Bakan Yazıcı: Başı kapamak dinsel bir özgürlüğün gereği
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, "Başı kapamak dinsel bir özgürlüğün gereği, hak ise yönetmelikle sınırlayamazsınız." dedi.
Yazıcı, Çayeli Kültür Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, ildeki basın mensup
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-10-05 11:26:38
Yazıcı, Çayeli Kültür Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, ildeki basın mensupları ile bir araya gelerek gündeme ilişkin konular hakkında açıklamalarda bulundu. Bakan Yazıcı, temeli 2012 yılında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından atılan ve yapımı devam eden Ovit Tüneli ile ilgili, "Türkiye'nin en büyük projelerinden bir tanesi şu an yapımı devam eden Ovit Tüneli Projesi'dir. Bu tünelin tamamlanmasıyla Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yıldönümü yani 2023'te 500 milyar dolarlık ihracat hedefimize çok önemli katkılar sağlanacaktır. Tünel, tamamlandığında Orta Asya, Balkanlar ve Avrupa arasında önemli bir geçiş noktası olacak. Tünelin yapıldığı güzergah çok önemli bir güzergah." dedi.
Seçim barajı üzerindeki tartışmalara değinen Yazıcı, "Bu tür değişiklikleri yaparken Türkiye'ye getirisi ve götürüsünü ele alıyoruz. Baraj konusu çok zamandır tartışılıyor. Ülkenin temsilde adaleti, yönetimde istikrarı önemlidir. Bu ülkeyi yönetirken temsilde adil olacaksınız ama yönetimde de istikrar, kalkınmanın en temel zeminini temsil eder. Bir seçenek ortaya koyduk. İstiyorlarsa mevcut hali ile devam edelim, istemiyorlarsa ikinci seçenek daraltılmış bölge yüzde 5 baraj. Bu da istenmiyorsa dar bölge sıfır baraj. Dar bölgeden anlaşılması gereken bütün Türkiye 550 bölgeye ayrılır, en fazla oyu alan milletvekili olur. Burada baraja gerek yok. İkinci seçenek seçim bölgelerinde en fazla beş kişi olacak şekilde daraltalım. Bu seçenek bana daha doğru gibi geliyor. Dar bölge sıfır baraja Türkiye hazırlıklı değil ama daraltılmış bölge şeklindeki seçim uygulamasını önceki yıllarda Türkiye yapmış, deneyimimiz var. Baraja ilişkin eleştirileri belli ölçüde gidermiş olacağı kanaatindeyim." diye konuştu.
Yazıcı, 'Andımızın' üzerinde ilginç değerlendirmeler yapıldığını, genelge ile ilkokul öğrencilerine mecbur hale getirildiğini ifade ederek, şunları söyledi: "Andın içerisinde doğru olan, yanlış olan sözcükler var. Irkçılığı öne çıkartan sözcükler var. 'Bunları ayıklayalım, şunlar olsun' demek daha büyük tartışmalara yol açar. Tümüyle ortadan kaldırmak çok daha doğru yaklaşım diye düşünüyorum. Bunun kaldırılması ile farklı zorlamaları, söylemek istemediği halde kerhen sözcükle ifade etmek gibi bir durumu ortadan kaldırmış oluyoruz. Yoksa biz Türküz. İnsan kendi etnisitesi ve onun değerleri ile övünür ama bunların hiçbiri diğerine bir üstünlük değildir. Bu ayrışmayı ortadan kaldırıyoruz. Bu konu ile ilgili eleştirilerin mantıklı makul gerekçeleri olmadığı kanısındayım. Kaldırılması yönündeki tasarruf doğrudur. Bunu eleştiren muhalefet partileri bildikleri halde, sırf muhalefet olsun diye bunları yapıyorlar. Kapalı kapılar ardında özel odalarda konuşun, doğru olduğunu söyleyecek."
Türkiye'de bölünme olacağı yönünde kaygı duyanlar olduğunu ama bunların gereksiz olduğunu dile getiren Yazıcı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hiç kimsenin kendi etnisitesi ile ilgili dil kullanması ve o dil ile eğitim yapması o ülkenin bölünmesine yol açmaz. Bizim ortak paydalarımız, değerlerimiz var. Tek devlet, tek vatan, tek bayrak, tek millet. Bizim millet kavramımız ırk tanımı içeren bir kavram değil. Millet, bütünün ismidir. Bunun içerisinde Türkiye'nin her bölgesinde var olan 76 milyondan oluşan insanımızdan oluşan kümelerin yer aldığı bütünün ismidir. Millet bu. Bu hassasiyet var oldukça Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünün zedelenmesi söz konusu değil. Bana göre kavga olmadan tartışıldığı ve konuşulduğu zaman hak verilecek, haksızlıkların ortadan kaldırılması milli birlik ve bütünlüğümüzü güçlendirir, pekiştirir. Hükümetin yapmayı planladığı, açıkladığı demokratikleşme paketinin gerçekleşmesinin, bazılarının iddia ettiği gibi ayrıştırmaya değil, birlik ve bütünlüğümüzün pekişmesine, güçlenmesine daha güçlü zemin oluşturduğuna inanıyorum."
"BAŞÖRTÜSÜNDEN DOLAYI BİRÇOK AİLE MAĞDUR OLDU"
Türkiye'de başörtüsünden dolayı bir çok ailenin mağdur olduğunu dile getiren Yazıcı, "Anayasada eğitim ve öğretim hakkına herkes sahip ama bir takım yönetmeliklerle, ikincil işlemlerle hak ve özgürlük kısıtlanmış. Hak ve özgürlükler ancak yasa ile düzenlenir. Baş örtmek bir hak mıdır? İnançla bağlantılıdır. Demokratik laik devlet, hiçbir dine hiçbir mezhebe içerik belirleyemez. 'Bu senin dinini gereğidir ya da değildir' diyemez. Bunu o dinin mensupları, alanda uzman olanlar belirler. Laik devletin buradaki görevi, hakem rolünde bulunmakla ibarettir. Türkiye'de her birey inandığı gibi kamuda da diğer şartları haiz ise görev alma hakkına sahiptir. Sorumluluğunu taşıdığım bakanlığımda bir, bir buçuk yıldır kamu personeli arasında başı kapalı kamu görevlileri de var. 'Bunu nasıl yapıyorsunuz' şeklindeki bir soruda, ben şöyle düşünüyorum. Başı kapamak dinsel bir özgürlüğün gereği, hak ise yönetmelikle sınırlayamazsınız. Yasal düzeyde düzenleme olmadığına göre yasa niteliğindeki normu, Türkiye'nin taahhüt altına girdiği uluslararası sözleşmeleri dikkate alarak, başlarını kapatarak çalışmalarına fırsat verdiğimiz çalışanlarımız var. Türkiye'de bu alanda mağdur olmuş kişi ve ailelerin, bundan sonra mağdur olmayacağı kanısındayım. Türkiye'nin birlik ve düzeni açısında demokratikleşme alanında bu düzenlemelerin kazanım olacağına inanıyorum."
Açıklamalarının ardından Bakan Yazıcı'ya Bölgesel Amatör Ligi (BAL) takımlarından Çayelispor'un, üzerinde Hayati Yazıcı yazan ve ilin plaka kodu olan 53 rakamlı sırt forması hediye edildi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara