Çocukluğunda buğday öğüttüğü 150 yıllık değirmeni turizme kazandırdı

Karabük'ün Safranbolu ilçesinde yaşayan iş adamı Şefik Dizdar, çocukluğunda buğday öğüttüğü 150 yıllık Dereköy Değirmeni'ni restore ettirerek turizme kazandırdı. Dizdar'ın satın aldıktan sonra çevresini yeniden düzenlediği değirmende öğütülen undan yapılan yöresel cevizli börek, gelen yerli ve yabancı turistlere ikram ediliyor. Dizdar, bir çuval unun yapılması için nasıl bir zahmet çekildiğini gençlere göstererek anlattıklarını belirtiyor.

Safranbolu, sadece evleri ile değil bünyesinde bulundurduğu diğer tarihi eserlerle de dikkat çekiyor. Bu eserlerin arasında su ile çalışan un değirmenleri başta geliyor. Geçmişi 2 bin yıl öncesine dayanan Dereköy bölgesinde bulunun çok sayıda değirmen artık toprak altında kalmış durumda. Bölgede yapılan kazılarda çok sayıda tarihi değirmen kalıntılarına rastlanıyor. Bugün ayakta kalabilen tek değirmen olan Dereköy Değirmeni de 32 yıllık suskunluğunu bozdu.

150 yıllık tarihi değirmeni restore ettirerek turizme kazandıran işadamı Şefik Dizdar, çocukluk dönemi olan 1940'lı yıllarda değirmene un öğütmeye geldiğini söyledi. Değirmende çocukluğuna dair bir çok anısı olduğunu belirten Dizdar, "Ailem tarımla uğraştığı için 1945 –46'larda buraya at üstünde çuvallarla un öğütmeye gelirdik. Un öğütmek için 7-8 saatim buralarda geçerdi. Bir kaç çuval un için saatlerce at üzerinde değirmene gelinir, bir de sıra olduğu için saatlerce burada beklenirdi. Onun için bu değirmenin bende çok anısı var. O zamanlar bu değirmeni Ezmeci Ali Dayı diye birisi işletiyordu. Geçtiğimiz yıl satılacağını duyunca hem çocukluk anılarının hatırına hem de bir tarihin yok olmasını önleyip gelecek nesillere aktarmak için değirmeni satın alıp restore ederek turizmin hizmetine sundum." dedi.

"GENÇLERE EKMEĞİN DEĞERİNİ GÖSTERECEĞİM"

Bir çok kimsenin unun nasıl yapıldığını bilmediğini belirten Dizdar, "Gençlerimiz bu değirmenleri bilmez. Bir kilo un için çekilen eziyetleri hatırlamazlar. Geçmişte su gücü ile nasıl buğdayın una dönüştüğünü burada görecekler. Bir lokma ekmek için çekilen eziyeti görmüş olacaklar. Belki böylece ekmek israfını bir derece önlemiş oluruz. Hem turistlik tesis olacak hem de buğdayı öğütüp un yapacağız. Un ile de yöremize gelen yerli ve yabancı konuklarımıza yöreye ait cevizli çörek yapıp ikram edeceğiz." diye konuştu.

"GİZEMLİ BİR YERDE TARİH YENİDEN CANLANACAK"

Tabakhane bölgesinin alt tarafında kanyon içinde bulunan değirmenin eşsiz bir tesis olacağını belirten Dizdar, "Burası kanyon içinde Safranbolumuzun hem doğal hem de tarihi güzelliklerini gösterecek bir tesis. Yaptığımız araştırmalara göre geçmişi 1900'lü yıllara kadar uzanıyor. Ben 1870'lere kadar olan kayıtlarını buldum ama o kayıtlarda ise Safranbolu bölgesinin geçmişten gelen bir değirmen olduğu yazıyor. Bu bölgede tarımla uğraşan eski uygarlıklar bulunduğu biliniyor. Çatısı hariç her şeyini orijinaline uygun yaptık. Aldığımızda çatı göçmüş ve yok olmuştu. Bu ata yadigarını kültür turizmine kazandırmak da beni ayrıca mutlu ediyor. Geçmişine sahip çıkmayanın geleceği olmaz. En son 31 yıl önce çalışmış ondan sonra teknolojiye yenik düştüğü için değirmen taşları susmuş. Şimdi ben değirmen taşlarını tekrar çalıştırıyorum. Herkes böyle yok olmak üzere olan tarihi eserlerimize sahip çıkmalı. Çünkü geçmişine sahip çıkmayanın geleceği olmaz. Bir tarihi kurtarmanın yanı sıra 6 dönümlük bir araziyi de Türk turizmine kazandırdık. Aynı zamanda burada yerli buğdayı öğütüp, yöremizde yapılan bazı hamur işlerini, özellikle meşhur Safranbolu cevizli çöreğini gelen yerli ve yabancı turistlere sunup yöremizin yemek kültürünü tanıtıyoruz. Yabancı turistlerin çok ilgisini çekiyor." açıklamasını yaptı.