkiye Başbakanı ya da başka bir protokol var diye dua edilmesin mi? Türkiye için tarihi bir projenin açılışında dua eden Diyanet İşleri Başkanlığı'nı eleştiren bir muhalefeti benim anlamam mümkün değil."
Diyanet İşleri Başkanı'na haksız eleştirilerin olduğunu belirten Bozdağ, "Diyanet İşleri Başkanlığı kendisine sorulan bir soruya eğer dini bir cevap isteniyorsa, cevap vermesi onun anayasal bir görevidir. Türkiye'de kürtaj tartışmaları oldu, Türkiye'de insanlar Diyanet İşleri Başkanlığı'nı arayarak bunun İslami hükümlerini sordular. Diyanet İşleri Başkanı bu sorulara cevap verince, Başkan niye açıklama yapıyor diyorlar. Başkanın işi bu, insanların dini içerikli sorularına cevap vermek başkanın görevidir. Şimdi buna yeni bir şey eklendi, Diyanet İşleri Başkanı niye dua ediyor. Diyanet İşleri Başkanı dua etmeyecek mi? Diyanet İşleri Başkanı bulunduğu her yerde dua edebilir, dini soruları cevaplayabilir. Bu onun anayasal görevidir. Garip olan o ki Türkiye'de ilk defa Diyanet İşleri Başkanı'nın duasından rahatsız olan bir muhalefet var doğrusu onların bu rahatsızlığından da ben rahatsızım." diyerek muhalefete yüklendi.
"DİYANET'TE ÇALIŞANLARI FİŞLEMİYORUZ"
Basının, 'Dün bütçe görüşmelerinde Diyanet'te hem Alevi hem Şafi var. Bunların olduğunu biliyoruz diye bir açıklamanız oldu, muhalefet de insanları fişliyor musunuz diye eleştirdi, bu konuda bir değerlendirmenizi alabilir miyiz?' sorusu üzerine konuşan Bekir Bozdağ, Diyanet'te asla böyle bir şeyin yapılmadığını söyledi.
Bekir Bozdağ, "Dün plan bütçe toplantısında hem CHP'liler hem de BDP'liler bu konuda ayrı ayrı sorular sordular. Ben her defasında böyle bir tasnif olmadığını defalarca ifade ettim. Her defasında bu sorular tekrar tekrar sorulunca ben Diyanet'in bünyesinde hem Şafi hem de Alevi insanlarımızdan çalışanlarımızın bulunduğunu ifade etti. Bugün gazetelere bakıyoruz, Sayın Bakan fişlemeyi itiraf etti diye bir haber çıkıyor. Böyle bir fişleme yok, bunu yazanlar yalan yazmaktadır. Biz her defasında böyle bir fişlemenin olmadığını, fişlemenin demokratik ülkelere eşitlik ilkelere bağdaşmadığını sürekli ifade ettik. Bir tarafta demokrasiyi vurguluyorlar, diğer yandan mezhebe bağlı bir ayırım sayısını bizden soruyorlar." diye konuştu.
Kendisine sürekli Diyanet'te çalışan farklı mezhep grubundaki kişi sayısının sorulduğunu ve kendisinin de sürekli böyle bir ayrıma gidemeyeceklerini söylemesine rağmen muhalefetin durumu anlamamasından şikayet eden Bozdağ, şunları söyledi: "Muhalefetin yaklaşımı çok farklı, ama basının yaklaşımı da çok farklı, muhalefet partileri soru önergeleriyle sürekli bize şunu soruyorlar. Diyanet'te Alevi çalışan var mı varsa sayısı kaçtır, Şafi çalışan var mı, varsa sayısı kaçtır? Falan etnik kökenden çalışan var mı diye sürekli sorular soruyorlar. Biz de sürekli şu cevabı veriyoruz: Diyanet İşleri Başkanı'nda çalışan insanların dillerine renklerine, cinsiyetlerine etnik kökenlerine mensup oldukları tarikatlara ve inançlara göre tasnif edilmemektedir. Böyle bir tasnif yapmak hukuk devletine aykırıdır. Demokrasi ile bağdaşmaz, böyle bir çalışma yapmak Diyanet'in çalışanlarını fişlemesi anlamına gelir ki bu da kabul edilemez bir durumdur. Diyanet'ten çalışanlar hangi etnik kökenden, renkten olursa olsun liyakat esaslı olacak sınavlarda başarılı olmak koşuluyla işe alınıp çalışmaktadır."
Gazeteciler, tutuklu vekiller hakkında Cemil Çiçek'in 'Anayasa'da 4. maddede değişiklik yapılmak suretiyle söz konusu soruna kalıcı çözüm bulunabileceği' açıklamasını sordu. Bunun üzerine konuşan Bozdağ, "Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmalarını yürütüyor. Sayın Başbakan'ın 'muhalefetin uzlaştığı Anayasa maddelerini gelin birlikte yasalaştıralım' diye bir teklifi oldu. O zamanlar MHP Grup Başkan Vekili 'evet', Genel Başkan 'hayır' demişti. Bu proje partilerin karşı çıkmasıyla hayata geçmedi. Daha sonra Kemal Kılıçdaroğlu, partilerin uzlaştığı 60'a varan maddenin 'gelin bu 60 maddeyi yasalaştıralım' diye bir önerisi oldu. Başbakanımız 'buna biz varız' dedi ve grup başkan vekillerimizi CHP'ye gönderdi. Onlar da partide bunu istişare edeceklerini söylediler. Sayın Kılıçdaroğlu'nun önerisini biz kabul ettik. Ama CHP şu ana kadar bir açıklama yapmadı." diye cevap verdi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara