Bölgede tehlikeli bir gerginlik tırmandırılıyor
Yusufi-Der ile İlim-Der`e düzenlenen bombalı saldırılar, Diyarbakır`da yapılan kitlesel basın açıklamasıyla lanetlendi. Saldırıların alçaklık ve eşkıyalık olduğuna dikkat çekildi
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-10-18 15:46:38
Geçtiğimiz günlerde Diyarbakır`da İslami faaliyetlerde bulunan İlim-Der binasına ve dün öğle saatlerinde ise Yusufi-Der binasına PKK`lı olduğu iddia edilen kişiler tarafından yapılan bombalı saldırılar kitlesel basın açıklamasıyla lanetlendi.
Mustazaflar Cemiyeti, Özgür-Der ve Memur-Sen`in de destek verdiği basın açıklamasına Diyarbakır halkı da yoğun ilgi gösterdiler.
İlim-Der binası önünde yapılan açıklama sonrasında ise saldırıya uğrayan Yusufi-Der önüne geçilerek çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcileri tarafından saldırılar kınandı.
Saldırıların alçaklık olduğuna dikkat çekilen açıklamalarda saldırgan zihniyete sert mesajlar verildi.
"Bu zihniyeti lanetliyoruz"
"İslami hareket engellenemez", "kahrolsun işbirlikçi hainler", "zalimler için yaşasın cehennem" sloganlarının atıldığı İlim-Der binası önündeki basın açıklamasını İlim-Der Başkanı Fırat Taşçıgil okudu.
Zalim despotların halka karşı yaptıkları sindirme faaliyetlerini lanetlediklerini söyleyen Taşçıgil, "Yüzyıla yakın bir süredir rejimin açık ve gizli her türlü zulmüne uğramış Türkiye Kürdistan`ı halkı, yıllardır rejimden çektiği zulümler yetmezmiş gibi on yıllardır örgütçüklerin baskı ve sindirmeleriyle adeta kan ağlamaktadır. Daha güç ellerine geçmediği halde, zalim despotların halka reva gördüğü baskı, şiddet, şantaj, adam kaçırma, öldürme vs. her türlü yol ile halkı sindirmeye ve kendilerine boyun eğdirmeye çalışan bu zihniyeti bir kez daha burada lanetliyoruz." dedi.
"Saldırılar eşkıyalıktır, teröristliktir"
Herhangi bir yapının bir diğerini terör faaliyetleriyle sindirmeye çalışmasının asla kabul edilemeyeceğini belirten Taşçıgil, "Kürdistan`da özelde Kürt halkının, genelde ise tüm halkların muhtaç olduğu, yıllardır susamış olduğu bir yudum özgürlük ve güven içinde yaşama isteğidir. Yaşadığımız coğrafyayı bir gemiye benzetirsek bu gemide hepimizin beraberce yaşadığını asla ve asla unutmamamız lazımdır. Bu gemideki herhangi bir delik gemideki herkesi etkileyecek sonuçlara yol açacaktır. Dolayısıyla herhangi bir düşünce ve yapının bir diğerini terör ve tedhiş faaliyetleriyle sindirmeye çalışması asla kabul edilemez. Askeri ve silahlı hiçbir faaliyeti olmayan STK`ları sırf kendilerinden olmadıkları, kendileri gibi düşünmedikleri için birkaç zavallı ve kandırılmış özürlü çocuğun eline Molotof ve ses bombaları vererek bu tür kurumlara saldırtmak alçaklıktır, namussuzluktur, korkaklıktır, şerefsizliktir, eşkıyalıktır, teröristliktir" ifadelerini kullandı.
"Bayram gününde saldırmak kadar adice bir şey olamaz"
"Bu saldırıları tüm dünya Müslümanlarının olduğu gibi Müslüman Kürt halkının da büyük bir önem vererek coşku ve heyecanla idrak ettiği bayram gününde yapmak kadar adice bir şey olamaz" diyen Taşçıgil, bayramların sevinç ve mutluluk günleri olduğuna dikkat çekerek, "Sizler ey alçak korkaklar, o kadarki bu halkın değerlerinden uzaksınız, böyle kutsal bir günde bile saldırı yapabiliyorsunuz." dedi.
"Halkı köleleri olarak görüyorlar"
Saldırıyı gerçekleştiren zihniyetin kendisiyle çeliştiğine dikkat çeken Taşçıgil, "Devleti, düşünce ve kendini ifade etme, inancını özgürce yaşama ve örgütlenme hakkına müdahale etmekle suçlayan bu güruh, devletle aynı zihniyete sahip olarak Kürdistan halkını adeta köleleri ve müritleri görmekteler. Daha güç ellerine geçmeden halka nasıl bir gelecek yaşatacaklarının işaretlerini vermektedirler. Düşünce özgürlüğü olmayan, kendini ifade etme, örgütlenme hakkı olmayan, inancını yaşama hakkı olmayan kapkaranlık bir Kürdistan…" ifadelerine yer verdi.
"İslami STK`lara yapılan saldırıların failleri hiç yakalanmıyor"
Saldırıları durdurma çağrılarının karşılık bulmadığını belirten Taşçıgil, bugüne kadar yapılan saldırıların faillerinin bulunmadığına dikkat çekti.
Devletin tutumunu da eleştiren Taşçıgil, "Devletin çözüm süreciyle birlikte sözüm ona ilişkileri bozmama politikası ve kolluk kuvvetlerinin de saldırılar bize yönelmesin de ne olursa olsun çabası, kendilerine yönelmediği sürece STK`lara yapılan saldırıların faillerini yakalamak istemeyişleri veya gönülsüz davranmaları, çeteci yapılanmaları adeta teşvik etmekte ve azdırmaktadır. Güvenlik güçlerinin görevi, halkın huzur ve güven içinde faaliyet göstermesini sağlamak, bir suç işlenmişse kim tarafından yapılmışsa ve kime karşı yapılmışsa faillerini bulmaktır. Ancak özellikle İslami STK`lara yapılan onlarca saldırıdan birinin bile faili bulunmamıştır. Bu ise zihinlerde birçok soru işaretinin oluşmasına yol açmaktadır." dedi.
"Savaş kışkırtıcılığı yapıyorlar"
"Geçmişte olduğu gibi olası sonuçlarından en fazla zarar görecek kesimin Kürdistan halkının olacağı kirli bir savaşın isteyeni, kışkırtanı değiliz" diyen Taşçıgil, "Fitne çıkaran, savaş kışkırtıcılığı yapan, provokasyonlarla, eşkıyalıkla saldıran bu çeteci güruh ve taraftarlarıdır. Tüm duyarlı kesimleri bu mel`un zihniyetin Kürdistan`ı geçmişte olduğu gibi bir iç savaşla kan gölüne sürüklemesine karşı durmaya, her platformda seslerini yükselterek saldırılara karşı yekvücut olmaya davet ediyoruz." şeklinde konuştu.
Yapılan basın açıklamasının ardından dün öğle saatlerinde saldırıya uğrayan Yusufi-Der binası önüne geçildi. Çeşitli sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin burada yaptığı açıklamalarda ise saldırılar lanetlenerek bu tür saldırılara son verilmesi çağrısında bulunuldu.
Hür-Der: Sabırla direnip kazanacağız
Saldırıya uğrayan Yusufi-Der binasının önünde bir açıklama yapan Hür-Der Başkanı Avukat Mirhan Özbekli, yapılan saldırılarda bugüne kadar hiçbir failin yakalanmadığına dikkat çekerek, "Acaba bu Kürdistan`ın karanlık güçleriyle Ankara`nın karanlık güçleri halen işbirliği içerisindeler mi?" diye sordu.
Saldırıyı yapan karanlık güçlere seslenen Özbekli, "Bu saldırıların arkasında hiçbir iyi niyet yoktur. Hiçbir hak mücadelesi yoktur. Hiçbir toplumun, milletin, ırkın örf ve âdetinde onun en kutsal gününde bir kesimin ya da bütün Kürt halkının bir değerine saldırı olamaz. Bunu hiçbir hukuk hiçbir din tasvip etmez." şeklinde konuştu.
"Tevhid bayrağı Kürdistan`da dalgalanacaktır"
Mustazaflar Cemiyeti Diyarbakır Şubesi Başkanı Nuri Güler ise, yapılan saldırıların sebebinin bölgede yaşanan İslami uyanış olduğuna dikkat çekerek, "Malumunuzdur son birkaç yıldır dini bayramlarımızı kara bayram adı altında boykot etmek istiyorlar. Her türlü melaneti yapıyorlar ama sıra İslami şiarlara gelince hemen düşmanlıklarını ve gerçek yüzlerini ortaya koyduklarını görüyoruz. Biz bunlara diyoruz ki, siz Kürdistan`ı İslam`dan koparamazsınız. Çünkü İslam Kürdistan`ın ruhunda yoğrulmuş ve biz Kürtlerin kanına girmiştir. Biz şeyh Saidlerin torunuyuz. Şeyh Said burada İslam için, Kur`an için kendini feda etti. Dün Kemalizm bu şiarları aramızdan kaldırmak istiyordu bugün başka bir zihniyet çıkardılar. Ama biz kesinlikle eminiz ki, bunların hepsi dünyayı kendilerine pay eden emperyalistlerin satılmışlarıdır." dedi.
Saldırgan çetelere seslenen Güler, "Artık bu gaflet uykusundan uyanın. Siz kime düşmanlık ediyorsunuz. Siz peygambere ve peygamber varislerine mi düşmanlık ediyorsunuz. Siz Şeyh Sait ve torunlarına mı düşmanlık ediyorsunuz. Şunu bilin Şeyh Said Kürdistan`ı terk etmedi. Bu Kürdistan kesinlikle Kâfirlere kalmayacaktır…
Biz İslami Kürdistan`ın hayat bulmasını istiyoruz, tevhid bayrağı altındaki bir Kürdistan istiyoruz. Şeytan ve şeytanın dostlarının bayrağı altındaki bir Kürdistan`ı istemiyoruz. Bunu iyi bilsinler tevhid bayrağı Kürdistan`da dalgalanacaktır. Kâfirler isteseler de istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır." şeklinde konuştu.
Özgür-Der: "İslami uyanışa engel olmak istiyorlar"
Daha sonra söz alan Özgür-Der Diyarbakır Şubesi Başkanı Murat Koç ise Yusufi-Der ve İlim-Der`e yapılan saldırıları lanetlediklerini söyledi.
İslami faaliyetleri olan kurumlara yönelik bu tür saldırıların yıllarca yapıldığını ifade eden Koç, "Bizler biliyoruz ki, bu saldırılar yeni değildir. Kürdistan`da İslami faaliyetlere, dini duyarlılığı olan kurumlara yönelik saldırılar yıllardır sürüyor. Kürt halkının dini değerlerini İslami taleplerini önemsemeyen kesimler, Kürt halkının İslami uyanışına engel koymak için yıllardır İslami kuruluşlara, vakıflara, derneklere, yurtlara ve şahıslara saldırı düzenliyorlar." dedi.
"Ergenekon ile BDP`li karanlık güçler birlikte hareket ediyor"
Son olarak konuşan Memur-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Yunus Memiş de, dindar Kürt halkına karşı bu tür saldırıların sürekli yapıldığını belirterek, "BDP içindeki karanlık güçler acaba sonu Ergenekon`a varan güçlerle beraberler mi? Bunu özellikle Kürdistan`daki dindar kardeşlerimizin çok iyi bilmesi gerekiyor ki, Ergenekonvari yapılarla BDP`nin içindeki karanlık güçler birlikte hareket ediyor. Bugün BDP`nin içinde ciddi anlamda birbirleriyle uğraşıyor durumdalar." şeklinde konuştu.
Emrullah Araz / Yakup Moğulgani - İLKHA
SON VİDEO HABER
Haber Ara