Maliye Bakanı Şimşek: Kayıt dışı ile mücadele terörden daha önemlidir
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kayıt dışı ile mücadelenin terörle mücadeleden çok daha önemli olduğunu söyledi.
Kalkınma Bakanlığı tarafından düzenlenen 5. İzmir İktisat Kongresi'nde ' Küresel Kriz Sonrası Kamu Ekonomisinde Yeni Eğilimler ve
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-10-31 16:38:29
Kalkınma Bakanlığı tarafından düzenlenen 5. İzmir İktisat Kongresi'nde ' Küresel Kriz Sonrası Kamu Ekonomisinde Yeni Eğilimler ve Beklentiler' konulu oturumunu yöneten Bakan Mehmet Şimşek, Türkiye'nin ekonomi sorunlarının başında kayıt dışının geldiğine dikkat çeken Bakan Şişmek, kayıtdışı ile mücadele eylem planı başlattıklarını ve bunu samimi bir şekilde uyguladıklarını belirti. Kayıt dışılığın bir vergi kaybı olarak görüldüğünü ancak bunun eksik bir yaklaşım olduğunu belirten Bakan Şimsek, "Kayıt dışılık aslında sadece haksız rekabet demek değildir. Alsında verimsiz bir ekonomi demektir. Kayıt dışı olunca yenilikçi olmuyorsunuz, verimli bir yapıya kavuşamıyorsunuz, ölçeği büyütemiyorsunuz. Finansmana erişemiyorsunuz. Kayıt dışılık bana kalırsa, söyleyince bazen insanlar gülümsüyor ama kayıt dışı ile mücadele terörle mücadeleden daha önemlidir. En az bir o kadar daha önemli. Kayıt dışılık da başlı başına terördür. Haksız rekabetin kaynağı." dedi. Kayıt dışı istihdamın 2002'de toplam istihdamın yüzde 52'siyken, bugün yüzde 38'e düştüğünün anlatan Maliye Bakanı Şimşek, Türkiye, son 10 yılda kayıt dışılığının milli gelire oranını en hızlı azaltan ülke olduğunu belirtti.
Son yıllarda gelişmekte olan ülkelerde küresel kriz sonrasında gerek kamu maliyesinde gerekse genel anlamda ciddi sıkıntılar yaşandığını, özellikle ekonomilerdeki yavaşlama ve kamunun üstlendiği bir takım özel sektör kaynaklı yükümlülükler nedeniyle gelişmiş ülkelerin kamu açıklarında ciddi açıklar oluştuğunu söyleyen Bakan Şimşek, "Kriz öncesine oranla bütçe açıkları büyük ölçekte arttı, katlandı. Bunun yansıması olarak kamu borç stokunun milli gelire oranın, ABD, AVRO bölgeleri OECD, Japonya bölgesini de baz alsanız, şu anda kamu borçluluk oranları yüzde 110 aşmış durumda. Bu önümüzde 10 yıl içinde özellikle gelişmiş ülkelerdeki büyümeye ilişkin sınırlayıcı bir etki yaratabilir. Dikkat ederseniz bir çok ülkede güçlü şekilde para politikası devreye sokuldu, faizler sıfıra çekildi, o da yetmedi uzun süredir açıktan para basılıyor" dedi. Bunun sonrasında da "açıkları kontrol altın alalım", yaklaşımına gidildiğini fakat bunun da büyümeyi olumsuz etkilediğini söyleyen Şimşek, "Geldiğimiz noktada küresel anlamda baktığınızda kamu maliyesinde sıkıntılı bir dönemi geride bıraktık, ancak giderin arttığı bir dönemdeyiz bu da önemli" dedi.
"KDV ORANI ARTMAYACAK"
Türkiye'de eleştirilen konulardan birinin yüksek dolaylı vergiler olduğunu ifade eden Bakan Şimşek, küresel açıdan tüketim üzerinden alınan vergilerde ciddi bir artışın gündemde olduğunu kaydetti. Şimşek, "Sıkıntıya giren veya girmemiş ülkelerde örneğin Macaristan'da KDV yüzde 20'den 27'ye çıktı. Aslında bütün AVRO'da KDV oranında ciddi artış söz konusu. Genelde Türkiye için yüksek olduğu algısı var, yüksek tabi ama son yıllarda hakikaten bir çok ülkede benzer bir trend var. Türkiye, AB içinde en düşük oranlardan birine sahip. Merak etmeyin artırmayı düşünmüyoruz ama Avrupa'da artış devam edecek." dedi.
