Dolar

34,8833

Euro

36,7348

Altın

3.040,73

Bist

10.136,69

Osmanlı'yı savunan profesöre Bulgaristan'a giriş yasağı

İspanya'da Osmanlı tarihi üzerine çalışan sayılı akademisyenlerden Prof. Dr. Miguel Angel de Bunes Ibarra, Osmanlı'yı savunduğu gerekçesiyle Bulgar hükümetinin kendisine ülkeye giriş yasağı koyduğunu açıkladı.

"Bulgar kültürü, dili ve Bulga

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-10-08 08:02:16

Osmanlı'yı savunan profesöre Bulgaristan'a giriş yasağı
İspanya'da Osmanlı tarihi üzerine çalışan sayılı akademisyenlerden Prof. Dr. Miguel Angel de Bunes Ibarra, Osmanlı'yı savunduğu gerekçesiyle Bulgar hükümetinin kendisine ülkeye giriş yasağı koyduğunu açıkladı.

"Bulgar kültürü, dili ve Bulgaristan'ın bir ülke olarak karakterleri Osmanlı idaresi süresince mükemmel olarak korundu." diyen İspanyol Profesöre, yaklaşık 4 yıl önce Avrupa Birliği üyesi Bulgaristan'a giriş yasağı konulduğu ortaya çıktı.

Osmanlı Devleti'nin klasik dönemi üzerinde çalışmalar yürüten Miguel Angel de Bunes Ibarra, Cihan Haber Ajansı'nın (Cihan) sorularını cevapladı.

Balkanlar'da Osmanlı'nın son dönemlerinde ortaya çıkan romantik milliyetçi nefretin halen devam ettiğini aktaran Ibarra, Bulgar hükümetine aleyhinde iki kere diplomatik yollardan şikayette bulunulduğunu bu yüzden de bu ülkeye giriş yasağı konulduğunu aktardı.

Profesör Ibarra, "Balkan milliyetçiliğinin ortaya çıkmasından sonra Osmanlı kültürü yok edildi. Balkan milliyetçileri Osmanlı ve Türk varlığından rahatsız oluyorlar. Onların düşüncesine göre, kendi kültürlerini yok eden bir imparatorluğa ait olduklarını hatırlattığı için mescitler, köprüler gibi eserlerin yanısıra arşivleri de yok etmeye çalıştılar. Türkiye'nin de azınlıklara karşı iyi davrandığı söylenemez, mesela Rumların mal varlığına el konulması ve geri verilmemesi gibi. Yunanlar da aynı şekilde davrandı." ifadelerini kullandı.

"Buna milliyetçilik deniliyor ve bu yanlış." diyen İspanyol akademisyen, "Dört-beş sene önce Bulgarlar benim için Bulgar hükümetine iki kere diplomatik yollardan şikayette bulundular. Osmanlı Devleti'ni savunmaktan dolayı Bulgaristan'a girişim yasak. Avrupa'dalar ama nefretleri devam ediyor. Osmanlı yönetiminin oralarda romantik milliyetçi nefret doğurduğu bir gerçek. Ancak bu; Bulgar kültürünün, dilinin ve Bulgaristan'ın bir ülke olarak karakterlerinin Osmanlı idaresi süresince mükemmel olarak korunduğu gerçeğini engellemiyor. Bu cümle bana karşı bir diplomatik şikayete sebep oldu." şeklinde konuştu.

OSMANLI DEVLETİ, HERKESİN AYNI TİP OLMASI İÇİN DAYATMADI

Osmanlı Devleti'nin klasik döneme göre çok modern bir siyasi yapıya sahip olmasının ilgisini çektiğini kaydeden Prof. Miguel Angel de Bunes Ibarra, "Kanuni Süleyman, Selim, II. Selim, III. Murad'ın zamanındaki politik yapı çok moderndi. Bu aynı zamanda Avrupa'daki mevcut siyasi yapıyı da kırıyordu. Gerçekte Roma dünyasının organizasyon şemalarına geri dönüyordu. Topraklar direkt sultanın olmayıp sultanın emri altındaki farklı yapılardaki kuruluşlara aitti. Ve bu çok esnek bir yapı." yorumunu yaptı.

İspanyol Profesör, sözlerine şu şekilde devam etti: "Ayrıca Avrupa dünyasında o zamanlar ülke baştan sona aynı olacak şekilde devletler oluşturuluyordu. Yani tüm vatandaşların, kendisini yöneten kral gibi olması gerekiyordu. Mesela bu Almanya'daki dinler savaşını açıklıyor. Bir bölgedeki prensin nasıl olması gerektiğini belirliyor; Protestan veya Katolik. Osmanlı İmparatorluğu bunu mesele etmiyor ve tebanın kim olduğuna önem vermeyip imparatorluğun idaresi için yararlı olana önem veriyor ve siyasi birlik oluşturuyor. Bu açıdan bu yapı çok akıllıca ve modern."

