Başbakan Erdoğan: Başörtüsünün dinimizin emri olduğunu bilmeyecek kadar cahil
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ana muhalefetin bir temsilcisinin başörtüsü ile ilgili 'bu siyasi simgedir' sözüne atıfta bunupu, "Başörtüsü nasıl siyasi simge olabilir. Başörtüsü şu anda bizim dinimizin gereklerinden birisidir. Fakat cehalet çok kötü
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-10-30 16:07:25
AK Parti İzmir İl Başkanlığınca Balçova Kaya Otel'de verilen öğle yemeğine katılan ve burada partililere hitaben konuşan Başbakan Erdoğan, muhalefet tarafından kendisine, partisine ve hatta ailesine yönelik ağır sözler sarfedildiğini söyledi. Başbakan Erdoğan, buna rağmen sessiz kalmayı tercih ettiğini belirterek kendilerinin kardeşliğin, diğerlerinin ise ayrıştırma ve bölmenin dilini kullandığını anlattı. Asrın projesi olarak nitelendirilen Marmaray'ın açılışının bile provake edilmek istendiğini aktaran Erdoğan, "Şimdi vatandaş Arılıkçeşme'den Kazlıçeşme'ye gidiyor geliyor. Birileri aynı şekilde ilk günden oradaki hassas, çekilmemesi gereken imdat yerini çekiyor. Orada ister istemez Marmaray'da sıkıntı meydana geliyor. Medya hemen hazırlıklı onlarda çekimi yapıyor bununla birlikte tweetler başlıyor. Böyle anlayış olur mu? Kimin neyi merak ettiğini anlamak bakımından bu çok önemli. İsteseler de istemeseler de millet istikametini bulmuş." ifadelerini kullandı.
'TWİTTER'DA DA GÜZEL ŞEYLER YAZILIYOR'
Marmaray projesini birilerinin çekememesine rağmen halk tarafından kabul gördüğünü aktaran Başbakan Erdoğan, kendisinin twitter'ı çok takip etmediğini belirterek, "Ben pek tweetleri takip etmem ama tweetlerde güzel şeyler de oluyor; 'Ecdadımız gemileri karadan yürüttü. AK Parti de Marmaray'ı denizin altından yürütüyor.' Tabi hamdolsun bunların hayallerin ulaşamadığı yere icraatlarımız ulaşıyor. Marmaray ilk söylediğimiz andan itibaren bizimle de dalga geçiyorlardı. Bu rüya gerçekleşti. Bununla da kalmayacağız. 2015 yılında iki katlı tüneli inşa ediyoruz. Boğaz'da üçüncü köprüyü de yapıyoruz. O da 2015 yılında bitecek bunları yaparken hepsinin ayrı işlevi olacak" şeklinde konuştu.
İzmir başta olmak üzere sürekli kutuplaştırma politikası uygulandığını ifade eden Başbakan Erdoğan, bu durumun perde arkasında da beceriksizlik, yolsuzluk ve ufuksuzluğun yattığını kaydetti. Bu üçlünün ortaya çıkmaması için sürekli aynı senaryonun devreye sokulduğunu söyleyen Erdoğan, "Metro olayı yarım kalmıştı. Yarım kaldığında biz bakanımıza bu işi ele alacaksınız dedik. Böylece tamamladık sonra da geldik muhalefetin genel başkanı ile açılış yaptık. İzmir şuanda çok ileri konumda değil. Buranın su konusunu belediye kendisi çözmesi gerekir. Ama bunu bile buraya biz getirdik. Ben de belediye başkanlığı yaptım. Bana dönemin hükümeti su konusunda destek vermedi. İzmir'de de inanıyorum ki bir zihinsel değişimin belediyecilikte gereği, bunun yapılması lazım" diye konuştu.
'GENÇ, DİNAMİK BİR MİLLET İSTİYORUM'
İzmir'in bayraklarla donatılmasından son derece memnun olduğunu belirten Erdoğan, ancak Cumhuriyetçi olmanın şehri geri kalmışlığa mahkum etmek olmadığına değinerek; "Ben İstanbul'da Başbakanlık Ofisine gelirken oradaki Beşiktaş İskelesi'nden, Kadıköy'den gelen vatandaşlarımız geçiyor, orada her türlü giyim içerisinde olanlar var. Tasvip ederim etmem o ayrı ama herkese saygı duyduğumu söylüyorum, çok enteresan, 'Oradan geçen bayanları dikizliyor' diyor. Böyle bir ahlak dışı yaklaşım olabilir mi, böyle bir ifade olabilir mi? Ben ne söylüyorum o ne söylüyor. Ahlakın izmihlali felaket bir şeydir. AK Parti'nin ahlak üzerinde biz bu ülkemizi yücelteceğiz demesinin altında bu yatıyor, muhafazakarlık anlayışımızın altında bu yatıyor. Bunun için bu işin üzerinde hassasiyetle durmamız gerekiyor. Attığımız adımlarda dikkat edin. Bu tehlikeli bir şey. Üç çocuk istiyor, kadın vücudu üzerinden siyaset yapıyor diyor. İfadene dikkat et. Ben temennimi söylüyorum. Yıllarca bu ülkede doğum kontrolü yapıldı, adeta kısırlaştırmaya sebep olacak haplarla evlere girildi. Nüfuzumuzun gençliği en büyük sermayedir ve bu genç nüfusu yaşlandırmak için ellerinden geleni yaptılar. Ben başbakan olarak arzum şu; 2040 yılında, o yıllarda yaşlanmış Türk milleti istemiyorum, genç, dinamik bir millet istiyorum. Ben temennimi söylüyorum, bu temennimi her yerde işliyorum, ömrüm el verdikçe de bunu işlerim. Türkiye'nin genç nüfusa ihtiyacı var. Bunlar Cumhuriyetçi olmak beceriksizliğe, kirli suya, kirli havaya mahkum etmek Cumhuriyetçilik mi? Beceriksizim ama Cumhuriyetçiyim kendi dünyalarında bunu söylüyorlar, mantık bu." ifadelerini kullandı.
'BAŞI AÇIK KARDEŞİM DE KAPALI KARDEŞİM DE HAKKINI KULLANABİLSİN'
Türbanlı vekillerin meclise gelmesiyle ilgili de konuşan Başbakan Erdoğan, "Biz ise şunu söylüyoruz; bu ülkede başörtülü olan da başı açık olan da hepsi bizim kardeşimiz, el ele bu insanlar birlikte yürüsünler. Kimsenin özgürlük alanına müdahale etmeyelim. Kendi inançlarına göre istediği gibi yaşasın. Kamunun kendisine verilen hakları başı açık kardeşim de kapalı kardeşim de kullanabilsin. Yeri geliyor çarşaf giymiş bir kardeşime rozet takıyorlar, ama bir grup da geliyor otobüsten atıyorlar, bunları yaşadık. İşte istismar budur; hem rozeti takarsın, hem otobüsten atarsın. Biz insanımızı olduğu gibi kabul ediyoruz. Biz bir şeye inanıyoruz; Parlamento'da, içtüzükte buna mani hiçbir şey yok. Bu kardeşlerimizin bu konudaki kararlarıyla ilgili olarak, buna herkesin saygı duyması gerekir. Bunlar 657'ya tabi memur da değil, bunlar millet tarafından seçilmiş, milletin Parlamento'daki temsilcisidir. Bunların tasarrufuna müdahale etmek Parlamentoya da inançlara da saygısızlıktır. Biz teşkilat olarak, Parlamento'daki grubumuz olarak bu kardeşlerimizin orada teline asla zarar asla getirmeyiz. Gereği neyse onu yaparız. Kaldı ki ben CHP grubunun da bu ifadelerle aynı şekilde davranmayacağına inanıyorum ve parlamentodaki bu arkadaşlarına da aldıkları karar sebebiyle saygı duyacaklarına inanıyorum." şeklinde konuştu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara