Merkel’in zaferi Türkiye için kötü haber
Angela Merkel, partisinin başındaki 3. seçimde oylarını yüzde 7, milletvekili sayısını 61 koltuk artırarak büyük bir zafer kazandı.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-09-24 02:14:14
Zaman'ın haberine göre; Hatta Almanya'da çok nadir rastlanan tek başına iktidar olmayı da teğet geçti. II. Dünya Savaşı'ndan sonra sadece Konrad Adenauer ve Helmut Kohl'ün başarabildiği 3. defa seçimleri kazanma rekoru Merkel'i şüphesiz Avrupa Birliği'nin en kuvvetli lideri konumuna getiriyor. Seçimlerden kuvvetlenerek çıkması, zaten son derece kötü giden Türkiye-AB ilişkileri açısından iyi haber değil. Türkiye’nin üyeliğine sıcak bakmayan Merkel'in geri adım atması beklenmiyor. 22. fasılın açılması da zor görünüyor.
Forbes Dergisi’nin dünyanın en etkili ikinci kişisi ve en etkili birinci kadını ilan ettiği Angela Merkel, partisinin başında 3. seçiminin oylarını yüzde 7, milletvekili sayısını 61 koltuk artırarak büyük bir zafer kazandı. Hatta seçim sonuçları açıklanmaya başladığında bir ara Almanya’da çok nadir rastlanan tek başına iktidar olmayı da teğet geçti. Almanya’da tek parti iktidarı en son 1957’de efsane başbakan Konrad Adenauer tarafından kurulmuştu.
II. Dünya Savaşı’ndan sonra sadece Adenauer ve Helmut Kohl’ün başarabildiği 3. defa seçimleri kazanma rekoru, Merkel’i şüphesiz Avrupa Birliği’nin (AB) en kuvvetli lideri konumuna getiriyor. 2008’de patlayan malî kriz, AB’nin yıldızını söndürürken, Merkel’in yıldızını parlattı. Birliğin diğer lokomotifi Fransa dahil, bütün Avrupa ciddi iktisadi sorunlar yaşarken Merkel, Alman ekonomisini ve siyasi desteğini tahkim etmeyi başardı. AB’nin itici gücü olarak adlandırılan Almanya-Fransa ikilisi artık yok, Almanya’nın istemediği hiçbir adım atılamıyor Brüksel’de.
Kemer sıkma siyasetinin en büyük destekçisi olan Merkel, Yunanistan, Portekiz ve İspanya gibi ülkelerde ‘nefret’ objesine dönüşürken, Türkiye’nin müstakbel AB üyeliğine ilişkin olumsuz tavrı ile de Ankara’nın hazzetmediği siyasi bir figür haline geldi. Merkel ile Erdoğan’ın ‘kimyalarının’ uyuşmadığı artık sır değil.
2005’te başbakan olduktan sonra Türkiye için imtiyazlı ortaklığı savunan Merkel son derece tutarlı bir siyasetçi. Patronu Kohl gibi o da “Türkiye’yi seviyorum ama dışarıda seviyorum.” diyor. Seçimlerden kuvvetlenerek çıkması, zaten son derece kötü giden Türkiye-AB ilişkileri açısından iyi haber değil.
Hükümet kurarken koalisyon ortağına muhtaç olsa da Merkel’in Türkiye siyasetinde geri adım atmasını kimse beklemiyor. Zira seçimlerden dolaylı da olsa Türkiye siyaseti için teyit de almış oluyor. Eğer büyük koalisyona giderek Sosyal Demokratlara dışişleri bakanlığını verirse, Merkel’in Türkiye siyasetinde kötüye gidiş beklenmiyor ancak daha küçük bir parti olan Yeşiller’le hükümeti kurmaya karar verirse dışişleri bakanlığını kendi partisinde tutabilir.
Avrupa Parlamentosu’nun tek Türk asıllı Alman milletvekili olan Sosyal Demokrat İsmail Ertuğ’a göre Merkel’in seçimlerden kuvvetlenerek çıkması, Türkiye-AB ilişkileri açısından olumlu değil. Merkel’in Türkiye siyasetinde dürüst olduğuna işaret eden Ertuğ, Almanya’nın tavrını değiştirmesini beklemediğini, Sosyal Demokrat ya da Yeşiller’in koalisyona girmesi durumunda bile “mucize” olmayacağını kaydetti.
22. FASLIN AKIBETİ NE OLACAK?
3 yıl aradan sonra haziran sonunda açılması beklenen 22. fasıl görünürde Gezi Parkı, esasta Alman seçimleri yüzünden ertelenmişti. AB, genişleme tarihinde benzeri olmayan bir karar alarak, faslın resmen açıldığını ancak fiilen 16 Ekim’de açıklanacak ilerleme raporunda bakıldıktan sonra müzakerelere başlanmasını kararlaştırmıştı. Ertuğ, Merkel’in kuvvetli kazanmasının ardından 22. faslın açılacağından pek ümitli değil. “Gezi Parkı olmasaydı da 22. faslı engellemek için bahane bulacaklardı. İfade etmek için erken olsa da ben faslın açılacağını sanmıyorum.” diyor. Ankara ise, Alman seçimlerinden sonra bir bahane kalmadığını düşünüyor ve 22. faslın 22 Ekim’deki Dışişleri Bakanları toplantısında açılmasını bekliyor.
22. faslın engellemelerle karşılaşmasına içerleyen AB Bakanı Egemen Bağış, seçimlere giden Merkel’i uyararak, Türkiye’yi malzeme olarak kullanan eski Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’yi hatırlatarak, “Daha önce de bu malzemeyi kullanmaya kalkan Sarkozy’nin sonu pek hayırlı olmadı.” demişti. Kehanet bu defa tutmadı.
Haber Ara