Osmanlı'nın ekonomik temellerinin o kadar sağlam olmadığını ve en büyük hatasının da bu olduğunu savunan Ibarra, "Daha sonra sistemin yozlaşması ve her şeyden öte imparatorluğun Cezayir, Bulgaristan, Bosna gibi farklı birçok bölgesindeki bağımsızlık süreçleri Türkler hakkında kara efsane doğuruyor ve bu halen devam ediyor. Osmanlı devleti hakkında hakim olan görüşler genelde negatif ama bu gerçek değil ve hele hele 16. ve 17. yüzyıllarına bakacak olursak Osmanlı çok ciddi ve çok ilgi çekici bir konu. Belki 18. yüzyıldan sonrasını tartışabiliriz." diye konuştu.

İSPANYOLLAR TÜRKLERLE ARAPLARI AYIRT EDEMİYOR

İspanya'daki Osmanlı çalışmalarına dair bilgi veren Profesör Miguel Angel de Bunes Ibarra, "İspanya'da Osmanlı çalışmaları neredeyse yok. Osmanlı tarihi üzerine uzman yok ve Türkçe bilen insan da yok. Yavaş yavaş ilgi artıyor ama ne yazık ki hiçbir İspanyol üniversitesinde Osmanlı tarihi üzerine ders yok. Çünkü burada 10 sene öncesine kadar Osmanlı ve Türk tarihi sadece hikayelerden oluşuyordu. İspanyolların ilgisi daha çok İspanya ve yakın Avrupa'ya yönelik. Türkiye, doğu olmasa da, bize göre doğuda olduğu için orası fanteziler dünyası vs. miti devam ediyor." dedi.

İspanyolların son dönemlerde döner kebap ve spor sayesinde Türkiye'yi tanımaya başladığını aktaran Ibarra şunları söyledi: "İspanya'daki ders kitaplarında Osmanlılar kötü adamlar olarak öğretiliyor. Osmanlı doğu olarak kabul edildiği için ders kitaplarında çok geçmiyor ve bilenler de İnebahtı Savaşı'ndan dolayı biliyor. Ve o savaşta iyiler biziz ve Türkler kötü. İspanyollar bir Arap Müslüman ile Türkü ayırt edemiyor. İspanyol kültüründe, dini ile ulusal kimliği özdeşleştirme eğilimi var. Son zamanlarda döner kebap sayesinde biraz fark etmeye başladılar. Turizm, futbol ve basketbol da İspanyolların Türkleri Araplardan ayırt etmesine büyük katkısı oldu."

BEYAZ KABLO ÜRETEN FABRİKA KAPANDI

Profesör Ibarra, İslam tarihi üzerinde çalışırken birçok arşivin Osmanlıca olduğunu görmüş ve daha sonra Osmanlıca ve Türkçe öğrenmeye karar vermiş. Dil öğrenmek için Türkiye'de yaklaşık 4 sene kalan Miguel Angel Ibarra, "Oraya giden İspanyollar Türk dostu oluyor ve buraya gelen Türkler de aynı şekilde İspanya dostu oluyor." değerlendirmesinde bulundu.

"Türklere rağmen Türkiye'yi çok seviyorum." diyen Profesör İbarra gülerek başından geçen bir hadiseyi şöyle anlattı: "Bir keresinde elektrik kablolarında arıza çıkmıştı ve bir elektrik tamircisi geldi. Elinde sarı kablo vardı ve ben "beyaz var mı?" diye sordum. O da, "Hayır, beyaz kablo üreten fabrika kapandı." cevabını verdi. Nasıl böyle bir bir şeye inanmamı beklersin? Bu tipik Türk hareketi."

Galatasaray taraftarı olan İspanyol akademisyen, Türkiye ile İspanya arasındaki benzerliklere dikkati çekerek, "Her iki ülkede de güneş var ve neredeyse tüm Avrupa'nın yaşlılarını barındırıyoruz. İki ülkeye gelen Avrupalılar gibi, bu ülkelerin insanları da ırkçılıktan uzak, yemekleri güzel, futbolda ve teniste yendiğimizde gururlanıyoruz. Sonra da tüm gün kendimizi eleştirmekle geçiriyoruz." değerlendirmesini yaptı.

İspanya'nın prestijli CSIC (Consejo Superior de Investigaciones Cientificas) araştırma kurumunda görevli Profesör Miguel Angel de Bunes Ibarra'nın, 16. yüzyıl yazarlarının Osmanlı hakkındaki düşünceleri üzerine yazdığı en son kitabı yakında Oxford yayınlarından çıkacak.

Haber Ara