Eyvah kalbim atıyor!

Antalya'da düzenlenen 15.Ulusal İç Hastalıkları Kongresi'nde konuşan Ankara Üniversitesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sadi Güleç uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Güleç, 'Kalp damarı içerisinde önce endotel damarın iç yapısı bozulur. Endotel bozulunca orada yavaş yavaş damarlarda tıkanma başlar, önce yüzde 10 sonra yüzde 20'den yüzde 40 olur. Böyle giderek damar yüzde 80 tıkanabilir. Damarın içindeki yüzde 70 üzerinde darlık olmasından itibaren, insanlar bunu hissetmeye başlıyor. Yürürken göğüslerinde ağrı hissederler, buna bağlı olarak doktora giderler. Ama öğrendik ki böyle olmuyor. Yüzde 10 darlık, yüzde 20 darlık, yüzde 30 darlık şikâyet oluşturmaz. Ama bu ateron plağı yırtılıyor ve üzerine beş on dakika içerisinde yerleşen pıhtı nedeniyle kalp krizi geçiriyor kişiler' dedi.

ŞİKAYETSİZ GELİR

Kalp krizinin hiçbir şikayeti olmayan kişilerde gerçekleşebileceğine değinen Prof. Dr. Güleç, 'Kalp krizi geçirenlerin yarısının daha önce hiçbir şikayeti yoktur. Ateron plağnın yırtılması pıhtuya neden oluyor. Bunun sebebi sigara içimi, diyabet, kolesterol, tansiyon. Bugün sağlıklı olmanız hatta koşuyor olmanız, çok iyi futbol oynuyor olmanız ertesi gün kalp krizi geçirmeyeceğiniz anlamına gelmez' şeklinde konuştu.

ATIŞLAR FARK EDİLMEZ

15. İç Hastalıkları Kongresi'nde ritm bozuklukları üzerinde durulduğunu belirten Prof. Dr. Güleç, 'Bir kalp bir ömürde kaç kez atar fikri olan var mı? 70 yıl yaşayan bir insanın kalbi kaç kez atar? 2 - 3 milyar kez atar. Çok enteresan bir şey var, bir insanın 2 - 3 milyar kez atar ama fark etmeyiz ve fark etmememiz de gerekir. Kalbimizin attığını fark edersek sorun var demektir ve bunun için doktora gitmemiz gerekir' diye uyardı.

ÇOK TEHLİKELİ

Prof. Dr. Güleç, şöyle devam etti: Bir insan normal koşullarda istirahatteyken normal bir durumda kalbinin attığını hissediyorsa - yürürken gibi - buna çarpıntı diyoruz. Bunun altında bir neden olabilir ve bir araştırma yapılması gerektiğine inanıyoruz. Tansiyon, şeker hastalığı olan insanlar kalbinin attığını hissettiği anda doktora gitmeliler, çünkü altında bu artrial fibrilasyonun kalpte pıhtı oluşturarak beyne sıçrama ihtimali olabilir.

BİLİNÇ OLUŞMALI

İnsanların bir elektro-kardiyo çektirmeleri gerek. Böylece ritim bozukluğunun teşhisi konur ve felç için önlem alınır. 'Eyvah kalbim atıyor' diyerek insanları kalbinin attığını hissetmemeleri gerektiğini anlatmış olalım. Böylelikle kalp ritmini hissetmenin tehlikeli olduğu bilinci insanlarda uyanmış olur.

Felç riski artıyor

Ne olacak elektro çektirerek. Bu ritm bozukluğu felç riskini 5 kat artırıyor. Kalbin içinde ritm bozulunca pıhtı oluşuyor ve bu pıhtı beyne atıyor. Elektro çekilip bu tespit edilirse, kullanılacak kan sulandırıcılarla normale dönülebilir. Bu ritme müdahale ediliyor. Biri gelir ve 'Kalbim atıyor' der. Ne dersiniz?

'Atacak tabii' dememizi beklersiniz. Biz bunu ciddiye alıyoruz. Siz kalbinizin attığını hissediyor musunuz? Hissetmiyorsunuz. Hissediyorsak bir bozukluk olabilir.

En önemli organ

İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Prof. Dr. Kerim Güler de vücudun en önemli organının damar olduğunu söyleyerek, devam etti: Vücudun her organı damardan etkilenir. Kalp, beyin, böbrek gibi dinamik organlar, bu etkiyi çok daha çabuk gösterir. Endotelin gibi, vücuda zarar veren en önemli maddeler, hasar görmüş damarlardan salgılanmakta, aterosklerozu hızlandırır ve ölüme neden olur. Damara zarar veren faktörler hipertansiyon, hiperlipidemi, diyabet, sigara, obezite, sedanter yaşam ve enflamasyondur. Maalesef Türkiye'deki hasta grubu kardiyovasküler risk faktörleri açısından oldukça zengin

BEGÜM ÇELİKKOL / Yeni Şafak

Eyvah kalbim atıyor!

Heyecanlandığınızda, sinirlendiğinizde, sevindiğinizde kalbinizin atışını hissediyorsunuz elbette. Ancak sürekli olarak kalp atışlarınızı hissediyorsanız büyük bir problem olabilir. Uzmanlar böyle bir durumda vakit kaybetmeden doktora gitmenizi öneriyor.