'Hükümet, Öcalan'ın dış dünya ile temasını kolaylaştırmalı'
BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, çözüm sürecinin 'yokuş tırmandığını', 'Öcalan'ın dış dünya ile temasını kolaylaştıracak müzakerelerin başlamasıyla sürecin yeniden hız kazanabileceğini' belirtti.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-10-29 07:58:55
Barış ve Demokrasi Partisi ( BDP ) Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, BDP'nin ABD Temsilciliği tarafından başkent Washington'da düzenlenen "Yeni Ortadoğu'da Kürtlerin Rolü" konferansında konuşma yaptı.
Yaklaşık bir yıl önce başlayan çözüm sürecinde yaşananları anlatan Demirtaş, çözümün birlik içerisinde olması, çokluğun herkesi kabul etmesi ve iktidarı paylaşmanın herkes tarafından kabul edilmesinin gerekliliğine vurgu yaptı.
" AK Parti hükümeti, Kürtlerle konuşuyor olmayı, siyaset yoluyla bu sorunu çözmeyi Kürtlere sunulmuş bir lütuf olarak görmektedir" diyen Demirtaş, Kürtlerin ortaya koyduğu çözüm önerilerinin Türkiye'yi zayıflatacak bir yaklaşım içermediğini kaydetti.
Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz aslında Ortadoğu'da mücadele eden bütün Kürt hareketleri olarak kimseye düşmanlık yapmadan, asla silahlı çözüm yöntemlerini istemeden, arzulamadan barış içerisinde çözüme ve özgürlüğe kavuşmak istiyoruz. Biz belirli olarak bu süreçte, Ortadoğu'nun çözüm sürecinde, kendi ülkemizde, bugün vatandaşı olduğumuz Türkiye Cumhuriyeti devleti dahil olmak üzere her yerde sınırların değiştirilmeden, ülkeleri bölüp parçalayıp yeni sınırlar çizmeden, kendi özgürlüğümüzü ama statümüzü de kazanacağımız bir çözüm sağlayabiliriz. Bunun siyasi mücadelesini sürdürüyoruz."
"SÜREÇ ŞİMDİ YOKUŞ TIRMANIYOR"
Çözüm süreçlerinin sabır istediği gibi savaşmaktan çok daha zor bir dönem olduğuna işaret eden Demirtaş, şöyle devam etti:
"Ne kadar süreceğini kestirmek zordur ama önemli olan tarafların masada kalma iradelerini sürekli canlı tutabilmektedir. Biz son bir yıldan beri devam eden müzakerelerin bir tepki ve müzakereye dönüşmesini istiyoruz. Şimdi artık tarafların masaya bir proje koyması, bu proje etrafında konuşması gerek ve tabi ki üçünü bir izleme ve gözlemci kesimin de masada olması lazım. Türkiye'de hükümetin bunu kolay kolay kabul etmediğini görüyoruz çünkü nitelikli bir müzakereden kaçmak için bahane üretiyor."
Demirtaş, ülke içinden ve dışından sürece dahil olmak isteyen birçok kesime hükümetin kapılarını açması gerektiğine vurgulayarak, yaklaşık bir yıl önce başlayan barış sürecinin hızında yavaşlama olduğunu ifade etti. AK Parti hükümetinin son dönemlerdeki yaklaşımını eleştiren Demirtaş, şunları kaydetti:
"Süreç başladığında yokuş aşağı çok hızlı gidiyordu, yaz aylarında düze indi, şimdi ise yokuş tırmanıyor. O yüzden daha yavaş, zorlu gelişiyor. Şimdi hükümet birkaç adam atarsa örneğin Sayın Öcalan'ın dış dünya ile temasını kolaylaştıracak müzakerelere başlarsa, süreç bir kez daha yokuş aşağı inip hızlanabilir. Sonrasında da barış süreci hep böyle gidecek zaten."
"REJOVA KÜRDİSTANI'NA AMBARGO UYGULANIYOR"
Selahattin Demirtaş, Suriye'nin kuzeyinde yaşanan gelişmelere de değinerek, burada radikal grupların halka yönelik uyguladığını ileri sürdüğü şiddetin kabul edilemez olduğunu dile getirdi.
"Cihadist grupların bugün Suriye'de Rejova bölgesinde halka yönelik yaptığı katliamların, terörist saldırıların hiçbir gerekçesi olamaz" ifadesini kullanan Demirtaş, konuyla ilgili şöyle devam etti:
"Elbette Suriye'de Esed rejimine karşı direnen muhalefetin mücadelesinin anlamlı olduğunu kabul ederiz. Ama radikal grupların yaptıklarını bunlardan ayırmak gerekiyor. Belki konjonktürel olarak bir bölgede istikrarsızlık yaratma adına, bu grupları destekleyen ülkeler kısa vadede fayda sağladıklarını düşünüyor olabilirler ama uzun vadede herkesin başına bela açan bir anlayışa sahip olduğunu biliyoruz. Rejova Kürdistanı'na insani yardımlar açısından, sınır kapılarının ticarete kapılı olması açısından bir ambargo uygulanıyor. Abluka uygulanıyor. Özellikle Türkiye'ye açılan birkaç sınır kapısının koşulsuz bir insani yardıma ve günlük ticareti açılması, orada yaşayan milyonlarca insanın geleceği açısından, kadınların ve çocukların yaşamlarını sürdürmesi açısından çok önemlidir. Uluslararası toplumun yaptığı birçok insani yardım Türkiye tarafından Suriye muhalefetine gönderiliyor ve maalesef bunların bir kısmı cihadist gruplara gidiyor. Ama Rejova'daki Kürtlere insani yardım ulaştırmamız engelleniyor."
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun politikalarını gözden geçirmesi gerektiğini ileri süren Demirtaş, iddialarını şöyle sürdürdü:
"Sayın Davutoğlu, sınır kapılarının ticarete açılmasını veya insani yardım götürülmesini şu koşula bağlıyor: PYD, açıkça Esed'e karşı tavır almazsa ve Suriye muhalefetinin içinde açıkça yer almazsa, biz bunları yapmayız diyor. Rejova'daki çocuklara tıbbi yardım gönderebilmek, orada morfinsiz ameliyat yapan doktorlara ilaç gönderebilmek için Sayın Davutoğlu'nun bu koşullarının yerine gelmesi mi gerekiyor? Şu anda Rejova bölgesine sınırlı gıda yardımı gönderebiliyoruz. Onun dışında hiçbir yardım geçişine izin verilmiyor, özellikle tıbbı malzeme geçişine Türkiye tarafından izin verilmiyor."
Konferansın başka bir oturumunda söz alan BDP Dış İlişkilerden Sorumlu Eş Başkan Yardımcısı Nazmi Gür de AK Parti hükümetinin çözüm sürecinde son dönemlerdeki tutumunu eleştirdi.
"Geride kalan bir yıllık sürede PKK üzerine düşeni yaptı" diyen Gür, demokratikleşme paketinin kendileri için hayal kırıklığı oluşturduğunu söyledi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara