Duaların kabul olduğu mekan hacca hazırlanıyor

Dünyanın dört bir yanından yaklaşık 2,5 milyon Müslümanın hacı olmak için arife günü ve Kurban Bayramı'nda bulunacakları Arafat, Müzdelife ve Mina'da hazırlıklar devam ediyor.

Mekke'den Arafat bölgesine giden yollarda bakım çalışmaları hızlandırılırken, Arafat'ta da çadırların kurulması ve mekanın vakfe için hazır hale getirilmesi çalışmaları tüm hızıyla sürüyor.

Hac farizasını yerine getirmek için Mekke'ye gelen hacı adayları da Arafat bölgesi, Müzdelife ve Mina'daki kutsal mekanları ve Cebel-i Rahme Tepesi'ni ziyaret ederek kendilerini hacca hazırlıyor.

Türk hacı adaylarının da aralarında bulunduğu farklı ülkelerden gelenlerin hac günleri öncesinde bu mekanlara ilgisi dikkati çekerken, özellikle Hz. Adem ve Hz. Havva'nın yeryüzüne indirildikten sonra buluştukları yer olan Cebel-i Rahme'de (Rahmet Tepesi) yoğunluk yaşanıyor.

Rahmet Tepesi'nde dua eden hacı adayları, arife günü Arafat ve Müzdelife'de vakfe için bulunacakları yerler ile Kurban Bayramı'nda Mina'da şeytan taşlayacakları mekanları gezerek bilgi alıyor.

"Hac Arafat'tır"

Bu yılki hac organizasyonunu takip etmek üzere Mekke'ye gelen gazeteciler de Diyanet İşleri Başkanlığı Hac ve Umre Eğitim Daire Başkanı Dr. Fatih Kurt eşliğinde kutsal mekanları gezerek bilgi aldı.

Hz. Muhammed'in "Hac Arafat'tır" hadis-i şerifini hatırlatan Kurt, Arafat'ın Hz. Adem ile Hz. Havva'nın dünyada buluştuğu, ilk tövbenin kabul edildiği mekan olduğunu belirtti.

Rahmet Tepesi'nin de yer aldığı Arafat'ın, haccın farzlarından biri olan Arafat Vakfesi'nin de yapıldığı mekan olduğunu ifade eden Kurt, Hz. Muhammed'in Veda Hutbesi'ni irad ettiği Nemire Mescidi'nin de bu bölgede bulunduğunu kaydetti.

Hz. Muhammed'in, Rahmet Tepesi'nin eteğinde vakfeye durduğunu, yönünü Kabe'ye dönerek dua ettiğini aktaran Kurt, şöyle konuştu:

"Hacılarımız arife günü Arafat diye isimlendirdiğimiz bu özel mekanda toplanarak haccın bu farzını ifa edecekler. Ancak arife günü insanlar farklı mekanlarda, çadırlarında bu ibadeti yapacaklarından, o gün Rahmet Tepesi'ne çıkamama endişesiyle buraları görebilme ve bu tepeye çıkmak, mağfiret ve af tepesi olarak isimlendirilen, Hz. Adem'in duasına karşılık verildiği, Peygamberimizin dua ettiği bu mekanı diğer ülkelerden gelen ve Türk kafilelerimiz ziyaret ederek, Arafat'ın, Rahmet Tepesi'nin kokusunu soluyor, kendilerini hacca hazırlıyor ve yakınlaştırıyorlar."

Duaların ve tövbelerin kabul olduğu mekan

Dualarının ve tövbelerinin kabul olduğu mekan olarak ifade edilen Rahmet Tepesi'nin bu ismi almasının birinci nedeni, Hz. Adem ile Hz. Havva'nın buluştuğu mekan olması. İkincisi ise Hz. Muhammed'in Arafat Vakfesi'ni bu tepenin yakınında yapmış olması. Bu vakfe neticesinde insanların affa erişecek olmaları dolayısıyla bu tepeye rahmet, bağışlanma-af tepesi ismi veriliyor.

İnsanın kendisini tanıdığı, bildiği özel bir mekan olan Arafat'ta insanların bir duruş sergileyeceklerini ifade eden Dr. Fatih Kurt, "Buna vakfe diyoruz. Bu duruş insanın bu Arafat Vakfesi'ni yaptığı esnada hayattaki duruşunu sorgulayacağı, yerini, konumunu sorgulayıp gözden geçireceği, Allah'ın emirleri doğrultusunda bir çizgi üzerinde durmaya söz verecekleri özel bir mekan. İnsanın acizliğini, kulluğunu bir kez daha bildiği, kendini tanıdığı, dolayısıyla rabbini tanıdığı ve ona sığındığı özel bir mekan" diye konuştu.

Hz. Cebrail'in haccın menasikini öğretirken Hz. İbrahim'i, Arafat'a getirerek "Anladın mı, tanıdın mı, bildin mi?" sorusuna Hz. İbrahim'in "bildim" diye cevap vermesiyle bölgenin bu şekilde isimlendirildiğini dile getiren Kurt, Hz. Adem ile Hz. Havva'nın yeryüzünde burada buluşup birbirlerini tanımaları ve dünyanın farklı yerlerinden gelen insanların aynı anda, aynı noktada, aynı cihete yönelerek, bir olarak dua etmeleri ve birbirleriyle tanışmaları sebebiyle de bu mekana Arafat denildiği rivayetlerinin bulunduğunu aktardı.

Arafat'ta adeta mahşerde buluşma anını yaşayacak olan milyonlarca hacı adayı, bir insan seli halinde Müzdelife'ye gidecek, oradan Mina'ya geçecek ve Cemerat adı verilen alanda şeytan taşlayacak.

(AA)