"DIŞ BORÇ YOK ALACAKLIYIZ"
Son yıllarda kamu maliyesinde çok ciddi iyileşmeler sağlandığını, Türkiye son yıllarda hakikaten evini düzene soktu. Kamu maliyesinde çok ciddi iyileşmeler sağladığını anlatan Bakan Şimşek, "Kamu borçlarının mili gelire oranını da çok ciddi seviyede düşürdük. Bu da önemli. Böylesine dönemde Türkiye'nin kırılganlığını azaltan, ekonominin direncini artıran önemli faktörlerden birisi. Türkiye'nin kamu borç stoku iç ve dış dahil olmak üzere milli gelire oranı bu sene muhtemelen yüzde 35'e düştü, bunun neti yüzde 15. Hatta net dış borca baktığınız zaman devletin aslında borcu yok. Rezervleri düştüğünüz zaman devlet aslında dış dünyadan alacaklı. Milli gelirin 3-4 civarı bir rakamla biz dış dünyadan alacaklıyız." dedi. Yaklaşık 10-11 yıl önce Türkiye'nin net toplam kamu borcunun milli gelire oranı yüzde 60'ın üzerindeyken şimdi yüzde 15'e düşmesi muazzam bir iyileşme olduğunu da kaydeden Şimşek, "Devlet kendi evini düzene koymuş, artan borç özel sektörde artan borçtur. Ama bu genel ekonomik istikrarı etkileyebilir ama kamu maliyesi açısından, devletin bilançosu olarak baktığınızda Türkiye'nin durumu hakikaten iyi. Kriz öncesi seviyesi altına borcunu aşağıya en azından OECD ülkesi bilmiyorum."
Türkiye'nin yatırıma, sermayeye ihtiyacı olduğunu, bunları çekebilmek için de "öngörülebilirliğin" artırılması gerektiğini bunda da vergi politikaların büyük önem taşıdığını belirten Şimşek, dolaylı vergilerin yüksekliği konusunda eleştiriler olduğunu belirtti. Şimşek, "Türkiye'de gelir ve kurumlar üzerinde yeterince vergi toplanamıyor. Türkiye'nin yapması gereken yapısal reformlar var. Bunlar için paraya ihtiyaç var, reformlar öyle ucuz değil, maliyet gerektiriyor. Sadece yılda 9 milyar liralık parayı istihdamın teşviği olarak kullanıyoruz. Bizim daha çok, mali alan yaratmamız lazım. Neden? reformlar için." dedi.
Türkiye'nin en büyük probleminin cari açık olduğunu, açığı azaltmak için tasarrufların arttırılması gerektiğini de belirten Bakakn Şimşek, 2014 bütçesinden 2 milyarı vatandaşa tasarruf yapın diye ayırdıklarını, 100 lira tasarruf yapana 25 lira devlet desteği verdiklerini hatırlattı.
Büyük ilgi gören oturumda Kalkınma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Erhan Usta, Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurettin Bilici , Özyeğin Üniversitesi İktisadi ve idari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ümit Özlale, Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sakal, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Elemanı Doç. Dr. Nagihan Oktayer, Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Namık Kemal Uyanık konuşmacı olarak yer altı. Oturumda kamu ekonomisinde gelirler, harcama ve finansman boyutuyla küresel eğilimler, kayıt dışı ekonomi ile mücadelede alınması gereken temel politika tedbirleri konuşuldu.
"İÇMEYE YÖNELİK SINIRLAMA YOK"
Konuşmacılardan Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurettin Bilici , önceki gece kongre için gelen yabancı bir konuğun akşam yemeğinde bir kadeh şarap istediğini, garsonların önce getirdiğini sonraki istek için ise kendisinden yardım isteyerek, "Hocam, söyleyebilir misiniz, yasak" dediğini aktardı. Bu sırada söze giren Bakan Şimşek, "Hocam neden bahsediyorsunuz bilmiyorum ama içmeye yönelik bir sınırlama yok. Sadece parakende satışının belli saatler arasında sınırlama var. Birçok ülkede bu sınırlama daha çok katı. Satışına ilişkin sınırlama var, içilmesine ilişkin bir sınırlama yok." karşılığını verdi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara