Kılıçdaroğlu: Savaş çığırtkanlığı yapmanın alemi ne?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Suriye'ye müdahaleden yana olan Türkiye'nin bir turizm ülkesi olduğunu hatırlatarak, "Savaş çığırtkanlığı yapmanın alemi ne?" diye sordu. Yaşanan iç karışıklıklar sebebiyle 1 milyon turistin Mısır'a gitmekten vazgeçtiğine değinen Kılıçdaroğlu, iç savaşın hüküm sürdüğü Suriye içinse turistten söz etmenin mümkün olmadığını dile getirdi.

Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından Ramada Plaza Otel'de düzenlenen 'Ekmeğini turizmden çıkaran sektör: Turizm' konferansına katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasında dış politikayı eleştirdi. Zorunlu olmadıkça savaşın cinayet olduğunu söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu, dünya savaşlarında ölen 25 milyon insandan 22 milyonunun sivil olduğuna dikkat çekerek, "Savaş bu kadar acımasız." dedi.

Türkiye'nin de yer aldığı coğrafyada tarih boyunca acı ve göz yaşı olduğuna işaret eden Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin geldiği noktada kapısını çalacak bir tane bile komşusu kalmadığına değindi. Yürütülen politika ile herkesin düşman edildiğini, resmi rakamlara göre Türkiye'nin 500 bin Suriyeli ağırladığını, Türkiye'nin terör ithal eder hale geldiğini savundu. Bunun Türkiye için hoş bir tablo olmadığını kaydeden Kılıçdaroğlu, 1 milyon turistin Mısır'a gitmekten vazgeçmesini ve Suriye'ye zaten kimsenin gitmediğini örnek gösterdi. Anadolu'nun sevgi ve barış ile yoğrulan topraklar olduğuna işaret eden CHP lideri, "O zaman savaş çığırtkanlı yapmanın alemi ne?" diye sordu.
Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: "Eğer siz barışı savunuyorsanız, kendi coğrafyanızda daha fazla turistin ülkenize gelmesini istiyorsanız bütün komşularınızla iyi geçinmek zorundasınız. Barış dilini kullanmalısınız. Turizm barışın dilidir. Savaş döneminde kimse turizmden söz etmez. Savaş kışkırtıcılığı yaptığınız andan itibaren turizmin önüne set çekmiş olursunuz."

Politikacıların duygularıyla hareket etmemesi gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Politikacı aklını kullanmak zordadır. Politikacı konuşurken daha yumuşak, herkesi kucaklayan bir dili seçmek zorundadır. İktidar olanların temel görevlerinden birisi budur. Muhalefet gibi sert dil kullanmaları toplumu gerer. Toplumda huzur bırakmaz. İktidar olanlar toplumdan gelen eleştirilere kulak kabartmalıdır. Eleştiriye tahammül edemeyenlerin ülke yönetimine talip olması ülkeyi felakete götürebilir. Türkiye'nin yaşadığı temel sorunlardan birisi budur. Siz eleştiriye tahammül edemiyorsanız o koltukta ne işiniz var? Bu toplamda çatışma kültürünü körüklüyor."

Konuşmasına Antalya'da bir ilköğretim okulunda yaşanan olayı örnek vererek devam eden CHP Genel Başkanı, 'Başbakan'ın ağaç kestiğini' söyleyen bir öğrencinin öğretmeni tarafından 'vatan haini' ilan edildiği iddiasını dile getirerek "Olacak şey değil. Ülkenin geldiği noktaya dikkatinizi çekmek için bu örneği verdim. Ağaç kesmeyi eleştirmenin vatan hainliği ile eş değer tutulduğu bir noktaya geldik." dedi. Türkiye'nin çağdaş ülkelerdeki ölçütlerde demokrasiye sahip olması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Bu ülkenin insanı daha fazla özgürlük, demokrasi istiyorsa siyasetçi ondan gurur duymalı. Aksini düşünmek bile istemiyorum." diye konuştu. Kılıçdaroğlu, özgürlük ve demokrasinin kökleşmesi halinde Türkiye'nin büyük sıçrama yaşayacağını savundu.