İmam hatip liselerini kim kapattı
Uzun sözün kısası İmam Hatip Liselerinin kapatılmasına Geleceği göremeyen yetersiz bakanlık personeli ve mevzuat hazretleri neden olmuştur. Bu nedenle yapılacak düzenlemelerle İmam Hatip Liselerinin meslek lisesi kapsamından çıkarılması, diğer düz liselerle aynı statüye kavuşturulması gerekmektedir.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-09-29 11:36:50
TIMETURK / Ömür Çelikdönmez
1946’dan sonra Türkiye’de en çok tartışılan konuların başında İmam Hatip Liseleri mevcut. Çok partili sisteme geçişle birlikte Cumhuriyet Halk Partisi ve Demokrat Parti sözcüleri arasında vazgeçilmez polemik mevzusu olan din eğitimi veren okulların durumu, 1970 sonrasında hem Adalet Partisi’nin hem de Milli Selamet Partisi’nin gündeminden düşmedi. Biliyorum bu satırlar kimi okuyucunun hoşuna gitmeyecek ama hakkını yememek gerekirse İmam Hatip Liselerinin açılmasında, sayılarının çoğalmasında merhum Erbakan Hoca kadar Süleyman Demirel’in de katkısı büyüktür. Çünkü bu okulların bağlı olduğu Milli Eğitim Bakanlığı, koalisyon hükümetlerinde Milli Selamet Partisi’ne değil Adalet Partisi’ne bağlıdır ve bakanlar hep Adalet Partisi’nden olmuştur.
İmam Hatip Liseleri Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren varlığını devam ettiren bir eğitim kurumu. Aslında Cumhuriyet öncesinde bugünkü İmam Hatip Liseleri’nin ilki kabul edilebilecek eğitim ve öğretim birimi, 1913 yılında İmam Hatip yetiştirmek üzere açılan ve daha sonra Medresetü-l Vaazin ile birleştirilerek Medresetü-l İrşad adını alan Medresetü-l Eimmeti vel Hutaba ismini taşıyordu. Bu okullar ömürlerini 3 Mart 1924 tarihli Tevhid-i Tedrisat Kanunu’na kadar sürdürmüştür.
Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun din görevlisi eğitimini düzenleyen 4. maddesi medreselerin kapatılmasına karşılık, imamlık ve hatiplik gibi dini hizmetlerin görülebilmesi için ayrı okullar açılmasını öngörüyordu. Kanunda öngörülen bu okullar, 1924 yılında İmam Hatip Mektepleri adı altında 29 merkezde açıldı. Okullar, 4 yıllık ortaöğrenim seviyesinde idi. Bu okulların müdürleri özel bir din eğitimi görmemişlerdi.
Daha çok deneyimli eğitimcilerdi ve amaçları Cumhuriyet'e bağlı, aydın din adamları yetiştirmekti. Ders saatlerinin çoğu bilim ve yabancı dil dersleriydi ve dinle ilgili dersler ikinci plandaydı. 1929 yılında sayıları 2’ye düşen İmam Hatip Mektepleri 1930’da öğrenci yokluğu nedeniyle tamamen kapatılmıştır. Ancak asıl kapanma nedeni bu okullardan mezun olanların memur olamayacağına dair bir düzenlemenin yapılmasıdır.
1930-1948 yılları arasında din eğitimi, Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde açılan Kur'an kurslarında verildi. Kur'an kurslarının “aydın din adamı” yetiştirmede yetersiz kaldığı bir raporla belirtilince, Cumhuriyet Halk Partisi’nin tek başına iktidar olduğu 1949 yılında, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı “imam hatip kurslarında” din hizmeti görevlisi yetiştirme uygulaması başladı. Ortaokul mezunu askerliğini yapmış kimselerin alındığı 10 ay süreli İmam Hatip Kurslarından 1949 sonuna kadar 50 kişi mezun oldu. Kursların süresi daha sonra iki yıla çıkarıldı ve meslek okulu mezunlarının da kurslara girmesine imkân tanındı.
1950 seçimlerinden sonra iktidara geçen Demokrat Parti, seçim kampanyasında söz vermiş olduğu İmam Hatip Okulları'nı, iktidarının ilk yılında açtı. Birinci devresi 4, ikinci devresi 3 yıl olan 7 yıl süreli ve bir bütün teşkil eden İmam Hatip Okulları 1951-1952 döneminde 7 ilde açıldı. 1963-1964 öğretim yılında İmam Hatip Okulları’na ilk defa parasız yatılı öğrenci alınmaya başladı. İHO sayısı 1970-1971 döneminde 72'ye çıktı. 12 Mart Muhtırası sonrasında kurulan geçici hükümetin 22 Mayıs 1972’de yayımladığı bir yönetmelikle, İmam Hatip Okulları ortaokuldan sonra 4 yıl eğitim veren bir meslek okulu haline getirildi ve lise kısmını bitirenlere tanınan yükseköğretimin tüm programlarında okuma hakkı kaldırıldı.
1973 yılında, o güne kadar İmam Hatip Okulları olarak anılan okulların adı İmam Hatip Liseleri olarak değiştirildi. Bu dönemde İHL mezunlarında fark dersleri vermeden üniversitelerin edebiyat kollarına gidebilme hakkı tanınmıştır. 1974’te kurulan CHP-Millî Selâmet Partisi hükümeti döneminde İmam Hatip Liseleri’nin ortaokul bölümü yeniden açıldı. 29 yeni İHL açıldı ve böylece okul sayısı 101'e çıktı.
1976’da kızını İHL'ye kaydetmek isteyen bir velinin, yanılmıyorsam Milli Nizam Partisi ve Milli Selamet Partisi Isparta il teşkilatının kurucularından, meşhur Ispartalı Hakkı’nın akrabalarından ve elim bir trafik kazasında hayatını kaybeden Osmanlı Ağlarcı’nın hukuk mücadelesi sonucu o güne kadar sadece erkek öğrencilerin alındığı İHL'ye, Danıştay kararı ile kız öğrenci alınmaya başlandı. Millî Selamet Partisi'nin ortak olduğu hükümetler döneminde (1975-1978) 230 yeni İHL açıldı. 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra 1985’e kadar yeni İHL açılmadı. 12 Eylül yönetimi tarafından Temel Eğitim Kanunu’nun 32. maddesinde yapılan bir değişiklikle İHL mezunlarının üniversitelerin tüm bölümlerine gidebilmesinin yolu açıldı.
İmam Hatip Liselerinin statüsünün değiştirilmesi meslek liseleri kapsamına alınmasıyla gerçekleştirilmiş, böylelikle 28 Şubat sonrasında ortaöğretim kısmının kapatılması mevzuat açısından teknik olarak kolaylaştırılmıştır. Ancak diğer meslek liselerinden örneğin Endüstri Meslek Liselerinden mezun olanlara memurluğa başladıklarında verilen bir kademenin İmam Hatiplere verilmemesi bu uygulamanın askıda tutulduğunu göstermektedir.
1990-1993 arası Talim Terbiye Kurulu’nun İmam Hatip Liselerinin statüsü ile ilgili olarak Yüksek Öğretim Kurumu’na gönderdiği yazıda, meslek lisesi olduğunun belirtilmesi İHL’nin nasıl tuzağa düşürüldüğü ortaya koymaktadır. Buna rağmen Milli Eğitim Bakanlığı, 28 Şubat 1997’ye kadar İmam Hatip Liselerini genel eğitim bünyesinde düz liselerle birlikte ele almış, İmam Hatip Liselerini sözel bölüm seviyesinde değerlendirmiştir.
28 Şubat 1997 tarihinde toplanan Milli Güvenlik Kurulu’nda yaşanan irtica ile ilgili görüşmelerde İmam hatip Liselerine yönelik menfi yaptırımlar gündeme alındı. 28 Şubat sürecindeki iki uygulama, İmam Hatip Liseleri’ni olumsuz etkiledi. Bunlardan birisi, 8 yıllık kesintisiz eğitimin başlaması neticesinde imam hatip liselerindeki ortaöğretim bölümlerinin kapatılması; diğeri ise üniversite sınavlarındaki katsayı uygulaması ile mezunların kendi alanları dışında üniversiteye girmesinin engellenmesidir. 16 Ağustos 1997’de Mesut Yılmaz döneminde çıkarılan 4306 sayılı sekiz yıllık kesintisiz öğretim yasası, ortaokul kısmının kapatılmasına yol açtığı için bu okullar açısından bir dönüm noktası oldu. Yasa ile imam-hatip liseleri 4 yıllık liseler haline gelmiş oldu.
1998 yılında YÖK ve ÖSYM tarafından üniversite sınavı puanlarının hesaplanması ile ilgili olarak alınan bir karar, İmam Hatip Liseleri açısından büyük önem taşır. Bu karara göre; meslek lisesi mezunlarının ortaöğrenim başarı puanlarının hesaplaması sırasında mezun puanların 0.5 yerine 0.2 katsayısı ile çarpılıyordu. Bu uygulama, diğer teknik lise ve meslek lisesi mezunları ile birlikte İmam Hatip Lisesi mezunlarının da üniversitede kendi alanları dışında bölümlere girmesini engelleyecek nitelikteydi. Nitekim Anadolu İmam Hatip liseleri katsayı kararı öncesinde öğrencilerinin yüzde 75'ini 4 yıllık fakültelere yerleştirmeyi başarmakta iken katsayı kararıyla bu oran yüzde 25'e düştü. 2009 yılında katsayı uygulamasının kaldırıldığı açıklandı ancak bu karar, Danıştay tarafından iptal edildi.
Katsayı farkının azaltılmasına yönelik bir uygulama yapılması sonucu 2011 yılından itibaren imam hatip mezunlarının kendi alanları dışındaki üniversite bölümlerine girmesi imkânı yeniden ortaya çıktı. İmam Hatip Lisesi mezunlarının üniversite sınavlarındaki başarısı yeniden yükseldi. 1 Aralık 2011’den itibaren puan sistemi tamamen ortadan kalktı. İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile birlikte 2012-2013 eğitim öğretim döneminde İmam Hatip Liseleri’nin ortaokul bölümleri tekrar açıldı ve 5. sınıf öğrencileri bu okullara kaydedilmeye başladı.
Uzun sözün kısası İmam Hatip Liselerinin kapatılmasına Geleceği göremeyen yetersiz bakanlık personeli ve mevzuat hazretleri neden olmuştur. Bu nedenle yapılacak düzenlemelerle İmam Hatip Liselerinin meslek lisesi kapsamından çıkarılması, diğer düz liselerle aynı statüye kavuşturulması gerekmektedir. Yok, eğer İHL bir meslek lisesi ise mezunlarının göreve başladıklarında Endüstri Meslek Lisesi mezunları gibi bir kademe almalarına imkân sağlanmalıdır. Bir diğer önemli husus ise Mesleki ve Teknik Eğitim Derneği Genel Başkanı Sami Nogay’ın dediği gibi, “28 Şubat darbesinden sonra meslek liselerinin ders programları değişti. Meslek öğreten değil, ansiklopedik bilgi veren hale geldi. Dolayısıyla Tüm liseleri Anadolu statüsüne getirme fikri yanlıştır.”
[email protected]
SON VİDEO HABER
Haber Ara